Uğruna

2.1K 50 18
                                    

"Sen ver abla bana Kuzey'i. Ayağınızın altında dolanmasın ben bakarım ona." Kübra Kuzey'i kucağıma verdiğin de bahçeye çıktım.

"Ee Kuzey'cik ne yapalım?" konuşamadığı halde soru soruyordum ona. Salıncağa oturduğum da Kuzey'i de kucağıma oturup sallandım.

"Eğer evlenirsem senin gibi bir çocuğum olmasını çok isterdim." çok akıllı ve tatlıydı. Bazen yiyesim geliyordu ama malum, Uğurcan abi fazla dikkatli bir babaydı. Kuzey kafasını yavaşça göğüsüme yasladığın da bir elimi beline bir elimi de saçlarına götürdüm. Saçlarını yavaşça okşamaya başladığımda yavaş yavaş kapatmıştı gözlerini. Bu kadar hızlı uyumasını beklemiyordum.

Bende kafamı kafasına yasladığımda gözlerimi kapattım. Berat'ın yanı gibiydi burası da. Rahattım, fazlasıyla.

(...)

Kuzey'in ellerini yüzümde gezdirmesiyle açmıştım gözlerimi. Fazla mı uyumuştum? Berat'lar daha ortalıkta görünmediğine göre fazla uyumamışım. Antrenmandan sonra hepsi buraya gelicekti. 2. defa böyle bir toplanma olucaktı. Kuzey huysuzlanınca kucağımdan indirip çimlerin üzerine oturttum.

"Fotoğraf mı çekilsek?" yine cevap veremeyecekti ama gülerek yüzüme bakıyordu. Yere eğilip tekrar kucağıma aldım.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

B

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

B

ir kaç fotoğrafı story attığım da Kuzey'i kucağımda oynatmaya devam ettim. Öyle büyük kahkahalara atıyordu ki sadece onun gülüşüne gülüyordum.

"Bunlar dünyadan kopmuş ohoo." Uğurcan abi'nin sesini duyduğum da hemen arkamı döndüm. "Yarım saattir sana sesleniyoruz, bakıyorum da baya iyisiniz."

Uğurcan abi yanıma geldiğin de Kuzey'i onun kucağına verdim.

"Berat içeride." dediğin de gülümseyip içeri girdim. Tek başına salonda oturuyordu. Beni görünce ayağa kalkıp hemen sarıldı.

"Az önce öyle gülen sen miydin?"

"Hıhı." tamamiyle geri çekilmeyip kollarım belindeyken sadece yüzümü geri çektim. Alnıma öpücük kondurup gülümsedi.

"Çok yoruldun mu?" bende ki de soru.

"Biraz."

"Sarılayım." diyip tekrardan sımsıkı sarıldım ona.

"Ohh." diyip boynuma da öpücük bırakıp elimi tuttu.

"Daha fazla bekletmeden gidelim." el ele bahçeye çıktığımız da herkes masaya kurulmuştu bile. Berat'ın yanına oturup masada ki herkese güler yüzle bakmaya başladım. Kübra Kuzey'i sandalyesine oturtunca yemeğe başlamıştık.

Herkes koyu bir sohbete dalmış, laf lafı açıyordu. Ben ise arada sohbete dahil oluyordum. Bazen ipin ucunu kaçırıp kendi dünyama da geçtiğim olmuştu. Yemek faslı bittiğin de hepimiz salona geçmiştik.

"Önümüzdeki hafta maç için İspanya'ya gidicez, siz de gelin." Uğurcan abi'nin ortaya attığı şeyle Berat'a baktım. Benim zaten fotoğraf çekimi için orada olmam gerekiyordu.

"Bence mükemmel bir fikir." Kübra da kabul etmişti. İstem abla, Sinem abla, Rojin abla ve Gözde de bu fikire olumlu yanıt vermişti. Haftaya hep beraber İspanya'ya gidicek olmamız şimdiden heyecanlandırmıştı beni. Çok güzel olucaktı.

~

1 hafta sonra

Bavulumu son kez kontrol edip kapattım. Eksik hiçbir şey yoktu. Zaten sadece 4 gün kalıcaktık. Öyle çok bir şey hazırlamama da gerek olmamıştı.

"Berat." diye seslendiğim de bir kaç saniye sonra Berat odaya geldi. Neden çağırdığımı hemen anlamış olucak bavulumu alıp odadan çıktı. Sırt çantamı da alıp peşinden ben de çıktım.

(...)

Sonunda İspanya'ya vardığımız da bavulumu alarak arabaya ilerledim. Berat bavulumu bagaja koyduğun da arabaya geçtik.

"Otele yerleştikten sonra hemen tesise geçicez. Bir kaç saatlik antrenman yapılıcakmış."

"Sorun değil benim için." gülümsediğim de elini çeneme götürüp okşadı. Buralar çok güzeldi, hele ki Berat'la.

Off 🤤

Otele vardığımız da Berat sırt çantasını alıp hemen çıkmıştı. Ben de o gelene kadar en azından odayı yerleştirmiş olurdum. Bavulumda iki saat arayarak zaman kaybedeceğimi düşündüğüm her şeyi çıkartıp yerleştirdim. Telefonumu şarja taktıktan sonra balkona çıkıp etrafa göz attım. Acaba Kübra ablalar me yapıyordu? Bir yandan odadan dışarı da çıkmak istemiyordum. Kapı çaldığın da geri içeri girip kapıyı açtım. Kübra kucağında ki Kuzey'i hızla bana uzattı.

"Benim çıkmam lazım, bir kaç saat seninle dursa sorun olmaz değil mi?"

"Yok da, bir şey mi oldu?"

"Gelince anlatırım ben sana." diyip uzaklaştı.

"Yine baş başa kaldık yakışıklı." yanağını öpüp kapıyı kapattım. Herkes neden geldiği gibi otelden işim var diyerek çıkmıştı ki? Bir şeyler karıştırsalar illaki benim de haberim olurdu. Yani, sanırım olurdu. Kuzey elinde ki oyuncağıyla oynarken ben öylece dışarı bakıyordum. Canım sıkılmaya başlamıştı. Neden?

Kuzey ağlamaya başladığın da düşüncelerimi bir kenara bırakıp kucağıma aldım.

"Neden ağlıyorsun ablam?" ben niye bu çocuğa soru sorup duruyordum?

"Hadi gel biraz oteli gezelim seninle." üzerime bir hırka geçirip Kuzey'i tekrar kucağıma aldım. Telefonumu ve odanın kartını alınca odadan çıktık da nereye gidecektik? Ayaklarımız artık bizi nereye götürürse. Asansörden inip bahçeye doğru ilerledim. Fazla kalabalıktı, Kuzey'i oraya sokamazdım.

"Bir şey sorabilir miyim?" çalışanlardan biri durup bana baktı. "Çocuğu oynatabileceğim bir yer var mı?"

"Tabi en üst katta bir oyun alanı var."

"Peki, teşekkür ederim." tekrar asansöre yöneldim ki adımın seslenildiğini duyup durdum.

"Afra Hanım." adam bana doğru yaklaşıp gülümsedi. "Berat Bey sizi almamı istedi."

"Neden?"

"Yemek yenilicekmiş."

"Peki, siz burada bekleyin ben hazırlanıp geliyorum." adama gülümseyip asansöre bindim. Bu yemek işi nereden çıkmıştı?

Günaydın bebişleerrr

Göz Göze/ Berat Ayberk Özdemir (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin