29

8.4K 760 185
                                    

*İyi okumalar

Yemeği yedikten sonra, mekandan çıkıp arabaya geçtik. Biner binmez Ozan, arabayı park yerinin en ucra köşesine çekti. Aklıma gelen araba fantezileri kızarmama neden oldu. Onun bu niyetle bunu yapmadığını bilsem bile içim fesattı.

Klimayı çalıştırıp, bana bakınca resturantta yaptığı gibi bu sefer ben elimi onun eline uzattım. Parmaklarımızı birbirine geçirince, ellerimiz çok güzel durmuştu. Bana uzanan boştaki eli, yanağımı okşayınca gözlerimi kapadım. Onun tarafından en ufak temasa bile hala hasrettim. Parmakları yanağımdan çeneme ordan da boynuma inerken dudağımı dişledim. Ellerinde eriyordum.

Gözlerimi aralayınca, onun  mavi gözleriyle buluştum. Derin bakışları yutkunmama neden oldu.

"Sarılmak istediğini söylemiştin."

Bu dediğime gülümseyip "Gel." dedi.

Elini enseme atıp beni kendine çekince, aradaki el freninin üstünden ona uzandım. Kafamı omzuna getirmişti. Tuttuğum elini kucağımıza çekip, diğerini de sırtıma indirdi.

"Kucağına gelebilirim."

Güldüğünda, kulağımdaki boğuk sesi heyecanla titrememe neden oldu. Tam kulağımın üst kısmını öpüp, fısıldadı.

"O kadar değil."

Kendi içinde bana ne kadar mesafe koymuştu bilmiyorum. Dudaklarını öpmek istiyordum ama buna da izin vereceğini sanmıyordum. İç çekip omzunu öptüm. Şu an dudaklarımın temas ettiği tek yer burasıydı.

Sevgiliyiz diyebilmek istiyordum.

Yaptığım her hareketi düşünmeden uygulamak istiyordum. Ondan çekinmek istemiyordum.

Ozan'ın dudakları saçlarımda gezerken mayıştım. Derin bir nefes alıp, kokumu içine çekince kafamı biraz daha boynuna gömdüm. Sevildiğimi hissediyordum. Bunu hissedeceğim günün gelmesi rüya gibiydi. O niye benim sevgimi hissetmiyordu bilmiyorum. Bana inanmıyordu. Geçici olan hislerim, beni senelerce bu çukurda tutabilir miydi?

"Ozan"

Kafamı, yüzüne doğru çevirdim. Gözlerim çenesinin hizasındaydı. Çenesindeki çizikte parmaklarımı gezdirdim. Kafasını eğince parmaklarım dudaklarına değdi. Parmak uçlarım karıncalaşmıştı. Elimi, dikenli çalıya değmiş gibi geri çektim. Bu sefer de nefesi dudağıma vurdu. Gerçekten ellerinde, dudaklarında, teninde ve onunla ölüyordum.

"Efendim?" deyince, elimdeki elini göğsüme çekip bastırdım.

Hızla atan kalbimi hissetsin istiyordum. Onu ne kadar sevdiğimi bilsin istiyordum.

"Kalbimi kıracaksın diye, ödüm kopuyor."

Gözlerim dudaklarındayken, gözlerine çeviremedim. Yine cesaretsiz hissettiğim zamanlardandı.

Ozan yumuşak tonda "Hey, bu nerden çıktı?" dediğinde, iç çektim.

Bu ton, buna bayılıyordum. Bana karşı göstermiyor diye isyan ettiğim şeye kavuşmuştum. Onunla da tamamen kavuşmak istiyordum.

"Tedirginim işte. Hiçbir şey net değil aramızdaki."

Hayıflanmama engel olamadım. Ellerimizi indirdiğimde bakışlarımı gözlerine çevirdim. Elimi kendisine doğru çevirdi. Dudaklarını elimin üstüne bastırırken gözlerini gözlerimden tek bir an bile çekmedi. Dudakları bileğime inip, orayı da öptüğünde kalbim artık bedenimi zorlayacak kadar hızlı atıyordu. Dudaklarını bir süre daha orada tuttu.

"Olması için çabalıyorum inan. Sana tamamen gelmek istiyorum ama bu şekilde değil. İsmen bile olsa, biri varken olmaz."

Kafamı sallarken yine kendi kendime 'az kaldı' diye düşündüm. Bir gerçek vardı ki sayılı zaman geçmiyordu. Yıllar saymadan geçmişti ama kendimce ona tanıdığım sürenin sonuna hala gelmemiştik.

Ellerimizi ve pozisyonumuzu işaret edip "Biri varken bu kadar olur mu?" dediğimde, rahatsız olmuş gibi geri çekildi.

Anında kolunu tutup, daha fazla uzaklaşmasına engel oldum. Zaten arabada fazla uzaklaşamazdı.

"Sana bundan daha fazla uzak kalamıyorum."

Anında "Kalma" dediğimde gözlerime binbir duyguyla baktı. Şefkati, sevgisi, arzusu, pişmanlığı her duygusunu hissetmiştim. Pişmanlığı hissetmek istemezdim. O tedirginlik yine içimde yer etti.

"Benim için öyle bir yerdesin ki, anlatamam."

Konuşmasıyla gülümsememe engel olamadım. Bugün bana çok fazla güzel şey söylemişti. Bedenim hepsini kaldırabilecek kadar güçlü değildi. Heyecandan bayılabilirdim.

"Dene."

Yine de daha fazla duymak istiyordum. Gözleri ellerimizde ve yüzümde gezindi.

"Yıllarca seni bir yere sokmaya çalıştım Turunç. Çoktan kalbimde olduğunu farketmemiştim. Artık farkındayım ve oradan seni sen bile çıkartamazsın."

Gülümsemem genişledi. Duygu dolu konuşmalar yapmayı sevmediğimi sanırdım. Sevdiğimi şimdi anlıyordum. Bedenimdeki tek his ona karşı olan sevgimmiş gibi hissedip, ellerimizi ayırdım. Aynı anda kollarımı boynuna dolarken, bacağımı acıtan el frenini umursamadan ona sıkıca sarıldım.

"Yerim sağlam demek yerin kadar."

O da kollarını bana dolayınca, mutlulukla iç çektim. Sevgisi kalbimi yerinden çıkartacaktı.

Bir Yalnızlık Meselesi (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin