Biraz geç oldu ancak ödevlerim var ve yetiştirmeye çalışıyorum .
100 'ün şerefine yeni bir texting kitabı yazacağım sanırım , eğer beğenilirse hem ona hem bu kitaba yetişmeye çalışacağım.
BAŞLAYALIM!
Saklanıyordum aydınlık havada. Sıkıcı hayatın saçma maratonları , belki görünmek istemiyordum . Eğer görünürsem anın büyüsü bozulur sandım .
Ya olursa?
"Fidan." Fısıldama be adam!
"Efendim?" Ona derken benimde fısıldamam hayatın bir düzeni falan mıydı? Hep kendi söylediklerimin tuzağına düşüyordum .
Lan! Az önce oyun oynadığım adamla dudak dudağa geldim. Önceden çocuk ruhlarımız oyun oynardı. Şimdi yıpranmış ruhlarımız oynuyor.
"Biz az önce öpüştük mü? Oyun arkadaşım?... Cevap vermeyecek misin?" Fazla beklemiştim herhalde . Dalga geçer gibi gülüşüyle kendime geldim .
"Hayır , oyun arkadaşım." Dedim ciddi bir tavırla. O bu işle dalga geçerse , ben hiç önemsemem.
"Oyun arkadaşları dudaktan öpüşmez. Dudaklarımız birbirine değdi bu kadar." Dedim ve çıkışa doğru yürüdüm.
"Ayrıca." Kapıyı açtım ve konuşmaya devam ettim.
"Çokta ümitlenme , oyun oynuyoruz biz." Dedim ve kapıdan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHESTE
ChickLitHava fazlasıyla soğuktu zaten... ben daha da soğuktum herkese karşı , özelliklede ona karşı. Neden mi? çünkü; oydu , bana hayatın bu kadar acımasız olduğunu öğreten. oydu , iyi dediklerimin aslında hiç de iyi olmadıklarını gösteren . oydu, ben bili...