23. BÖLÜM ''GERÇEK KUYUSU''

2.2K 280 149
                                    

⛓️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

⛓️

Bir hayaldi. Belki bir gerçekti. Fakat o an zihin, hayal ve gerçek arasında ince bir ipte sallandı, aslı olanı görmesi imkansızlaştı.

⛓️

Yaşam sonsuz bir döngüydü. Yaşadıklarımız, yaşamak zorunda kaldıklarımızın ağırlığını ruhumuza yükledi. Çaresizlik bir his iken, silüet oldu ve yanı başımızda durdu. Elimizden gelen tek şey, yaşamak zorunda olduklarımızda rol oynamaktı. Kaçamadık, saklanamadık. Sıkışıp kaldık. Acıysa en ağırıyla sınandık. Ama hiçbir zaman tam ve bir bütün olamadık. Olduğumuzu sandık, fakat her sanışımızda yeni bir darbe aldık, dağıldık.

Artık paramparçaydık. Güvensiz ve çaresizdik. Yalnız ve yorgunduk. Geri dönüşü olmayan o yoldaydık. Gitmek istemesek de itiliyorduk ve itildikçe karanlığa gömülüyorduk.

Bileğimde o tanıdık sızı, damağımda o keskin kan tadı ve burnumda, asla unutmayacağım derinin o uğursuz kokusu vardı. Başım ağrıyordu ve gözlerimi açmakta zorlanıyordum. Bulunduğum zemini bile göremezken döndüğünü hissediyordum.

"Balamir," dedim kurumuş dudaklarım arasından, ardından "Balamir," diye tekrarladım.

Hiç ses yoktu.

Zihnimde tek bir düşünce yoktu. Nereden geldik, neredeydik, ne haldeydik bilmiyordum ama ona rağmen hissettiğim şey dehşet veren bir korku değil, kaybın ağır bastığı endişeydi. Aklımdan geçen düşünce, damarlarımı takip ederek kalbime giden o yolu izledi, dört kapakçıktan dördü de onun adını fısıldıyordu. "Balamir," dedim tekrar.

Kuru dudaklarımın arasından çıkan ismi ben değil, ruhum fısıldıyordu sanki. Boğazımdaki o acıyı hissettim. Sonunda gözlerimi açabildiğimde etraf hala silinikti. Hareket etmeye çalıştım ama başarılı olamadım. Başımı oynatamıyordum. Bileklerimdeki o tarifsiz acı, hareket ettirmeye çalıştıkça daha kötü bir hal alıyordu.

Etrafı aydınlatan cılız ışığa alışmak için bir süre bekledim, ardından yanı başımda bir hareketlilik hissettim ve onun sesini duydum.

"Serçe?"

Sesi öyle kötü geliyordu ki, korkudan kalbimin kasıldığını hissettim. Balamir yanımdaydı ama başımı hareket ettirip olduğu yöne bile bakamıyordum.

"Buradayım," dedim hızla, "Yanındayım." Gözlerim dolmuştu. Etraf sürekli aydınlanıp tekrar kararıyordu. Tüm bedenim uyuşmuş gibiydi el ve ayaklarımı hissetmiyordum.

"Yanımdasın," dedi Balamir, "İyi misin?" Sesindeki o titremeyi duyduğumda ölmeyi diledim, iyi değildik.

"Bilmiyorum," dedim, "Vücudumu hissetmiyorum. Sen iyi misin?"

Serpilemeyen TohumlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin