15. Bölüm

72 8 1
                                    

Herkese merhaba.

Satır arası yorum bırakmayı ve oy vermeyi lütfen unutmayın.

Keyifli okumalar dilerim...

💦

****

"Bütün bunları niye yaptın?" Bağırmaktan ses tellerimin tahriş olduğuna kesinlikle emindim. Fakat, "Bunca pisliği niye açtın benim başıma?" diyerek bir kez daha bağırdığımda, içimde korkunç derecede şaha kalkan ve dizginlemekte epey zorlandığım öfkeyi yatıştırmaya çalışmamın mümkün bir tarafı yoktu. "Derdin neydi pislik?" Hatta imkansız ve kesinlike olanaksızdı. "Konuşsana! Arkamdan atıp tutmak kolaydı tabi! Cesaretin varsa yüzüme söyle şimdi."

"Canım istedi yaptım fıstığım," dedi. Mümkündür ki, karşımda ki şahsiyet benimle daga geçiyor olmalıydı. "Sıkıcı hayatına az da olsa renk katmak istedim. Kötü mü ettim?" Karşımda pişmiş kelle gibi sırıtan ifadesini gördükçe, hissettiğim öfkenin boyutu arşa çıktı. "Canım biraz aksiyon aşerdi ay parçam. Bende seninle birlikte olsun istedim. Sen bana somurtsan da ben yinede eğleniyorum seninle."

"Canın istedi?" diyerek duyduğumu inanamayarak tekrarladım. "Dalga mı geçiyorsun sen benimle?" Tek bir kelam; tek bir kelam nasıl bu denli sarsıcı bir etki yaratabilirdi insan üstünde anlaması gerçekten de güçtü. "Adi pislik! Adam gibi konuş! Doğru düzgün anlat! Niye yaptın diyorum sana! Neden?"

Tam olarak nerde olduğumu bilmeksizin boş bir oda da Serhat pisliğiyle karşı karşıya kalmış olmak, ruhumda açılan derin tahribata hiç ama hiç iyi gelmiyordu. "Senin yüzünden," dedi. "Beni buna sen mecbur bıraktın güzeller güzelim." Sesi, sanki gizliden gizliye içinde biriktirdiği bir kinin öç alma hazzını anımsattı bana. "Hayallerimin mimarı sensin yeşil gözlüm. İlham kaynağımsın sen benim. Aşkın bana neler neler yaptırdı bak, gör işte."

Yaşadığım şaşkınlığı belli ederek, "Ne demek istiyorsun?" diye sordum. "Yaptığın alçaklığın benimle ne ilgisi var?" Sinsi bakışkarı yüzümde dolanırken, dışarıdan odanın içine vuran ışık, Serhat'ın bakışlarında ki ifadeyle birebir aynıydı. "Senin benimle ne derdin vardı pislik? Konuş!" Kapkara bir yansıma her yanımızı kuşatmış ve bizide içine almıştı.

Öfkeyle çevrelenen gözlerim Serhat'ın şeytani bakışlarında gelip giderken, "Dikkat et!" diyerek haykıran Demir'in sesini duymamla, başımı sesin geldiği yöne doğru çevirmiştim ki, karanlığın üzerime kapanması bir oldu.

Şiddetli bir dehşet duygusu, en güçlü haliyle göğüs kafesimi delip geçmeye çalışırken, ter içinde yattığım yerden fırladım. Can havliyle parmaklarım üzerimde olan yorganı kavrayarak sıkı sıkı yapışmış, biçare güç almaya çalışıyordu adeta. Gözlerimi kapatarak titreyen elimi anlıma bastırken ben kesinlikle bende değildim. "Allah'ım aklımı bari alma benden ne olursun." Derin derin, eziyet gibi gelen nefesler alıp veriyordum. "Bir o kaldı bende valla bak. Yalanım varsa zaten çok geçmeden başıma gelen gelir."

Kendime gelmeye çalışırken odanın kapısı yavaşça açıldı. Başımı hızlıca çevirerek gelen kişiye doğru baktığımda, yüzünü seçemesemde koridordan yayılan ışığın yüzünün bir kısmına vurmasıyla Ceylin'i bana bakarken gördüm. "Bende seni kaldırmaya gelmiştim," dedi. "İyi uyanmışsın. Yemek hazır. Hadi elini yüzünü yıka da yemeğe oturalım."

Kısa bir süre tepki vermesemde, en nihayetin de başımla onayladığımda, Ceylin kapıyı açık bırakarak odadan çıktı. Alt tarafı bir saat belki ancak olmuştu yatalı, lakin şimdi ki aklım olsa kesinlikle gözümü bile kırpmamayı seçerdim.

RÜYA GİBİ BİR MASALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin