Taehyung ile sarmaş dolaş bir şekilde yuvada oturmuş, konuşmadan sadece etrafı seyrediyorduk. Yaşadıklarımızdan sonra ben ne kadar utansamda, Tae utanmamam gerektiğini söyleyerek beni sakinleştirmişti ve şimdi utanmadan onun kollarına sığınıyorum.
"Sevgilim." Kulağımın dibinden gelen mırıldanma ile gözlerimi Tae'ye çevirdim.
"Ne oldu Teyung'um?" Diye şirince konuşunca Tae minik bir kahkaha attı ama fazla uzun tutmadan tekrar gözlerime bakıp konuşmak adına dudaklarını araladı.
"Querencia'n ile barışmayı düşünmüyor musun? Savaş alanında bile mesafeliydin."
Doğru, en son Querencia ile kavga etmiştik. Daha doğrusu o beni sinirlendirip kırmıştı ve ben de öfkeden onu orada bırakıp yuvaya gelmiştim.
"Bilmiyorum. Beni çok fazla kırdı." Diye mırıldanıp titrek bir nefes aldım.
"Affetmek istiyorsun görüyorum kook." Diye anlayışla konuşup saçlarımı okşamaya başlayınca huzurla gözlerimi kapattım.
"İstiyorum ama aynı zamanda istemiyorum." Dediğimde arkamdaki bedeni sallanmaya başladı. Gülüyor muydu?
"Tae! Gülmesene! Gülme yahu!" Diye sahte bir sinirle söylendim ama beni aldırmadan daha sesli bir şekilde gülmeye başladı.
"Jungkook bana kafayı yedirteceksin. Tanrım, çok sevimlisin." Deyip yanağıma ardı ardına öpücük kondurmaya başladı. Öpücükleri boynuma doğru kayarken daha ıslak bir hâl almaya başladı ve boynuma gelince derin öpücükler kondurup kokumu soludu.
"Ölürüm senin için." Boynumdan ayrılmadan konuştuğu için sesi boğuk çıkmıştı ve konuşurken çıkan sıcak nefesi boynuma vurmuştu.
"Taehyung..." diye sızlandım ve yerimde biraz kıpırdandım.
Hızlı bir kaç öpücük daha kondurup kafasını boynumdan kaldırdı ve boynumu öpmekten dolayı şişmiş dudaklarını dudaklarıma bastırdı.
Nazikçe alt dudağımı kavrayıp emerken ben de anında karşılık verip üst dudağını aynı naziklikle kavradım ve aynı onun gibi emmeye başladım. Dudaklarımızdan çıkan ıslak sesler kulaklarıma doluşurken ihtiyaçla kıvranıp boğukça inledim ama iniltim ikimizin dudakları arasında kayboldu.
Yerdeki elimi kaldırıp Tae'nin ensesine koydum ve ensesindeki saçlarını çekiştirmeye başladım. Bu haraketim öpüşmemizi derinleştirirken Tae'nin bir eli boynuma, diğer eli kalçama yerleşti.
Dudaklarıma değen dil ile istediğini anlayıp ağzımı araladım, dili anında ağzımdan içeri kayıp ağzımı talan etmeye başladı.
Dillimi kavrayıp dudaklarını dilime kapadı ve dilimi açlıkla emmeye başladığında inledim. (Ne çok dil dedim...bi' saniye şu an da dilden soğuyom)
Devam edersek bu işin gideceği yeri bildiğim için zorda olsa kendimi geri çektim ve dudaklarımızın ıslak bir sesle ayrılmasını sebep oldum. Gözlerimi Tae'nin öpüşmekten dolayı şimşiş ıslak dudaklarından zar zor ayırıp koyulaşmış gözlerine çıkardım.
"Duralım Tae'm. Şimdi olmaz." Diye boğuk bir sesle konuşup son kez dudaklarına bir öpücük kondurdum ve geri çekildim.
"Tamam bebeğim. Şimdilik senin istediğin gibi olsun." Zevkten dolayı daha da boğuk çıkan sesiyle istemeyerekte olsa beni onayladı ve iki elini de tekrar belime çıkarıp arkamdan sarıldı.
Bu anlayışlı haline gülümseyip ben de iki elimi karınımın üstündeki ellerine doladım ve kafamı omzuna yaslayıp kafamı boyun girintisine gömdüm. Burnumla boynunu birkaç kez dürttüm ve kokusunu derince soludum."Kookie'm kaşınıyorsun." Diye tahrik olmuş bir ses tonuyla konuşunca yutkunup haraketlerime bir son verdim.
"Konuşalım." Zihnimde Querencia'yı işitmemle hızla doğruldum. Bu ani tepkim Taehyung'u şaşırtıp aynı zamanda meraklandırınca ona döndüm ve iki yanağını kocaman öptüm.
"Querencia konuşmak istiyor aşkım. Hemen döneceğim." Dedim ve bir şey demesine fırsat vermeden ayaklandım.
Yuvamın ucuna gelip direkt aşağı atladım, düşmeden önce mor alev yardımıyla yere yavaş bir iniş gerçekleştirdim.
"Neredesin?" Diye dışımdan sorunca aldığım cevapla olduğum yerde durup beklemeye başladım.
"Seni almaya geliyorum."
(...)
"Evet, seni dinliyorum?" Diye sinirle soludum.
Kollarımı önümde birleştirmiş bir vaziyette, dakikalarca karşımda dikilen ve konuşmaya tenezzül etmeyen Querencia'yı aynı şekilde izlemeye devam ettim. Tahimini ne zaman konuşacak? Beni buraya getirdiğinden beri tek bir kelime dahi söylemedi.
"Özür dilerim." Zihnime fısıldadığı sesinden acı çektiği bariz bir şekilde anlaşıldı. Çok fazla acı çekmiş olabilir ama ben daha fazla acı çektim...
"Bu kadar mı? Bana en ufak zarar veren birisini öldürecek potansiyele sahipken, benim kalbimi en çok kıran sensin ve tek diyeceğin bu mu?" Diye titrek bir sesle konuşup gözlerimin dolmaması için kafamı gökyüzüne doğru kaldırdım.
"Sinirliydim çünkü, canın yanmıştı. Sinirli olunca gözüm hiçbir şeyi görmez. Seni kırmak, incitmek istemedim jungkook. İlk defa birisi için korktum, endişelendim. Canın acıyınca benim de canım yandı. Ben bunları ilk kez tadıyorum ve fazlasıyla yabancıyım. Ters bir tepki verdim, bunun farkındayım. Lütfen, jungkook lütfen beni affet. Özür dilerim kalbim. Benden her an, her salise yardım isteyebilirsin. Öleceğim an bile kendi ölümümü geciktirir, yine sana yardım ederim. Kalbim, senden ayrı kaldığım her saniye gücüm zayıfladı... karanlık dünya da güçsüz düşmeye başladı. Beni başkası değil, bir tek sen öldürebilirsin ve ben ölüyorum. Senden ayrı kaldığım her an tekrar tekrar acı çekiyorum. Hataydı, çok kötü bir hata. Üzgünüm. Affet ne olur."
(Neden barışmak için sevgilisine yalvaran bir kişi gibi oldu bu konuşma, inanın bir fikrim yok. Saçma oldu gibimsi ama bananemsi. Mantıksız cümlelerle dolu bir paragraf oldu...fazla takmayın)
Querencia'nın her bir kelimesinden sonra gözlerim doldu ve peşi sıra gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Kalbim acıyor...
Titrek adımlar atarken yanına yaklaştım ve deli gibi titreyen elimi eğdiği kafasının üzerine koyup sevdim.
"Affediyorum. Ama ikincide seni doğrarım Querencia." Diye duygu yüklü ortamı dağıtmak adına hafif şakayla karışık konuştum.
Zihnimden üç kişinin gülmesini duydum. Onlar gülerken istemsizce ben de gülmeye başlamıştım. Hep beraber mutluyuz...
_____________
Annyeonghaseyo yorobun!Nasılsınız?
Bölüm çok saçma oldu gibi çünkü yazmak aklımda yoktu.
Final bölümünü okurken yorumlara baktım ve yeni bölüm ile Querenciayla kook'un barışması istendiği için direkt yazayım dedim ve yazdım.Yani 1 dakikada yazmaya karar verilmiş, 20 dakikada yazılmış bir bölümden çok da bir şey beklemeyin >.<
Eğer bekleyişleriniz boşa çıktıysa
so sorryy🥺🥺🥺🥺Başka bir özel bölüm olursa orada görüşmek üzere canlarım ^-^
Sağlıcakla kalın, hoşça kalın~👋🏻💜
/874 kelime\
____
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark Lord Cyrus || TaeKook
Fantasíagörülmesi imkansız iki olay gerçekleşmişti; delta ve alfa bir beden de birleşmişti, omega ve karanlık lordu cyrus bir beden de birleşmişti. *Tüm hakları Anka'nın Ateşinde saklıdır.