Bol siyah bir eşofman, üzerine de kısa kollu beyaz bir tişört giydim. Bol siyah bir hırka aldım. Bu kadar siyah giyinmemin sebebi beni daha az üşütmesiydi. Saçımı topuz yapıp telefonumu aldım.
"Ben çıkıyorum." Kapının önünde spor ayakkabılarımı giyerken annem salondan çıktı. "Yine mi o çocuk?" Başımı salladım. "Hâlâ bana adını ve kim olduğunu söylemedin." Ayağa kalktığımda masum suratını takındı. "Eskiden bana her şeyi anlatırdın."
Dudağımı ısırdım. "Kısa zamanda biteceğini düşünüyorum. Ve," derin bir nefes aldım. "Henüz Gökay'la ayrılmadım." Kaşlarını çattı. "Neden?"
"Ne tepki vereceğini bilmiyorum. Okuldan sonra buluşuyoruz ya bazen. Bir anda ayrılırsam başımı ağrıtır ve sınava iki hafta kaldı. Hiç gerek yok." Yavaşça başını salladı.
"Ama sonrasında ihmal etme onu. Eğer yeni arkadaşınla olacak gibiyse ayrıl."
"Tamam. Görüşürüz." Yanağını öpüp dışarı çıktım. Tam da beklediğim gibi kapımın önündeydi.
"Fazla dakiksin." Yanına oturup konuştuğumda gülümsedi. "Bu güzelliği bekletmek istemedim." Gülümsediğimde yanağımı öptü. Yüzlerimiz arasındaki mesafeyi bozmazken konuştu. "Bunda sorun var mı?" Başımı iki yana salladım. "Dört aydır tanıyorum artık seni."
Gülümsedi ve arabayı çalıştırdı.
- - - - -
Instagram : leyhizal
Instagram Sayfası : leyhizalhikayeleri
Twitter : leyhizal
Yayım Tarihi : 23 Kasım 2021
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Cry Darlene | Texting
Teen FictionTAMAMLANDI ✅ Akın: Evinizin bahçesindeki ağaca çıkmış olabilirim Akın: Ve sen o sırada banyodan yeni çıkmış, bilgisayardaki şarkıyı dinleyip üzerindeki iki küçük çamaşırla dans ediyor olabilirsin Çakır: NE? Akın: Açık söyliyim o fotoğrafta bacakları...