20

153 18 8
                                    

(Minho'nun ağzından)

Uzandığım yataktan yavaşça doğrularak kalktım, bugün Hyunjin'in gidişi ardından geçen dördüncü aydı. O gittikten sonra dağ evinden hiç ayrılmamış işleri bir süreliğine arkadaşıma devretmiştim çünkü biliyordum bu kafayla çalışamayacağımı. Çalan kapıyla bakışlarım o yöne çevrilmişti aniden, bekliyordum.. her gün, her sabah dönmesini bekliyordum bebeğimin.

"Efendim Bay Hyunjin ile ilgili istediğiniz bilgileri getirdim."

Duyduğum sesle kısa bir iç çektim, gelmemişti. Her sabah aynı şeyi yaşıyor sürekli onun geldiği umuduyla kapıdan gelecek sesi dinliyor ve adamların sesini duyarak büyük bir hüznün kollarına bırakıyordum kendimi.

Yavaşça ilerledim kapıya, tuttum kulpu ve indirerek açtım kapıyı. Elindeki poşetler ve dosyalarla kapıda dikilen Changbin'e takıldı bir süre gözlerim, gülümseme ihtiyacı dahi duymamıştım zira benim ne halde olduğumu bilen tek kişiydi kendisi.

"Efendim bu ilaçları ve yiyecekleri sizin için getirdim ayrıca Sehun Bey bu dosyaları incelemeniz için size yolladı, tabii bir de Hyunjin ile ilgili güncellemeler getirdim size."

Başımı yavaşça salladım ve elindeki alıp fırlatırcasına kapının arkasına bırakıp salona doğru yürümeye başladım, her bir adımımda sanki daha da uzaklaşıyor gibiydi salonun kapısı. Changbin'in kapıyı kapatarak arkamdan geldiğini hissediyordum, omzumda hissettiğim eliyle kafamı kaldırdım ve yüzüne baktım. Buruk bir tebessüm ve bana acırcasına bakar gözleri vardı, en nefret ettiğim şeydi o gözler lakin o benim arkadaşımdı benim için endişe ediyor olduğu için bakıyordu o gözler bana. Aylardır ayakta durmamı sağlayan tek kişiydi o, haksızlık edemezdim.

Sonunda salon kapısına ulaştığımızda içeriye girmem ve kendimi koltuğa atmam uzun sürmemişti, Changbin de çok geçmeden yanımda yerini almış sessizce beni izliyor idi.

"Bakma şu gözlerle bana, konuş ne söyleyecek isen."

Başını hafifçe salladı ve omzuna yerleştirdiği eliyle beni tutup kendine çekti ve boynuma doladığı koluyla etkisiz hale getirmişti kısa sürede.

"Surat asmana dayanamıyorum Minho! Hyunjin hayatına devam ediyor, öğrendiğime göre son zamanlarda yakın olduğu bir çocukla çıkmaya başlamışlar. Yani artık onu unutup önüne bakma zamanın geldi."

Söylediği şeyleri henüz hazmedemiştim ki duyduğum şeyle çırpınmayı kesip donup kaldım, doğru mu duymuştum? Hyunjin'in yeni bir sevgilisi mi vardı?

Gözlerim fal taşı gibi açılırken Changbin'in kolunu tutup çektim ve arasından sıyrılıp doğruldum. Gözlerimden çıkan alevlere karşılık Changbin'in bunu söylememesi gerektiğini düşünmesine sebep olan bir ifade yüzüne yerleşmekte zaman kaybetmemişti.

"Hyunjin bir çocukla mı beraber dedin? Kim bu çocuk, araştır bul. Neyin nesi, kimlerden, nedir, nasıldır."

Sesim titrerken Changbin'in başını hayır anlamında salladığını görmüştüm kısa süreliğine, bana karşı mı geliyordu?

"Hayır Minho o çocuk kimdir nedir bilemeyeceksin çünkü sana bilgileri verme gibi bir düşüncem yok, gidip çocuğa zarar verecek bir sebebin yok elinde. Çocuk Hyunjin'in sevgilisi, sense eski sevgilisisin. Senin ona karışmaya gram hakkın yok kendine gel artık."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 14 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Blessed | HyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin