20 MART PAZAR

87 43 33
                                    

İyi okumalar:)

"Selam." dedi Ulaş telefonun diğer ucundan.
"Selam." dedim.
"Şey... Ecemnuru soracaktım." Sesi çekingen geliyordu.
"İyi gibi." Ecemnurdan ayrılma sebebini söylemiyordu, ve bu beni korkutuyordu eğer o bulaştığı adamlarla ilgiliyse büyük durumda sıçtık.
"Peki. Ona söylemiyorsun değil mi?" Bildiğim sorunun cevabını bilmiyormuş gibi yapıp sordum.

"Neyi?"
"Her gün seni arayıp onun iyi olup olmadığını sorduğumu?" Güldüm. Şakasız Ulaş her gün aynı saat'e arayıp Ecemnurun durumunu soruyordu.
"Hayır söylemedim. Ama sen neden Ecemnurdan ayrıldığını söylemezsen ağzımdan kaçabilir." Bir şeyler mırındandı ama duyamadım.

"Açelya Emir misin sen?" Söylediği şeye kaşlarımı çattım.
"Konuyla ne alakası var bunun. Konuyu saptırma Ulaş." Güldüğünü duydum.

"Emirde her şeyi merak ediyor ondan." Görmeyeceğini bilsemde Gözlerimi devirdim.
"Kapatmam lazım." Şak diye yüzüme kapattı.

Ecemnur evden uzaklaşsın kafası dağılsın diye onu dışarı çıkarttık.

Ela, Beril ve ben buluşma yerinin önüne geldiğimizde daha Ecemnur gelmemişti.
Yarım saate yakın bekledikten sonra aramaya karar verdik.

"Nerdesin Ecemnur?" Nefesi soluk soluğa geliyordu.
"Evden yeni çıktım ya da kaçtım hangisi daha iyi gelirse seç beğen al." Kendi kendine gülerken ben neler olduğunu anlamaya çalışıyordum.
"Sen evden mi kaçtın?" Durdu bir şey demedi.
Ecemnur, "Kapatıyorum görüşürüz."
"Görüşürüz." deyip telefonu kapattım.

Arkamı döndüğümde meraklı gözlerle karşılaştım.
"Neden geç kalmış?" diye sordu Ela.
"Anca çıkmış."

Şu bir hafta da Ecemnur eskisinden daha zor zaman geçirdi. Annesi eve sürekli içip geldiği için Ecemnura normalinden daha fazla hakaret etmiş.

Ecemnur görüş alanımıza girdiğinde kanım çekildi resmen. Koşup hemen ona sarıldım çok bitkin görünüyordu ve gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuş.

Ona sarılmamla ağlamaya başlaması bir oldu. Canım onunla bir yandı gözlerim doldu ama ağlamadım. Ela ve Berilde bize sarıldı, öylece yolun ortasında birbirimize sarılmıştık.

"Daha iyi misin?" diye sordum, başını sallamakla yetindi. Bir yere oturup Ecemnurun sakinleşmesini bekledik.

Sessizlik rahatsız edici bir boyuta geldiğinde Ecemnur konuştu.
"Hepinize teşekkür ederim." dedi her birimize tebessüm ederek.

Bir süre daha sessizliğin ardından Ecemnur yerinde kıpırdandı.
"Annem... Bu sefer her zamankinden daha kötüydü. Yine alkölü fazla abartmış bir şekilde eve geldi. Bir anda bana bağırmaya başladı, ağzına geleni söyledi. Evden çıkacağım sıra gidemezsin hiçbir yere dedi ve tüm kapıları kilitledi. Bir yerlerde sızdığında bende kaçıp geldim." Ağlamaya başladı, zor zamanlar geçiriyor elimden keşke bir şey gelebilse.

Ela Ecemnura sarıldı onun da gözleri dolmuştu.
"Her neyse boşverin. Bir şeyler içelim." dedi Ecemnur göz yaşlarını silerken.

Güçlü duruyordu ya da dışarıdan öyle gözükse de içinde ne fırtınalar kopuyorduk kimbilir.

İçeceklerimiz geldikten sonra Ecemnur tekrar konuştu.
"Anlat bakalım Beril Hanım sende dedikodu boldur." Beril sinsi sinsi güldü.

"Olmamaz olur mu hiç, sende ki de soru." dedi. "Size geçenlerde okula yeni bir kız geldi demiştim hatırlıyor musunuz?" Hepimiz aynı anda başımızı aşağı yukarı salladık.

"Heh işte o kız adı Beral bu arada. Beral hani fizik hocasının oğlu Mert var ya işte onunla çıkmış bir süre sevgili olarak takılmışlar ama sonra ayrılmışlar. Beral Merti parmağında oynatmış." Hepimiz pür dikkat Berili dinliyorduk.

GECENİN AYDINLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin