Elimdeki sigaraya hafif bir fiske atıp burnumu çektim. Kafamdaki şapkonu, çekiştirerek yağmurdan kaçmak adına adımlarımı hızlandırdım.
Eve gitmeye pek de istekli sayılmazdım. Yeterince yoğun bir gün geçirmem üstüne bir de İdil'in saçma istekleriyle uğraşıyordum.
Bugünkü konuşmamızı zihnimde canlandırıp sigaramdan son bir nefes çektikten sonra elimi cebime atarak anahtarımı aramaya başladım. Ne zaman bir şey arasam dipsiz kuyuya dönüşen cebim yine beni şaşırtmamıştı.
Elim hala cebimdeyken çarptığım bedenle geriye sendeledim.
"Pardon."
Yanından geçip gidecekken kolumu tutmasıyla dönüp tek kaşımı kaldırdım. Başımı 'hayırdır' anlamında sallayıp kolumu çektim.
"Dikkat etsene."
Biraz geri gelip çocuğun kalıbını inceledim. Hemen hemen aynı vücut yapısına sahip gibi duruyorduk. Ben bunu döverdim.
"Bilerek mi oldu birader?"
'Birader' hitabımla yarım ağız sırıtarak aşağılar bakışlarını gözlerimle buluşturdu. Yüzü çok tanıdık geliyordu. Kaşlarımı çattım. Barda karşılaştığım, İdil'in arkadaşlarından biri olmalıydı.
Kim olduğunu boşverip elimi tekrar cebime attım. Çok geçmeden anahtarı bulup deliğe uzandım. Anahtarı deliğe ne kadar zorlarsam zorlayayım kapı açılmıyordu. Çok da uzağımda kalmayan adamsa koluma dokunup duruyor, işimi daha da zora sokuyordu.
Dirseğimin ucuyla dibime girmiş adamı hafifçe uzaklaştırıp denemeye devam ettim. Sonunda açılan kapıya gururlu bir bakış atıp içeri adımladım. Ayakkabılarımı ayağımın ucuyla çıkarırken bir yandan da ıslak kabanımın önünü açıyordum.
Hala kapının önünde bekleyen adama neden orada dikildiğini anlamadığımı belli eden bakışlarımı gönderdiğimde gözlerini kaçırdı.
"Orada dikilecek misin birader? Gelsene içeri."
Nefesini tutuyor olduğunu fark etmemiştim. Sanki bu daveti bekliyormuş gibi nefesini sesli bir şekilde dışarı vurmasıyla sırıttım. Ben gel demesem İdil gelene kadar kapıda bekleyecekti herhalde.
"Bir an dayılandığım için hiç davet etmeyeceksin diye korktum. Bu yağmur yüzünden kesin hastalanıp yataklara düşüverirdi narin bedenim."
Dediğini duymamış gibi yapıp oturma odasına ilerledim. Koltuğa oturup genişçe yayıldığımda içeri giren bedenin kasıldığını hissedip bakışlarımı ona çevirdim. Yüzünde garip bir ifadeyle bana bakıyordu. Tekrar kaşlarım çatıldı. Bu çocuk niye acayip acayip davranıyordu?
"İdil sormuş zaten herhalde bu grup işini..."
Demek bugün üzerine konuştuğumuz çocuktu bu. Çekingen çekingen konuşmasına göz devirip olduğum yerde biraz toparlandım. Bu biraz rahatsız ediciydi.
İçeri girerken İdil'in rastgele arkadaşlarından biri olduğunu düşünerek davet etmiştim. Haftanın en az bir günü evimizin kapısında bekleyen tanımadığım adamları içeri almaya alışmıştım.
Ama bu adamı kendi ağzımla içeri davet ettiğime kesinlikle pişman olmuştum.
Grup seks için evime gelmiş adamı sanki can atıyormuş gibi içeri davet etmem gözünde nasıl bir imaj oluşturmuştu acaba? Ne diye davet etmiştim ki? İstekli algısı oluşturmadığımı umarak bakışlarımı tekrar ayaktaki adama çevirdim.
"...sen de kabul etmişsin?"
Sanki soru soruyor gibi değil de bir şey ima etmeye çalışıyor gibiydi. Cevap vermedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARIMIN SEVİŞTİĞİ ADAM - GAY (YARI TEXTİNG)
Ficção AdolescenteKarımın seviştiği adam? 05.12.2021 Başlıyoruz. 16.12.2021 #boyxboy etiketinde 1. 17.12.2021 #gay etiketinde 3. (Kaldırılıp yeniden düzenlenerek yayınlanmıştır.)