Bölüm Şarkısı: Mor ve Ötesi - Bir Derdim Var
DEVRİM
Bir yolcu olduğuma inanıyordum.
Aşık Veysel'in dediği gibi, iki kapılı bir handa yürüyorum gündüz gece, yaşamın en saf haliyle özetlenmiş biçimiydi ve biz yolcular umarsızca durmadan yürüyorduk. Bu yürüyüşlerimde yanımda yarenlik etmesini arzuladığım tek kadın karşımda otururken ondan başka hiçbir şeye odaklanamıyordum. İnci, sinemaya gitmek istemişti. Ada, abisi Bulut'un yanında olduğundan bizimle gelmek istememişti. Gelmek istememe nedeninin İnci ile beni baş başa bırakmak olduğunu biliyordum ve bu yüzden Ada'ya minnettardım. Ada, iki kapılı bir handa yürürken yanınızda olmasını isteyeceğiniz harika insanlardan bir diğeriydi. Dışarıdan soğuk, umursamaz görünmesine rağmen inanılmaz ince ve düşünceli bir insandı. Şimdi onun sayesinde İnci ile baş başa kalmayı başarmışken yapmam gereken tek şey ona olan hislerimden bahsetmekti. Aşkını itiraf emek o kadar da zor olmasa gerekti.
Yalnızca birazcık cesaret Devrim!
Aşkı ifade etmenin en güzel yolunun sanat olduğunu söylerdi İnci. Aşkı anlatan tiyatrolara, filmlere, kitaplara ve resimlere bayılırdı. Yabancıların hopeless romantic olarak adlandırdığı insanların Türkiye temsilcisiydi. Umutsuz romantik diğer bir deyişle aşka aşık kişiler demekti bu söylem. İnci aşkı bulamadığını düşünse de ısrarla romantizmden vazgeçemeyen insanlardan biriydi ve hal böyleyken kendimi dramatik bir aşk filmini izlerken buluvermiştim. Doğrusu halimden pek de şikayetçi değildim. İnci filmi izliyordu, ben de onu. Sinema salonunun karanlığı sırrımı açık etmeme izin vermiyorken rahatlıkla İnci'ye dalıp gidebiliyordum. İnci'yse tamamen odaklanmış bir halde güzel bir kadın ve yakışıklı bir erkeğin başrolünde olduğu filmi izliyordu.
İnci birden filmi izlemeyi bırakıp bana döndüğünde afalladım. "Filmi neden izlemiyorsun?" diye sordu başımı döndüren gülümsemesiyle. "O kadar sıkıcı mı yani?"
Filmde neler yaşandığı ile ilgili bir fikrim yoktu. "Ha.. Hayır," diye cevap verirken tuhaf bir şekilde kekeledim. "Bir an için dalmışım, izlemeye devam edeceğim." Sonra da başımı çevirip filme odaklanmaya çalıştım ancak olmadı.
İnci "Şaşkın ördek," diyerek sessiz bir kahkaha bahşetti bana. "Hadi, izle artık!" Gülüşünün güzelliğiyle büyülenirken filmin birkaç dakikasını daha kaçırdım. Hiç umurumda değildi!
Başladığı ilk dakikalarda romantik komedi olacağına inandığım film, onu izlemeye başladığım andan itibaren hayatımın bir yansımasına dönüşüverdi. Başroldeki güzel kadın ve adam üniversiteden mezun olurken tanışıyorlar ve birlikte geçen bir gecenin ardından da ayrı düşüyorlardı. Yolları ayrılsa da bir şekilde iletişimleri devam ederken kadın adama aşık olduğunu fark ediyor ve ona söyleyemiyordu. Yıllar böylece geçerken ikisinin hayatına bir sürü insan girse de ilişkileri hep özel kaldı. Uzun bir süre kavuşamadılar ancak bir şekilde birlikte büyüdüler ve olgunlaştılar. Kavuşamadan geçen her yıl benim içime dert olmuştu. Nihayet kavuşabildiklerinde yıllar geçmişti. Boşu boşuna ayrı geçirdikleri onca yılı düşününce içimi amansız bir korku kapladı. Aşkımı itiraf edemezsem ve İnci ile kavuşamadan yıllar geçirmek zorunda kalırsam bunu fark ettiğimde kahrolurdum.
Filmin sonuna yaklaştığımız dakikalarda gözlerim yeniden İnci'yi buldu. Gözyaşlarının güzel gözlerini ıslattığını fark ettiğimde kalbimin burkulduğunu hissettim. "Ayrı geçen onca yıl," derken İnci sessizce iç çekti. "Böyle bir sonu hak etmemişlerdi." Sonra da hıçkırıkları derinleşirken film sona erdi ve ekranda bitiş jeneriği akmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müzik Kutusu (Tamamlandı)
RomanceBir insanı yıllarca uzaktan sevebilir misiniz? Hem de onu her gün görürken, en yakınındayken... Devrim sevmişti. Bir istiridyenin incisini sakladığı gibi yıllarca da saklamıştı sevdasını. Sonra bir gün geldiğinde fark etti, öyle büyümüştü ki aşk a...