9. Bölüm

168 12 3
                                    

Satır arası yorum bırakmayı ve oy vermeyi lütfen unutmayın.

Keyifli okumalar dilerim...

🖤

🌸

*****

Yazardan

Selim, karşısında duran adamın teninde oluşturduğu hasarın sonucu olarak kana buladığı çehreye tiksinen bir ifadeyle bakarken, ne sinirinin ne de öfkesinin geçmemiş olduğunu fark etti. Gözü dönmüş gibiydi ve ne yaparsa yapsın hırsını, hıncını bir türlü alamıyordu.

Selim acımaya başlayan sağ elini bir kez daha sıkarak adamın yara bere içinde kalan yüzüne sert bir yumruk indirdiği sırada geriye savrulan adamın oturduğu sandalyeyi iki koruma tutuyor olmasaydı şayet, Selim tarafından epeyce hırpalanan adamın çakılırcasına yere düşmesi işten bile değildi.

Selim derin bir nefes adlı. "Şimdi..." dedi. Sağ elini yine sıkı bir yumruk yaptı. "Bu o kıza yaptıkların için seni şerefsiz köpek," dediği gibi sıktığı yumruğunu bir kez daha aynı öfkeyle bayılacak gibi duran adamın yüzüne geçirdi.

Zeynep kaçırıldığında yaşadıklarını anlatmıştı. Volkan'ın da bugün olanlardan bahsetmesi Selim'in aklına geldikçe, "Bu ite ne yaparsan yapayım yetmiyor," diye düşünmesine sebep oluyordu. Fakat yaptığına bir son vermezse, "Geberip gidecek şerefsiz," diyerek kendisini dizginlemeyide asla ihmal etmiyordu.

"Sana bir soru soracağım..." dedi Selim. Adamın ensesine elini atarak kendisine bakması için zorladı. "Bana tek seferde cevap vereceksin. Yoksa seninle külahları çok pis değişiriz baştan anlaşalım..."

"Daha fazla canı yansın istemiyorsa bana istediğimi verecek," diye düşündüğü sırada, "Serhat'la bağlantınız ne?" diyerek sordu. Selim için cevabını sabırla bekleyemeyeceği bir soruydu bu. "Serhat'ı nerden tanıyorsun?"

Zeynep kışlada ailesini aradığında telefonda kimin sesini duyduysa, verdiği tepkiye Selim kuşkulanmıştı. Bu yüzden Zeynep, "Kim olduğunu bilmiyorum, sesi tanıyamadım. Yanlış çevirmişim," dediğinde yalan söylediğini hemen anlamış ve İstanbul Sultanbeyli İlçe Emniyet Müdürlüğünde çalışan yakın bir arkadaşından Zeynep hakkında araştırma yapmasını istemişti ve fazla beklemesine gerek kalmadan dün sabah Zeynep hakkında toplanan bilgileri detaylıca öğrenmiş bulunmaktaydı.

Zeynep'le yemek yedikleri akşam kendisiyle alakalı anlattıklarının dışında değişik bir bilgi yoktu. Telefon kayıtlarında en sık aradığı kişi Ceylin Keskin'di ve Selim'e göre büyük ihtimal kayıtlarda çıkan kişi Zeynep'in yakın bir arkadaşı olmalıydı.

"Buraya kadar herşey tamam," diye düşünmüştü. Fakat bilgiyi veren arkadaşı, iki ay önce ikameti Zeynep'lerin evine alınan Serhat diye birinden bahsedene kadar geçerli olmuştu bu durum. Zira bu bilgiyi öğrendikten sonra Selim için bazı şeyler normal olmaktan çıkmıştı.

"Serhat denen yavşak Zeynep'in babasının kuzeninin oğluymuş," demişti arkadaşı. "Kusura bakma ağzımı bozuyorum ama, yirmi yedi yaşına gelmiş bir bok beceremeyen asalak herifin teki çıktı. Bir kaç kere ağzıyla değilde götüyle içmiş puşt. Sonrada sarhoş kafayla kavgaya karışmış. Bir kaç vukati daha var ama illa seçeresini çıkarmaya gerek yok. Adam bildiğin puşt oğlu puştun önde gideni."

"Zeynep telefonda onun sesini mi duydu? Güzel yüzünden kanın çekilmesine sebep o Serhat iti mi?" gibi sorular, Selim'in içini kemiren ve aklına gelen olasılıklar yüzünden daha çok öfkelenmesine sebep olan en basit seçenekler haline gelmişti.

RÜYA GİBİ BİR MASALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin