(medyadaki şarkıyı dinlerken okuyabilirsiniz, mükemmel oluyor..)
*3 Hafta sonra*
(Hyunjin'in ağzından)Verilen siparişlerin listesini tezgaha koydum ve bardakları hazırlamaya başladım. Tek tek kahveleri hazırlayıp bekleyen müşterilere taktim ettim. Saatte baktığımda sekize geliyordu, daha kapanış saatine 2 saat vardı. Kendimede bir kahve yapıp bir masaya oturdum ve ellerimi sıcak kahve bardağına sardım.
Üşümüş ellerim sıcak bardakla ısı alışverişi yaparken müşterileri izlemeye devam ettim. Babam banka hesabıma para atmayı kestiğinden şu sıralar maddi olarak biraz sıkışıktım bu yüzden bir kafeye yarı zamanlı işe girdim. Hem kafa dağıtıp hemde çalışmak iyi geliyordu.
...
Uykum gelmeye başlamıştı ve midem neredeyse ağzıma gelicek gibi bulanıyordu. Kahve dokunmuş olabilir mi düşündüm ama öyle birşey olma ihtimali yoktu sürekli içtiğim şey sonuçta?
Kasaya geri döndüm ve Bangchan'ın omzuna dokundum. Bana döndüğünde endişeli yüz ifadesi beni korkuturken konuşmak için dudaklarımı araladım.
"-Hyung midem pek iyi değil bugün eve erken dönebilir miyim..? Senin için zor olucaksa kalırım sorun yok!"
Omzuma yerleştirdiği eline sonrada samimi bir gülümseme yerleştirdiği yüzüne baktım, bu hali içimi biraz olsun rahatlamıştı.
"-Sorun yok sen eve git zaten kapanışa bir, bir buçuk saat var ben hallederim aklın burda kalmasın sağlığına dikkat et, Hyung'un seni seviyor hadi git."
Teşekkür edip personel odasına yöneldim, içerideki eşyalarımı toparlayıp aldım ve montumu üstüme geçirdim. Kafeden çıkıp evime yürümeye başladım, hafif baş dönmesi baş kaldırken elimi alnıma götürdüm. Adımlarımı biraz daha hızlandırıp evime vardım, koşar adımlarla merdivenleri çıkıp eve girdim.
Bulantıyı artık kontrol altında tutamadığım için elimi ağzıma götürüp tuvalete koştum. İçeri girip kapıyı kapattım ve tuvaletin önüne diz çöküp eğildim.
...(sizi düşünüyom bakın, kustugu kısmı yazmadım ehe.)
Elim karnımda iken salona adımladım, az önce boşalan midem hafiften guruldamaya başlamıştı bile ama hala geçmeyen bulantım beni deli ediyordu. Bedenimi koltuğa bıraktım ve uzandım, kumandaya uzanıp televizyonu açtım ve izlemeye başladım. Ani gelen bildirim ile doğruldum ve telefonumu elime aldım, hatırlatıcıda gördüğüm şeyle mızmızlanmaya başladım.
"-ahhh hadi ama ne çabuk geldi kontrol zamanı, cidden doktora daha dün gitmiş gibi hissediyorum ne kadar oldu ki gideli?"
Yastığı alıp sıkıca sarıldım ve yan dönüp televizyonu izlemeye devam ettim, gözlerim yavaştan kapanırken esnedim ve getirdiğim battaniyeyi üstüme örttüm.
...
Omzuma dokunan elle gözlerimi hafif araladım, karşımda gördüğüm beden ile gözlerim kocaman açılırken elimle ağzımı kapattım.
"-MİNHO HYUNG?!"
Gülümseyen gözlere bakıp yaklaştım ve karşımdaki bedeni incelemeye başladım. Gördüğüm şey gerçek miydi? Minho kanlı canlı karşımda duruyor muydu?!
"-Hyunjin.."
Bedenin yavaşça boğulaşan sesi ve sönen gülümsemesi içime korku düşürürken vücudumun titrediğini hissediyordum..
"-Üzgünüm, istemeden bir hata yaptım."
Hata? Ne hatasından bahsediyordu, evime nasıl girmişti en önemlisi iş için gitmisken nasıl bu kadar erken dönebilmişti..?
"-Ne hatası Hyung? Ne yaptın?"
Endişe ve korkuyu aynı anda yansıtan irislerimi karşımdaki bedene yönelttim.
"-Özür dilerim.."
Özrün ardından yok olan beden ile dolmaya başlayan gözlerime engel olamadım ve süzülen yaşlara izin verdim.
...
Titreyen ellerime baktım ve parmaklarımı birbirine kenetleyip başımı öne eğdim. Ayaklarıma bakarken iç çektim ve dün gece olanlar aklıma gelirken yutkundum. İsmimin söylemesiyle başımı hafif kaldırıp kapıdaki hemşireye baktım, ayaklandım ve içeriye girdim.
Her zamankinin aksine asık suratlı bir Hyunjin görmeyi beklemeyen doktor endişeyle ayaklaninca hafif tebessüm ettim ve oturması için işaret ettim. Sandalyelerden birine oturup bedenimi doktora çevirdim ve selamlaşma faslını bitirip konuşmasını bekledim.
"-Yani bugün öylesine bir kontrol ederiz hormonlarını diye düşünüyorum, bir şikayetin falan var mı? Bir sorun vs?"
Doktoru dinlerken dilimi kuruyan dudaklarımın üstünde gezdirdim ve iç çektim.
"-Aslinda mide bulantılarım ve baş dönmelerim var, nedenini hala çözemedim."
Anladığını belirtir şekilde başını salladığında tüm dikkatimi demek üzere olduğu şeylere vermiştim bile.
"-Yani üreme hormonları taşıyan biri ile ilgili akla ilk gelen soru hamile olup olmadığın. Biriyle birlikte olmuş olma ihtimalin?"
Birlikte olmak? Biriyle? Ben? Ne ne ne?
Başımı anında hayır anlamında salladım ve histerik bir gülüş bıraktım."-Tanrım biriyle yaticak kadar aklımı kaybetmedim yani en azından şuan için, bu için ya bayılmış olmam yada kör kütük sarhoş olmam gerekiyor-"
Son cümlem kafamda dönerken gözlerim kocaman açıldı ve ayaklandım.
"-Bara gittiğimiz gün, fazlasıyla içmiştim biriyle birlikte olmuş olma ihtimalim.. sabah kasıklarımdaki keskin ağrı..? Siktir..."
Gözlerim dolmaya başlamıştı bile, dudaklarımı dişledim ve odada volta atmaya başladım. Kimle yatmış olabilirdim ki, Minho yanımdaydı, beni orada bırakıp gitmiş olamaz, hem gözlerimi açtığımda evimdeydim..
Minho ile birlikte olmuş olma ihtimalim kafamın içinde dönerken sandalyeye oturup düşünmeye başladım, hatırlamak için ne kadar uğraşsamda pek mümkün değildi. O gece hafızamdan tamamen yok olmuş gibiydi..
"-Hamilelik testi yapmalısın Hyunjin, babasını düşünmek için sonrasında bolca zamanın olucak.."
Doktorun dediklerini başımla onaylayıp ayaklandım ve odadan çıktım.
Devam edecek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blessed | Hyunho
FanfictionHyunjin sarhoşken arkadaşı Minho ile birlikte olur ve hiç bilmediği gerçekler ortaya çıkar.