08 OCAK CUMARTESİ

192 113 278
                                    

İyi okumalar :)

"Günaydın tatlım." Annem enerji dolu bir sesle bardağıma çayımı doldurdu.
"Gün henüz benim için daha aymadı." Annemin aksine benim sesim hayattan bıkmış , daha uyanamamış, yatağına geri dönmek isteyen biri olarak çıkmıştı.

Kahvaltımı yapıp evden çıktım. Hafif yağan yağmur şiddetini arttırmıştı, benim hâlâ alışamadığım mavi gözler sinirli sinirli kollarını birleştirmiş bana bakıyordu.
"Hele şükür gelebildiniz Açelya Hanım!"

"Özür dilerim." Emir dün tam beş kez bana geç kalmamam konusunda mesajlar atmıştı ve evden çıkmadan önce ona mesaj atacağıma söz vermiştim.

"Özür dilemene gerek yok ama burada gerçekten kök saldım. Hani bana mesaj atacaktın seni yarım saatir bekliyorum biraz daha geç kalsaydın evine gelecektim. Ayrıca neden aramalarıma cevap vermiyorsun ?" Emir beni azarlarken ben suçlu suçlu etrafa bakıyordum.

Emire mahçup bir şekilde baktım, haklıydı onu yarım saatir soğukta bekletiyordum.
"Haklısın elimden geldiğince erken gelicem, ve telefonum sessizdeydi duymamışım." Emir sırıtıp bana baktı.
"Neyse ama bir daha bu kadar geç kalma."

Dershaneye vardığımızda yeni yeni insanlar geliyordu, sınıfa çıkıp tam sınıfa adımımızı atacaktık ki dünyanın en sinir bozucu sesi yankılandı koridorda.
"Hayırdır Açelya bu beyefendi de kim?" Gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum.
"Yeni sınıf arkadaşımız." Bengisunun gözleri anında parladı.
"Yaa, tanıştırmayacak mısın?"

Bu sefer kendime engel olamayarak gözlerimi devirdim.
"Emir," dedim "Bengisu."
Bengisu hemen elini uzattı Emire.
"Tanıştığıma çok memnun oldum." dedi Bengisu ve sırıttı.
Emir, "Bende memnun oldum."

Ben yerime geçip oturdum daha fazla dayanamayarak, onlar kapının eşiğinde sohbet ettiler. Biraz sonra Emir yanıma gelip oturdu, benim yüzüm sinirden nasıl olduysa Emir iyi olup olmadığımı sordu.
"İyiyim bir şey yok."
"Emir, "Pek anlaşamıyorsunuz galiba."
"Baya anlaşamıyoruz." Emir küçük bir kahkaha attı.

Dersler pek olmasada keyifli geçti öğle arasında Emir beni pizzacıya götürdü. Pizzalarımızı beklerken kısa bir sohbet ettik.
"Kardeşin veya abin, ablan var mı?" diye sordu Emir.
"Ablam ve abim var," dedim ve devam ettim. "Senin var mı?" Biran duraksadı ama sonra

Boğazını temizleyip konuştu:
"Hayır tek çocuğum." Tek kaşımı kaldırdım daha sonra gülümsedim. Dershaneye gittiğimizde Bengisu bana ters ters baktı ama bir şey söylemedi. Ben ilk geldiğim günden beri hep bana böyle davranıyordu  derdi ne bilmiyorum. Sadece bana da değil aslında hekese böyle davranıyor.

Dersler bittikten sonra Hümeyra hocayla tekrar konuşmam gerektiği için Emir' e gitmesini söyledim ama o yine beni beklemeyi seçti.

Hümeyra hocanın yanına gittiğimde bana içtenlikle gülümsedi.
"Hoşgeldin canım." dedi, karşısına geçip oturdum.
"Evet bugün biraz eski zamanlardan bahsedeceğiz." Söylediği şeyle biraz gerilsemde belli etmemeye çalıştım.

"Senden baştan sona her şeyi anlattırmayacağım fakat seni üzen olayları bana tekrar anlatmanı istiyorum." Kalbim acıyla sızladı...
Bir saate yakın konuştuktan sonra Hümeyra hocayla vedalaşıp sınıfa çıktım.

Emir masaya başını koymuş uyuyordu karşısına geçip oturdum. Gözümden bir damla yaş aktı ve sonrası yaşlar boşaldı gözümden. Sessizce ağlıyordum, anlattıklarım canımı yakmıştı anlatırken sanki o günleri tekrar yaşamıştım.

Emir'e çevirdim bakışlarımı hiç bu kadar dikkatli bakmamıştım ona, Güzel yüzü; uzun kirpikleri, kalın dudakları, kavisli burnu, belirgi elmacık kemikleri yüzü o kadar güzeldiki insan günlerce hatta aylarca bakabilirdi.

GECENİN AYDINLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin