Sensin

2K 47 15
                                    

Karnıma giren sancıyla duvara tutundum. Hayır burası hiç yeri değildi.

"AA!" ağzımdan çıkan büyük çığlıkla yere doğru çöktüm. Hayır! Hayır! Hayır! Burası olamazdı hayır! Tesiste doğum yapıcam derken dalga geçiyordum. Terden sırılsıklam olmaya başlamıştım.

"AAHH!" ağzımdan çıkan son büyük çığlıkla bir kaç çalışan yanıma geldi.

"Biriniz ambulansı arasın hemen!"

"Ben Berat'a haber vereyim." 2 kadın başımda duruyordu.

"Şş! Sakin ol. Dayan tamam mı, bir şey yok." söylemesi kolaydı tabi. Rahimde olan kasılmalar öyle canımı yakıyordu ki hayatımda hiç böyle bir acıyla karşılaşmamıştım.

Berat'ın koşa koşa başıma geldiğini gördüğüm de derin bir nefes aldım. Bir yandan da sedyeyle geliyorlardı.

"Afra ben buradayım bebeğim sakin ol." sedyeye yatırıldığım da ellerimi saçlarıma götürdüm. Çok kötüydü..

~

"Doğum gayet iyi geçti. Bebekler de iyi birazdan getirirler." doktor bir kaç bir şey daha konuşup odadan çıktı. Birazdan oğlum ve kızım gelicekti. Berat elimi doğum sırasında dahi bırakmamıştı. Hala daha tutmaya devam ediyordu. Odaya giren hemşireye gülümsedim. Arkasından bebeklerim gelmişti. Berat birini ben de birini aldığım da direk burnumu boynuna doğru soktum. Öyle güzel kokuyordu ki, bu koku onca acıya değerdi...

“Günlerden öyle bir gündü;
Üstüne tarih düştüğüm.
Gözümün önüne geldi birden
Balkıyan güzel yüzün.
Ve yüreğim yandı söndü,
Ter bastı avuçlarımı.
Bir işlek kovan uğultusu
Kapladı kulaklarımı.
Uzandım usulca cigarama;
Yavan ömrüme katık.
Ben o gün öldüm gülüm,
Bir daha ölmem artık.”

~
Ab buraları tabiki geçiyorum ben bile sıkılırım yazarken.

"Ateş annecim koşturma bi!" sanırım sesimi biraz yükseltmiştim. Ateş hemen bana doğru yaklaşıp ellerini yanaklarıma koydu.

"Özür dilerim annecim, üzüldün mü?" yüzümde ki yorgunluğu farklı anlamıştı. Yanağımda ki elini tutup öptüm.

"Hayır tabiki annecim. Üzülmedim, sadece biraz yorgunum. Meleğin yanına gidip otur tamam mı?"

"Tamam." hemen Meleğin yanına gidip oturdu. Yerden kalkıp mutfağa geçtim, aslında her şey topluydu. Sadece Ateş biraz yaramazdı. Bardağı tezgaha bırakıp geri içeri geçtim. Bugün Berat'ın maçı olduğu için stada gidicektik.

"Ben hazırlanı-"

"Bizde geliyoruz." ikisi de aynı anda koltuktan inip merdivenlere yöneldiler.

"Yavaş olun düşüceksiniz!" bende arkalarından koşa koşa odaya girdim.

"Oturun bakalım yatağın üzerine." dediğimi yapıp oturdular. Dolabı açıp siyah pantolon üzerine de formamı alıp giyindim.

~

"HAYDİİ BABAAA!!" Ateş bağıra bağıra tribünün girişine doğru ilerliyordu.

"Oğlum bağırma." Ateş Yusuf'a çarptığın da durup kafasını tuttu.

"Ağh bune böyle?" Yusuf gülüp yere eğildi.

"Ne kadar büyümüş." yanlarına yaklaştığımız da ayağa kalkıp kucağımda ki Meleğin elini tuttu.

"Berat da geliyordu arkadan." demişti ki Berat ve diğerleri arkasında gözüktü.

"Babaa!" Ateş kollarını iki yana açıp koşa koşa Berat'a gitti.

"Oğlum." Meleği de yere bıraktığım da babasına koşmak yerine ayağıma sarıldı. Kıskanmıştı sanırım. Yere eğilip minik ellerini tuttum.

"Ne oldu annecim?"

"Baba beni sevmiyor." dediğin de gülüp sıkıca sarıldım.

"Olur mu hiç öyle şey bebeğim. Baban seni de çok seviyor." omuzlarını yukarı kaldırıp kafasını boynuma gömdü. Berat anlamış olucak ki hemen yanımıza geldi. Ateş de o sıra Dorukhana vurup duruyordu. Ayağa kalkıp Meleği Berat'ın kolları arasına bıraktım.

"Ateş, yapma annecim." Ateş bu sefer beni dinlemeyip vurmaya devam ediyordu ki Doruk hızla ellerini yakalayıp havaya kaldırdı. Ateş deli gibi kahkaha atıyordu sadece.

"Teke tek he?"

"Hıhı."

"Sen daha güçlüsün ama, ben bunu kabul etmiyorum." Doruk Ateş'i yere bıraktığın da Ateş -olmayan- kasını Doruğa gösterdi.

"Bende büyüyünce babam gibi kaslı olucam, o zaman daha güzel olur. Ama şimdi bile kazanıyorum. Kork benden!" diyip Doruğun karnına tekrardan vurduğun da Doruk kahkaha atmaya başladı.

"Öldürücek vallaha beni." Doruk koşmaya başladığın da Ateş de peşinden koştu. O sıra Berat Meleği ikna etmişti. Meleğin arada böyle küsmelerine alışmıştık artık. Benden çok babasını daha çok seviyordu. Kıskanmıyor değildim yani... Bu görüntüyü beklemek için çok çaba sarf etmiştim. Her şeyimi kaybetmiş, delirme noktasına kadar gelmiştim ki Berat bana destek olmuştu. Her anımda yanımda olup beni tekrar hayata döndürmüştü. Ona borçluydum, beni mutlu ettiği için... Beni tekrar hayata döndürdüğü için...

“Ne zaman seni düşünsem
Bir ceylan su içmeye iner
Çayırları büyürken görürüm.

Her akşam seninle
Yeşil bir zeytin tanesi
Bir parça mavi deniz
Alır beni.

Seni düşündükçe
Gül dikiyorum elimin değdiği yere
Atlara su veriyorum
Daha bir seviyorum dağları.”

Ayayayya finalllll

Bu arada ben normalde fenerbahçeliyim, sonunda söyledim oheeşş

Neyse, tabiki de başka futbolculara da kurgular gelicek. Hepinizi çoooookk seviyorum, yeni kitaplarda görüşmek üzere 🥺🖤

Göz Göze/ Berat Ayberk Özdemir (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin