"Yeni deney fareniz eğlenceli geldi mi?"

47 14 5
                                    

Keyifli okumalar...

🍃 🍏

Jennie'nin telefonundan sonra apar topar hastaneye gitmiş; Jisung bulunana kadar da orada kalmıştık.
Saat gece yarısını geçerken Jisung'un bir mezarlıkta bulunduğu haberi gelmişti. Profesör hastaneden kendisi dışında hiç kimsenin oraya gitmesine izin vermemişti. Sabaha karşı hastaneye getirdiklerinde bakıcıların anlattığına göre ayakları yürüyemeyecek hale gelmişti.
Ne olduğunu kimsenin bilmiyor oluşu beni iyice gererken Jennie'nin tüm gece boyunca ayakta olması tüm sinir sistemimi alt üst etmişti.

Jisung bulunduktan sonra profesör ikimize de izin vermiş ve birkaç saatliğini de olsa evlerimize gitme şansı bulmuştuk.
Ertesi gün polislerin ifade istemesi üzerine profesör toplanma kararı alarak Jisung'un durumunu konuşacağını söylemişti.

Şimdi ise bazı hastalarla yüz yüze konuşup  durumları hakkında kararlar verdiğimiz büyük toplantı odasındaydık.
10'a yakın asistanla hastayı bekliyor olmamız dışındaki tek problem uzman olarak sadece profesörün gelmesiydi.

Birkaç dakika sonra hasta bölümünün açılan kapısından getirilen Jisung bakıcıların yardımıyla sandalyeye oturtulurken fazla sakindi. Sanki bir gece önce nöbet geçirip hastaneyi birbirine katan o değildi.
Yarım ay şeklinde oturan meraklı asistanlara kısa bir bakış atıp önümdeki notlara dönmüştüm. Onlara bakmak beni sinir ederken profesörün neden hastalara deney faresi muamelesi yaptığını anlamaya çalışıyordum.

Sessiz odada asistanların fısıltıları yükselirken başımı önümdeki defterden kaldırıp bu durumda bile ne hakkında konuşabildiklerini merak ederek gözümü odadaki asistanlarda gezdirmiştim. Onlara bakmamla hepsi susunca kaşlarımı çatmış, durumu sorgulamak istesem de o sırada kapının açılmasıyla bakışlarımı onlardan çekerek hemen yanıma oturan arkadaşıma çevirmiştim.

Yüzündeki endişe dikkatimi çekerken kaşlarımı çatıp konuştum.

"Jennie, iyi misin?"

Elindeki defteri dizlerine bırakıp omzundaki saçlarını arkaya attıktan sonra elleriyle yüzüne yelpaze yaptı.

"Ah iyiyim. Sadece tuvaletten bir türlü çıkamadım ve geç kalmış olmaktan korktum"

Bu haline gülerken o da bana katılmıştı. Fakat gülüşü gözlerini odaya çevirmesiyle son bulmuştu. Gözlerimi baktığı yere çevirirken asistanların az önceki tavrıyla karşılaşmıştım.
Jennie kolumu dürtüp kendisine bakmamı sağlarken gözleriyle Jisung'un oturduğu yeri işaret ettiğini görmüştüm.

Jisung'la bakışlarımız anında buluşurken oda birden bire sessizleşmişti. Bakışları rastgele değildi; o geldiğinden beri beni izliyordu. Birkaç metre ötemde oturan gözlerde gördüğüm hüzünle yutkunmuştum.

Aramızdaki cam garip bir uzaklık katsa da hareket eden dudaklarını net bir şekilde farkedebilmiştim.

"Bana yardım et..."

Üniversitedeyken bir psikoloji dersinde beynin olayları anlamak istediği gibi kavradığı anlatılmıştı. Buna örnek olarak net olmayan bir sesle beraber bir sürü kelime verilmişti. Ses okuduğumuz her kelimede kulağımıza farklı şekillerde ulaşırken bunun gerçek hayatta da çok sık yaşadığımız anlatılmıştı.
Sanırım şu an o anlardan biriydi.

Doğru anlayıp anlamadığımı sorgularken onun mantığım bunun sadece basit bir göz yanılması olduğunu söyleyip duruyordu.
Söylediği şey kafamın içinde tekrar ederken üstümdeki bakışların ağırlığını hissetmiştim bir an. Profesörün deney faresi muamelesi yaptığı bir hastanın tüm hareketlerini izleyen bir grup asistanın meraklı bakışları gibi.

Silüet / ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin