Verdik

2.2K 62 13
                                    

"Al bunu!" Kerem'in bana uzattığı dosyayı sertçe elinden çekip aldım. Benden bir üst düzeyde olduğu için 7/24 beni oradan oraya sürüklüyordu.

"Bana emrivaki yapma!" diye sesimi yükselttiğim de bana doğru bir adım attı. Ardından sert bir şekilde bileğimi tuttuğun da kaşlarımı çattım.

"Bana sesini yükseltme!" diye çıkıştığın da bileğimi son gücümle kendime doğru çektim. Hafif geriye gittiğim de bir elimi bileğime götürüp ovdum.

"Bir daha bana dokunmaya bile kalkışma! O zaman bu kadar sakin olmam." şuan da sakin değildim ama olsun. Hızla bulunduğumuz yeri terk edip Abdullah hocanın odasının kapısını vurup içeri girdim.

"Gel Afra." masaya doğru ilerleyip elimde ki dosyayı uzattım.

"Oyuncuların sağlık raporları."

"Tamam, sağol." dediğinde gülümseyip odadan çıktım.

Odadan çıktığım gibi kolumdan tutulup çekildiğim de çığlık atıyordum ki bir el ağzımı kapattı.

"Şşş kızım benim ya." Berat'ın sesini duyduğum da derin bir nefes aldım.

"Niye gizli gizli yapıyorsun ya?"

"Böyle daha aksiyonlu napim?"

"Of Berat!"

"Sana bir şey dicem."

"Hı?"

"Akşam." Durdu. Neden durmuştu? Baskı yaparcasına gözlerinin içine içine baktım. "Akşam annem seni yemeğe çağırdı." pat diye söylediği şeyle öylece kalmıştım. Annesini tanıyordum, ama sadece 3 kere görmüştüm. Ama o zamanlar Berat'ın arkadaşı olarak, şimdi ise sevgilisi olarak çıkıcaktım karşısına.

"Ne?"

"Afra? Afra? Ay ben niye böyle bir mallık yaptım ya?"

"Dur dur."

"Hı?"

"Benim hemen eve gidip hazırlanmam lazım." dudağına öpücük kondurup koşa koşa uzaklaştım oradan. Hemen eve gidip hazırlanmam gerekiyordu.

~

Heyecandan elim ayağıma dolanmışken aynadan son kez kendime baktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Heyecandan elim ayağıma dolanmışken aynadan son kez kendime baktım. Fazla mı abartmıştım sanki? Başka bir şey mi giyseydim? Geç kalabilirdim. Kol çantamı alıp aşağı indim. Kapı çaldığın da derin bir nefes alıp yavaş ve sakin adımlarla kapıya yaklaştım. Kapıyı açtığım da karşımda saçları ıpıslak Berat'ı gördüğüm de hemen kapıyı kapatıp elini tuttum.

"Daha çok durma dışarıda. Hasta olucaksın sonra!" arabaya yaklaştığımız da beni kendine doğru çekti.

"Hastayım zaten." dediğin de elimi alnına götürdüm. Alnında ki elimi tutup avucumun içine öpücük bıraktı. "Sana.."

Koluna yavaşça vurup kapıya doğru ilerlettim onu. "Böyle şeyler söyleme. Zaten kalbim çok hızlı çarpıyor, ölüp giderim burada sevgilisiz kalırsın."

"Dur be kızım 2 dakika da öldürdün kendini."

"Hadi hadi gidelim." yan tarafa geçip arabaya bindim. Berat da binince bir kaç saniye bana göz gezdirip arabayı çalıştırdı.

Zor buldum şehrin yolunu
Dura dura yaşattım kendimi
Ah nasıl bir kalp ağrısı
Inşallah bulunur çaresi

şöyle uzunca boylu
Yağız bi' delikanlı
Kara kaşlı, kara gözlü
Kalbi kendinden de esmer

Kandırmacaymış meğer

şöyle uzunca boylu
Yağız bi' delikanlı
Kara kaşlı, kara gözlü
Kalbi kendinden de esmer

Kandırmacaymış meğer
Kandırmacaymış meğer

Yarın olsun gün doğsun
Bu gece hayırlısıyla bitsin
Allah aşkına düşüncelerimin
Hepsi kiraya çıksın

(...)

Şarkı bittiğin de eve varmıştık. Kalbim daha da hızlı çarpıyordu sanki. Yavaşça arabadan inip Berat'ın yanıma gelmesini bekledim.

"Sen niye heyecanlandın bu kadar ya? Sanki ilk defa yüz yüze geliceksiniz."

"Sevgilin olarak ilk defa yüz yüze gelicem Berat." dediğim de durup bana döndü.

"Sevgilim." kolunu omzuma atıp saçlarım arasına öpücük bıraktı. Kapıyı çaldığın da kolunu omzumdan çekip elimi tuttu. Çalışan gülümseyerek kapıyı açtığın da karşılık verip içeri geçtik. Üzerimde ki kabanı çıkartıp kıza uzattım. Berat tekrar elimi tutup beni ilerletti. Arada baş parmağıyla elimi okşuyordu. O olmasa ölürdüm ben burada.

Salonda annesini gördüğüm de Berat elimi bırakıp annesine sarıldı.

"Hoşgeldin oğlum."

"Hoşbuldum annem." Berat kenarda beklerken Emine- teyze mi abla mı? Ne diyecektim?

Emine Teyze'nin elini öptüm.

"Sen de hoşgeldin kızım."

"Hoşbuldum Emine Teyze." içtenlikle bana gülümsediğin de aynı şekilde karşılık verdim. Emine Teyze'nin isteğiyle direk masaya geçtik.

"Sizi böyle mutlu görmek ne güzel." Berat alttan elimi sımsıkı tutmuş bana destek oluyordu.

"Ne zamandır çıkıyorsunuz?"

"1 ay oldu daha."

"Daha çok yeni, anladım." başka hiçbir konuşma geçmemişti aramızda. Gayet sakin ve sessizce yemeklerimizi yiyorduk.

"Afracım bir kaç bir şey duydum başın sağ olsun."

"Sağolun."

"Bir şeye ihtiyacın olursa ben de buradayım."

"Öyle çok bir ihtiyacım yok, yine de teşekkürler." diyip gülümsedim. Hala eskisi gibi davranıyordu bana. İşte bu iyiydi.

(...)

Yemek faslı bittiğin de tekrar salona geçmiştik. Hep birlikte koyu bir sohbete dalmış, eskilerden konuşuyorduk. Annesinin ilişkimizi desteklemesi beni çok mutlu etmişti. Tüm stresim gitmiş, fazlasıyla rahat davranıyordum artık.

"Kalkalım biz artık annecim." Berat ayağa kalktığın da ben de peşinden ayağa kalktım. Annesine sarılıp bekledi, ben de sarıldığım da elimi tutup kapıya ilerledik.

"Boş olduğunuz bir gün tekrar gelin. Hasret kalmayayım."

"Şu maçlar bitsin, kapındayız." kapındayım demek yerine kapındayız demişti.

Eriom

"Berat gelmese de sen gel Afra kızım. Sıkılıyorum ben burada tek başıma."

"Tabi gelirim." diyip tekrardan sarıldım.

"Hadi dikkatli gidin." el sallayıp arabaya doğru ilerledik.

"Annem çok sevdi seni."

"En başından beri seviyordu zaten.."

Göz Göze/ Berat Ayberk Özdemir (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin