Bir Yalnızlık Meselesi (bxb)

33

*iyi okumalar

Her ne kadar istediğim olsa bile, bundan sonra ne olacağını kestiremiyordum. İlişkilerimi hep seksle sürdürmüştüm. İşin romantizm kısmı benim için en fazla yatakta söylenen romantik sözlerdi. Randevularım da hep yatak öncesi biraz takılalım kafasında olurdu. Yani, benim hiç ciddi ilişkim olmamıştı.

Uyandıktan sonra duşa girdim. İhtiyaçlarımı giderdikten sonra, havluyu belime sarıp banyodan çıktım. Sıcaklıktan kızaran bedenim, sofraya yaptığı salçalı yumurtayı koyan Ozan'ı görünce biraz daha kızardı. Bu seferki heyecandandı.

"Günaydın."

Bakışları bana dönerken "Günaydın." dedi. Gözleri yavaş yavaş bedenimi süzdü. Havluya dokunmayı kesip, yanına ilerledim. Nasıl davranacağımı bilmediğimden istediğim gibi davranacaktım.

"Bu sefer sendeniz."

İş bölümü yapmasak bile kahvaltıları ben, akşam yemeklerini o hazırlıyordu. Bunu rutine bindirdiğimizi sanıyordum.

"Erken kalktım. Saçlarını kurut, giyinip gel."

Başımı omzuna yaslayıp, üstünün ıslanmasına neden oldum. Ona deli gibi nazım geçsin istiyordum.

"Sen kurutsana üşeniyorum."

Dudakları kıvrılırken başımı itti. Islanan üstüne baktıktan sonra kafasını iki yana salladı.

"Yürü üşengeç."

Gülümserken, banyoya geri girdim. O da arkamdan geldi. Dolaptan saç kurutma makinesini alırken, aynada kendime baktım. Kızarıklığım hafifçe geçmişti. Havlum da düşecek gibiydi.

"Ozan, benim gibi tatlı çocuğu kaptığın için çok şanslısın."

Makineyi prize takarken kaşlarını kaldırıp "Öyle mi?" dedi.

Kafamı salladım. Makineyi elinde tutarken arkama geçti. Dudaklarını boynuma bastırınca bedenime ürperti yayıldı. Ensemden huylanıyordum. Çekildiğinde bile o ürperti gitmemişti.

Tebessümü gitmezken "Başıma bela almak nasıl şans olur?" diye alayla konuştu. Arkaya doğru dirsek çıkardım, eli hızla kolumu yakaladı.

Tersçe "Aşk olsun" dedim.

Olmuştu da zaten. Gülmeye devam ederken makineyi çalıştırdı. Parmakları saçlarım arasında yumuşakça geziyordu. Her an mayışabilirdim. Saç kurutma makinesinden vuran sıcaklık düşük ayarda olduğundan buna normalinden daha uzun bir süre devam etti. Halimden hiç şikayetçi değildim. Makineyi kapattıktan sonra, tekrar ensemi öptü. Mayışmam, gelen ürpertiyle kaybolurken, titredim. O, çekilip makineyi dolaba koyarken aynadan onu izledim.

"Giyinmeye de üşeniyor musun?"

Gözleri aynadan benimle buluşunca, kafamı çevirip direkt gözlerine baktım. Onu izlediğimi biliyordu.

Dudaklarımı ısırırken "hayır" dedim. O beni giydirse feci tahrik olurdum. Sınırlarını geçmemek için, sınırlarımı zorlamamam lazımdı.

"Tamam. Sen giyin ben iki dakika şurayı temizleyeyim."

Yerlerdeki suları gösterince "Sonra silecektim." dedim.

"Sorun yok ben silerim. Giyin sen."

Tam ev erkeğiydi. Genelde ilgi veren taraf olduğumdan, ilgi almaya alışık değildim. Onunla alışmak istiyordum. Odama geçip üstüme eşofmanlarımı geçirdim. Bugün izin günümüzdü. Ölümüne rahat takılacaktık. Odamdan çıkıp, mutfağa ilerledim. Demliği alıp masaya geçtiğimde o da banyodan çıkmıştı.