3

1.2K 63 25
                                    

2017-Kerem

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

2017-Kerem

Deniz 24, Kerem 20

"Kocaman adam oldum diye tutturdun buyur evin."

Abim bana anahtarı uzattığında gülümseyip aldım. Bana cehennem olan - annemin cehenneme çevirdiği- evdenden kurtulmuştum. Beni bundan daha mutlu edecek ne olabilirdi ki?

Savaş ve Deniz ellerindeki kolileri yere bırakıp bize döndüler.

"Sadece iki koli ve 3 valiz mi bütün eşyan?"

"Gerisini daha sonra hallederim."

Ev zaten eşyalıydı. Evden çok fazla şey getirmek istememiştim. Tabi ki onların parası ile alınmış bir şeyi istemiyorum gibi saçma sapan bir şey yapmıyordum.

Onlardan para almazsam nasıl hayatta kalacağım ben? Zaten zenginler, abim de mezun oldu geçer şirkete yakında. Yani bütün para bana gelecek. Bundan iyi ne olabilir ki?

"Abuk subuk işler yapma bak Kerem."

"Mesela nasıl bir abuk subuk iş? Eve erkek mi atmamayım? Ya da kadın?"

İşte canım annemin benden nefret etme sebebi benimkinin erkeklere de kalkıyor olması. Pardon herkese kalkıyor olması.

Abim de eşcinsel ama yakalanmadığı için evimizin hâlâ göz bebeği. Gerçi o yakalansa bile annem suçu bana atar.

"Neyden bahsettiğimi biliyorsun."

"18 yaşındaydım o zaman. O yaşta hep aptalca şeyler yapılır. "

Abim sessizce sabır deyip kafasını yukarıya kaldırdı.

"Tamam çocuğu ilk gününde evinde yalnız bırakalım."

Deniz'e dönüp dudaklarımı oynatarak teşekkür ederim dedim. O da her zamanki sıcak gülümsemesini yolladı.

Her zaman beni abimden ve annemlerden koruyordu. Annem onu seviyordu. Ne de olsa çocuk doktor olacak , gayet iyi yetiştirilmiş beyefendi biriydi.

Benim aksime.

Savaş abi elini omzuma koyarak "Kendine dikkat et. Biz geliriz yine." dedi.

"Tamam. Görüşürüz."

Hepsi ile vedalaştıktan sonra evden çıktılar. Kapıya sırtımı yaslayıp stüdyo daireme baktım. Cebimde telefonu çıkarıp aramak istediğim kişiyi bularak aradım.

"Oo Kerem Bey. Siz bizi arar mıydınız?"

"Daha geçen hafta beraber değil miydik Onur?"

"Evet de özletiyorsun kendini."

"O zaman evime gelmen için aradım desem?"

"Çıktın mı ayrı eve?"

"Evet. İlk misafirim de sensin."

"Sence ben o evden çıkar mıyım?"

"Gel de onu konuşuruz."

"He yani konuşabileceğiz?"

"Onurr gel işte."

"Tamam konum at."

Görüşürğz faslindan sonra telefonu kapatıp cebime koydum.

Onur geldikten sonra gerçekten konuşamamıştık. Resmen bir haftanın acısnı çıkarmıştık. Şimdi ikimizdr nefes nefese tavanı izliyorduk.

"Bütüm gece seninle olacağıma inanamıyorum."

"Çok alışma. Bilirsin tek eşliliği sevmem."

"Senin tek eşliliğini yesin. Bedenin bana yeter hayatım."

İkimizde gür bir kahkaha attık.

"Okuldaki olayı abine anlattın mı?"

"Hayır tabi ki. Hayatta kalmamı istemiyor musun?"

"Sonunda duyacak ama."

Sıkımtıyla oflayıp kafamın altındaki yastığı alarak yüzüme bastırdım.

Kendini bir bok sanan grupla önce laf dalaşına girmiş ibne diyerek aklıllarınca dalga geçmelerinin ardından büyük bir kavgaya tuttuşmuştuk. Sorun burada değildi. Sorun bunu dersinden kalmak üzere olduğum hocanın görmesi ve benim aldığom yanlış sinyallerle olayın polisr gitmemesi için hocanım dudaklarına yapışmamdı.

Disiplin kurulu toplayacağım dedi. Toplanırsa beni büyük ihtimalle okuldan atarlar. Ve bunu engelleyecek tek kişi abim. Ama ona söylersem yapmadığını bırakmazdı.

"Şu abinin arkadaşı var ya. Sürekli arkanı toplayan. Ona mı söylesen?"

"Deniz'e mi?"

"Evet."

Bunu yapar mıydı acaba ?

...

Sabah çalan kapıyla gözlerimi zar zor açtım. Saat kaçtı acaba?

Yavaşça yerimde doğrulup yerde bulduğum bir tişörtü üstüme geçirdim. Yatakta uyuyan Onur'a kısa bir bakış atıp odadan çıktım.

Kapıyı kim o demeden açtığımda karşımda kocaman gülümsemesiyle Deniz duruyordu.

"Ben mi uyandırdım ya? Kusura bakma kahvaltı yaparız diye düşünmüştüm."

Elindeki poşeti kafası ile gösterdiğindr o yöne baktım.

"Sorun değil. Hoşgeldin."

Deniz içeri girip elindekileri kapıya yakın olan masaya koydu. Yerdeki açılmamış kutulara kısa bir bakış attı.

"Açmadın mı daha bunları?"

Tam ona cevap verecektim ki Onur'um uykulu çıkan sesi sessiz evde yankılandı.

"Kim gelmiş?"

Kafamı ona çevirdiğimde altında giymeği akıl ettiği baksırı ile odadın kapısında dikiliyordu.

"Fırsat olmadı yerleştirmeye."

Deniz'e döndüğümde Onur'dan bakışlarını yeni çekmişti. Ve daha önce gülümselerinden farklı bir gülümsemeyle bana bakıyordu.

"Sen arkadaşınla yap kahvaltını. Benim hastaneye yetişmem lazım."

"O kadar zahmet etmişsin ama."

"Daha sonra yaparız."

Başka bit şey demeden evden çıktı. Ardından kapanan kapıyla bakıştım ben de.

O gün beni  korumaya çalışan ve belki de her şeyden çok seven adamı ilk defa hayal kırıklığına uğratmıştım. Hayır ben bunun ilk olduğunu sanıyordum. Bundan iki yıl önceki olayın onu etkilediğini hiç düşünmemiştim.Ve ne yazık ki bunlar son olmayacaktı.

İlk defa Kerem'in ağzından bölüm yazdım. Bu bölümde pek iç dünyasına inemedik ama diğer bölüm aynı yıldan ve Kerem'den devam edecek. O zaman ineriz.

Bir dahaki bölümde görüşmek üzere minik kaplumbağlarım 🤍🐢

Deniz&Kerem//bxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin