Satır arası yorum bırakmayı ve oy vermeyi lütfen unutmayın.
Keyifli okumalar dilerim...
💦
****
"Zeynep, canım bu nasıl?"
Normal şartlarda ne istediğini bilen, çizgisi belli olan bir insandım ben. Lakin sağolsun Ceylin seçiciler kurulu mensubu bir jüri üyesi edasıyla daha çok kendi tarzına uygun olanları bana göstermeyi yeğlediği için, akıl sağlımı olumsuz yönde tesir etme noktasına getirmişti.
"Ceylin..." dedim ciddi ciddi hayrete düşerek. "Haberin olsun, böylesi durumlarda sana inanmak istesemde inanmamı zorlaştırıyorsun arkadaşım." Derin bir nefes verdim. "Senin yüzünden ara sıra arkadaş olduğumuzdan bile şüphe eder oldum. Misal tamda şimdi, çünkü birbirimizi tanımıyormuşuz ve ilk defa burda karşılaşmışız gibi davranıyorsun."
Çelik mavisi gözlerine bakarken aramanızda ki meselenin ne olduğunun anlamını çözmeye benzer bir bakışım vardı. "Neden?" diye sordum hesap sorarcasına. "Neden bir geçmişiz yokmuş gibi davranıyorsun kızım? Kasten mi yapıyorsun? Kem göz mü var üzerimizde? Ben mi görmüyorum? Kör müyüm ben?"
Şimdi şartlarımız değişmiş, benim aksime aklı olumsuz yönde karışmış bir Ceylin vardı karşımda. "Kızım beğenmedin mi?" dedi. Kısa biran tereddüt etti. "Neyini beğenmedin?" diye sordu birde. Sanki ortada kendi çözemediği bir sorun yokmuş ve problem yanlızca bendeymiş gibi bakıyordu yüzüme.
Bu görüntüye mukabil olarak kaşlarım vahim bir hâl alarak anında havalandı. "Ceylin..." dedim. Dikkatini çekmek için kısa biran duraksadım. Üstelik bunun arasına derin bir nefes sığdırmayıda ihmal etmedim.
"Ne kadar anlayışlı ve kibar bir insanım ben ya!"
"Ceylin'im, kızım sence ben bunu nasıl giyinebilirim? Gerçekten bak ciddi soruyorum. Yani şaka yaptığını düşünmek istiyorum ama o da olmuyor. Onu bile düşündürttürmüyorsun bana. Bu düşünceye oldukça uzağım hatta. Hatta ne kadar uzak olduğumu bir bilsen, küçük dilini yutarsın o kadar uzağım yani."
"Açık mı buldun kızım?" diye sordu ihtiyatsızca. Yok ya der gibi bakarak başımı salladım. "Aksine, konseptimize gayet uygun," dedim. "Tanımadığım bir kitleye karşı vereceğim konser için çok ideal bence." Dudaklarımdan ufak bir kıkırtı koptu. "Özene bözene aramış bulmuş gibisin, valla bravo. Bu da bir yetenek." Yüzümün aldığı düzmece takdir eden tavrımdan dolayı Ceylin kahkahayı bastı. Basardı tabi, lakin ben hala oldukça ciddiyidim ve bu halimde uzun bir süre devam edecekmiş gibi gözüküyordu.
"Sen seversin böyle taşlı şeyleri, ondan gözüme kestirdim bunu," dedi ifadesini bozmadan. "Hem bu sene bunlar nasıl rövanşta." Fakat ben bozacaktım o ifadeyi az kalmıştı. "Kapış kapış satılıyor ama sen nerden bileceksin," dedi kaldığı yerden devam ederek. "Bu sene gözde elbiseler neler diye sorsam bilmezsin, ama hangi kitap kategorisi çok satanlarda yer aldı desem-"
"Genel kurgu ve iç politika," dedim. Sakince verdiğim cevaptan sonra moda sektörüne azıcık bile merakımın olmamasına mütevellit, Ceylin'in ifadesi beni ayıplar nitelikteydi. Her ne kadar böylesi bir ifadeye sahip olursa olsun benim açımdan sorun yoktu. Ceylin için sorunu varsa o da kendi bileceği işti, çünkü benim açımdan yine sorun yoktu.
"Bu senin pantone renkleri classic blue olarak belirlendi," dedi bir havalarda. "Ne demek istediğimi anladın değil mi?"
Gözlerimi devirdim. "O kadar İngilizcem var şükür," dedim. "Ayrıca bu terimleri pazarcılar bile kullanıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜYA GİBİ BİR MASAL
ChickLit"Huzurum..." Efsunu olduğum kara gözleri gözlerimde gelip giderken saniyeler boyunca sessiz kaldı. "Gittiğin yerlerde çiçekler görürsen seni bekleyen baharı sakın unutma..." dedi. Lakin sert bir zemheri de kalacağımı, şiddetli bir kara kışın bizi b...