İyi okumalar ...
Okumalar ne kadar güzel olsa da bir o kadar beğeniler kötü. Vote atarsanız çok memnun olur ve bir o kadar kafa vererek yazarım. Kaç gündür hastane ile uğraşıyorum lütfen bunu bilerek okuyun.
Yorumlarda neyde eksik yaptığımı söyleyebilirsiniz ,benim için daha iyi olabilir.
Başlayalım...
Yavaştı ...
Çok fazla yavaş ve ağır. Ağırlığı bir fil misali olan bu cümlenin , kütlesi altında eziliyordum ve ezildikçe küçülüyordum. Şuan da kalmıştım bir enkazın altında aynı eskisi gibi... Bu bir sarsıntı enkazı değildi. Söylenilen şeyleri yediremiyordum veya yedirmekte zorluk çekiyordum .
"Ben bunu yapmak zorunda değilim," dedim içimde kalan üç beş kırıntı umut parçasıyla . Tabi ki yapmak zorunda değildim .
Durdu ve adımlarını biraz daha ileri sürdü . Sürerken siyah derili ve bağcıklı postalları yeterli derecede tırtıklı ses veriyordu ve verdiği ses fazla gelmişti.
"Tabi ki yapmak zorunda değilsin , fidan . Sen yapmak isteyeceksin ." Ne sanıyordu bu geri kafalı adam .
"İstemiyorum." dediğimde 'tı' sesinin koyu kırmızı tonlarda olan dudaklarından çıkması bir oldu , bunu birçok kez yapması kulağımın daha da ağır ses renkleri algılamasına neden oldu.
"Hayır, sen bunu yapmayı istemelisin Fidan." Emindim ki , garip davranmak için tam da şuan ayrı bir uğraş içine giriyordu.
O'na göre daha açık kırmızı olan dudaklarımdan sinire bağlı olan bir kıkırtı çıktı .
"Yapma ama Aslan..."derken bende ona doğru bir adım yaklaştım ve bu sefer boy farkını bir şekilde kapatıp kulağına doğru ,daha hafif bir tınıyla, konuşmaya devam ettim.
"Ben bir şeyin zorunluluğunu taşımıyorum ancak duyduklarım doğru ise sen o kızla evlenme zorunluluğu içindesin ," sert ve aslında çoğu kişiye göre büyük , geniş olan bedeni konuşmamla kasıldı .
"Aslında , zorunda olmak çok berbat bir şey Aslan ve ben hiçbir şeyi zorunlulukla yapmadım . Buraya gelirken de zorunluluk altında kalmadım , burada da kalmayacağım ." deyip giderken Aslan konuştu ve arkasını döndü.
"Ama şuan zorunlulukla onda kalıyorsun , Fidan." Ahmak .
"Hayır Aslan, ben 'kendi' güvenim için gidiyorum . Ne kadar kendimi koruyabilsem de bu gerekli bir durum. Bak! Zorunluluk değil gerekçe diyorum .Hodri meydan Aslan... Tehdit etme bir daha kimseyi, özellikle de beni." deyip giderken aslanın sert ama uzaklıktan dolayı dolgunluğunu baya fazla yetirmiş sesinin "Hodri meydan , Fidan... Hodri meydan." dediğini duydum .
Binanın beyaz ve çelikten olan kapısından dışarı çıktım. Kapıda kot ceketinin rengine soyutlanmış arabası önünde telefonu ile uğraşan Sami'yi gördüm. Geldiğimi giydiğim aynı renkteki siyah topuklularımın çıkardığı tok ve dolgulu tınısı olan sesini duyunca anladı ve başını kaldırdı. Dudaklarında yerleşen tebessüm ile kapımı açık benim binmemi bekledi , binmem ile kapıyı kapatıp kendi yerine geçti . İnternete bağlanmış olan küçük oto monitörü görünce müzik açmak için programa girdim .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHESTE
Chick-LitHava fazlasıyla soğuktu zaten... ben daha da soğuktum herkese karşı , özelliklede ona karşı. Neden mi? çünkü; oydu , bana hayatın bu kadar acımasız olduğunu öğreten. oydu , iyi dediklerimin aslında hiç de iyi olmadıklarını gösteren . oydu, ben bili...