Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aradan günler geçmiş olmasına rağmen Chifuyu ile pek kayda değer bir konuşması olmamıştı Keisuke'nin. Onun kalbini çok kırdığının farkında olsa da düzeltmek için elinden bir şey gelmiyordu. Önce kendisini düzeltmesi lazımdı çünkü.
Kazutora garip davranmaya başlamış olsa da Hanma'yı reddettiğini söylemiş olması diğerlerini rahat hissettiriyordu. Ama Keisuke Hanma'nın bu işin ucunu öyle kolayca bırakmayacağından adı kadar emindi. Her an yeni bir hamle yapabileceğini düşünerek tedbirli davranıyordu.
Draken ve Kazutora ile Mikey'in evinde oturup sohbet ederken aniden aldığı bir telefon ile aralarından kalkıp koridora çıktı Mikey. Birkaç dakika boyunca konuşmuş, ardından ani bir giriş yapmıştı içeriye. "Baji! Chifuyu hastanaye kaldırılmış!" dedi hızlı hızlı. Keisuke hemen oturduğu yerden fırladı. "Ne? Ne olmuş?" dedi korkuyla.
"İki tane maskeli çocuk onu dövüyormuş..." diye başladı lafa cümlesini toparlamaya çalışırlen hızlı hızlı. "Abimin sevgilisi de eve geçiyormuş, yolda ratlamış onlara. Çocukları dövüp kovalamış, polisi, ambulansı aramış. Abime haber vermiş görür görmez Chifuyu olduğunu anlamış o da."
"Sileyim! SİKEYİM!" ceplerini yoklayıp motorunun anahtarını ararken ceketini üstüne atarak çıktı evden. "Gidip kontrol edeyim, burada kalın siz!" diye bağırdı hepsine süratle motosikletine atlayıp çalıştırdı ve hastanenin yolunu tuttu hemen.
Ağlamamalıydı, biliyor. Kendini tutmaya çalışıyor ama başarması neredeyse imkansız. Yola odaklanmaya çalıştı elinden geldiğince, yoksa bir kaza yapıp hastaneye farklı yollardan ulaşmış olacaktı.
Park alanında ilk gördüğü yere bıraktı motorsikletini ve hemen indi üstünden aceleyle. Kapıdan içeriye girip kenarda bilgisayar başında oturan kayıt görevlisine koştu. "Matsuno Chifuyu hangi odada kalıyor acaba?" diye sordu nefes nefese. Kadın bilgisayarı açıp kayıtları kontrol etti. "Dördüncü kat. On bir numaralı oda. Geçmiş olsun." dedi neşeyle. Keisuke tek bir kelime etmeden asansöre fırladı hemen. İki tane yaşlı adam asansöre binmeye kalkışınca onları beklemekle uğraşamayıp merdivenlerden gitmeye karar verdi. Fena yıpranmış bir biçimdeydi.
Dördüncü kata vardığında hemen koridorlarda on bir numaralı odayı aramaya başladı gözleri. Bulur bulmaz kapıyı tıklattı hemen. İçerideki kadın "Buyrun!" dediğinde kapıyı aceleyle açıp karşısındaki manzaraya bakakalmıştı.
Chifuyu, ağzı burnu sargı bezleri ile sarılmış ve kolu alçıya alınmış bir biçimde hasta yatağında, hastane kıyafetleri ile yatarken annesi başında ona onu mutlu etmek için bir şeyler anlatıyor ve kafasını dağıtmasına yardımcı olmaya çalışıyordu. Keisuke'nin geldiğini görünce hafifçe gülümseyerek kalktı yerinden. Chifuyu boş gözlerle bakıyordu ona doğru resmen.
"Hoş geldin Baji-kun." dedi bayan Matsuno. Ayağa kalkıp karşısına geçti. "Fuyu ile biraz konuşun. Sizi yalnız bırakayım. Bir şey olursa alt katta, kantinde olacağım. Yardım lazım olursa da hemşirelerin odası hemen koridorun sonunda." kadın gülümseyerek kapattı kapıyı ve ayrıldı yanlarından. Baş başa kaldıkları bu ortam ikisini de oldukça germişti.