8. Bölüm

453 54 1
                                    

Bölüm şarkısı: Nev- Benmişim

Keyifli okumalar ❤️

DEVRİM

Şansını kaybettin Devrim. Şimdi sahneyi o adama bırakmak zorundasın.

O adamın adını ağzıma almak istemiyordum.

Dibe indiğim bir andı İnci'nin başka bir adamı sevdiğini söylediği an. Öyle bir andı ki artık o adama basit bir ilgi deyip geçemeyeceğimi anlamıştım. Hem o adamın basit bir ilgi olmadığını, hem de ne kadar çok geç kalmış olduğumu. Daha dibe inemem sanıyordum. Acıdan yüreğim enkaz halindeydi ve toz topraktan göz gözü görmüyordu. İnci koltukta uyuyakalırken üstünü örttüm ve hiçbir yere sığamayacağımı anladığımdan evden çıkıp gittim.

Ne yapacaktım?

İnci'nin iyi olmasını ve mutlu olmasını arzuluyordum. Bir an için düştüğüm gafletle ona bu mutluluğu verebilecek insan olduğuma inanmıştım. Onu öyle çok sevecektim ve el üstünde tutacaktım ki mutsuz olma ihtimali hiç olmayacaktı. Onun beni dostu gibi sevdiği gerçeğini göz ardı etmek ne kadar da kolay olmuştu! Neyse ki gerçeklerin ortaya çıkmak gibi bir huyu vardı. İnci'nin fısıltı gibi söylediği bir cümle beni düşler ülkesinden gerçekler diyarına hızla geri getirmişti.

Bilmediğim sokaklarda ağır adımlarla ilerlerken ne yapacağımı hiç bilmiyordum. Şu aşamada İnci başkasını seviyorken aşkımı itiraf etmenin hiçbir manası kalmamıştı. Yine de yapbozun tüm parçaları tamamlanmış değildi. İnci'yi dün akşam bana enkaz halde getiren şeyin ne olduğunu henüz öğrenememiştim. O adam İnci'yi üzecek bir şeyler yapmış olmalıydı. İnci'nin kalbini incitiyor olması üzerimde o adamı yumruklama isteği yaratıyor olsa da şimdilik sabredip gözlem yapmaktan başka seçeneğim yoktu.

Günler günleri kovalarken içimde kanayan yarayı görmezden geldim. İnci yaşamalı ve olacakları kendisi görmeliydi ancak bu iş sandığım kadar kolay olmuyordu. O adamla bir şekilde araları düzeldiğinde her fırsatta bizi bir araya getirmek istiyor ve benim ruhumda onulmaz yaralar açmaya devam ediyordu. İnci'yi başkasına aşık gözlerle bakarken görmek istemiyordum.

Onları birlikte el ele görmeye dayanamayacağımdan da korkuyordum.

Bütün kaçma çabalarıma rağmen İnci bir akşam Ada'yla kahve içerken o adamı yanımıza getirmeyi başardı.

"Selam, ben Cenk," diyerek inanılmaz sevimsiz bir ses tonuyla bizimle tanıştı. Çok lazımmış gibi. Lüzumsuz. Elini sıkmam için uzattığında kavradığım o eldeki tüm kemikleri kırmak istedim ancak İnci'yi üzmek istemiyordum. Ada bakışlarımdan hissettiklerimi anlamış gibi duruma müdahale ederek aramıza girdi.

"Ben de Ada. Seninle tanıştığımıza memnun olduk." diyerek yanımızdaki koltukları işaret etti. Kendi adına konuş sevgili dostum. Ben hiç memnun olmadım.

Lüzumsuz iğrenç bir şekilde gülümsedi. "Ben de sizinle tanıştığıma çok memnun oldum zira İnci adınızı dilinden düşürmüyor." Sesi kulaklarımı tırmalıyordu. O kadar ki bedenen orada olsam da zihnen bambaşka yerlerdeydim ve günün geri kalanında o adamın dediği hiçbir şeyi dinlemedim.

Halim o kadar aşikardı ki "Biraz daha az somurtsan ve varlık belirtisi göstersen nasıl olur?" diye fısıldadı Ada kulağıma. "Senin için çok zor biliyorum ama İnci'nin üzülmesine neden olacaksın."

Müzik Kutusu (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin