Yağmurunda

3.1K 81 35
                                    

"Afra? Afra?" biri adımı seslendiğin de kendime gelmiş, hızlıca etrafa bakmıştım. "Otursana, ne oldu?"

Az önce ne görmüştüm ben öyle?

"Ben... Şey... Neyse, yok bir şey. Lavaboya gitsem iyi olur." hızlıca balo alanını terk edip lavaboya girdim.

Çantamı bir kenara bırakıp ellerimi fayansa dayadım. Derin derin, düzgünce nefesler alıp kendimi toparladığım da aynadan kendime baktım.

"Ne oluyor sana be kızım?" son kez derin nefes alıp lavabodan çıktım. Kapıda beni bekleyen Naz'ı gördüğüm de yanına doğru ilerledim.

"İyi misin? Ne oldu öyle bir anda?"

"Aklım dağılmış, önemli bir şey değil." geri balo alanına doğru ilerliyordum ki kolumu tuttu.

"Kolun?" Siktir!

Endişeyle kolumu çekip yalandan gülümsedim. "Önemli bir şey değil ya, bir yere çarptı-"

"Neler olduğunu biliyorum Afra. Bana yalan söylemeyi başaramazsın." haklıydı. Biliyordu babamla olan her şeyi.

"Haklısın." dediğim de kollarını hızla bedenime sardı.

"Seni çok sevdiğimi biliyorsun Afra-" sözünü yarıda kesmişti. Birini görmüştü sanırım.

"Afra, gitmem gerek sanırım." kendimi geri çekip arkamı döndüm. Eski sevgilim şuan buradaydı, karşımda.

Burada ne işi var bu göt lalesinin?

"Neden buradasın?" Naz yanımızdan ayrıldığın da Kerem'e doğru bir adım attım.

"Çok güzel olmuşsun-"

"Neden buradasın dedim Kerem?"

"Seni görmeye geldim."

"Kerem biz ayrıldık. Yaklaşık 4 yıl önce." bunu ona bir çok kez hatırlatmıştım. Ama pek anlama yanlısı değildi.

"Biliyorum. Ama beni affetmen gerek Afra. Yalvarırım-"

"Kerem sen beni terk ettin. Sen beni, babamın ellerine bıraktın. Seni hala nasıl affetmemi bekliyorsun?" sesim gittikçe artmış, yanımızdan geçen çalışanlar bize bakıyordu.

"Özür dilerim Afra. Salaklık ettim, ne olur bize bir şans daha-"

"Sus! Hiçbir zaman biz diye bir şey olmadı. Kendi ellerinle bitirdiğin ilişkiyi tekrardan yaratmaya uğraşma. O zamanlar salak olabilirdim, ama artık değilim!" diyip gidiyordum ki bileğimi tuttu.

"Berat'ı seviyorsun değil mi?" dediğin de dona kalmıştım. Arkamı dönüp sadece yüzüne baktım.

"Biliyordum. En başından beri ona aşıktın öyle değil mi?" doğruları söylüyordu, inkar edip kavga çıkaramazdım.

"Evet, öyle." yavaşça bileğimi bırakıp bir adım geri çekildi.

"Neden o? Neden ben değil de o!?"

"Sakın! Sakın onunla kendini karşılaştırma." ona doğru adım atıp işaret parmağımı göğüsüne vurdum. "Çünkü sen onun tırnağı bile olamazsın!"

Başka hiçbir şey demeyip onu orada başı boş bıraktım. Söylediğim şeylerin arkasındaydım. Bunları, beni o gün babamın önüne atarken düşünecekti.

FLASHBACK

"Yalvarırım... Yalvarırım beni o eve sokma Kerem..." diyip kendimi yere bıraktığım da, Kerem tekrar beni tutup eve doğru sürükledi.

Göz Göze/ Berat Ayberk Özdemir (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin