18

516 37 6
                                    

Yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın iyi okumalar 🐢💘

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın iyi okumalar 🐢💘

Kerem

Karşımdaki masmavi denize doğru ağır adımlarla yürürken zihnim bomboştu. En küçük bir kırıntı bile yoktu zihnimde. 

Buraya ne ara geldiğimi de bilmiyordum, niye geldiğimi de.

Bildiğim tek şey neden yalnız olduğumdu. 

Ben annesinin bile sevmediği biriydim. Bu yüzden yalnızdım. Ne olursa olsun yanımda olacağını söyleyen Deniz bile yanımda değildi. Bırakmıştı o da beni. 

Sevdiğini söylemişti. Beni sevdiğini ve ona inanmam gerektiğini. Ama tam ona inanacakken beni hiçliğin ortasında bırakmıştı. O yanımda yokken geçirdiğim krizleri önemsemeden bırakmıştı beni. Belki de daha fazla sorun istemiyordu hayatında.

Su belimi geçmiş neredeyse omuz hizama gelmiş olmasına rağmen yürümeye devam ediyordum. 

Belki bu ucu görünmeyen maviliğin arkasında hak ettiğim sevgiyi bulurdum. Eğer hak ediyorsam..  Belki Deniz'de beni hak etmediğim için bırakmıştı.

"Kerem!"

Ayaklarım yerden kesilmiş, su yavaş yavaş yüzüme gelirken adımı duydum. Arkama dönüp bakmaya bile halim yoktu.

"Kerem! Beni duyduğunu biliyorum. Dön hadi."

Deniz'in sesiydi. Deniz gelmişti.

Bütün bedenim suyun altına girdiğimde duyduğum son şey " Bu sefer seni kurtarmak  için geç kaldım," olmuştu.

Yattığım yerden hızla kalkarak derin nefesler almaya başlamıştım. Gördüğüm şey rüyaydı ama sanki gerçekten boğulmuşum gibi hissetmiştim. Titreyen elimi yanımda duran su dolu bardağa uzattım. Bardağı elime almamla yere düşüp kırılması bir olmuştu.

Ne zaman akmaya başladığını bilemediğim göz yaşlarım yanağımdan yere dökülürken yere oturup kırılan parçaları toplamaya başladım. O an aklıma gelen anılarla öylece parçalara baktım. Deniz'in yanında geçirdiğim krizlerin birinde kırdığım camı kendime batırmak istemiştim ama o buna izin vermemişti.

Öylece durmuş cam kırıklarına bakarken odanın ışığı yandı ve içeriye abimle Özgür girdi. Telaşlı gözlerle bana bakan ikili anında diz çöküp yanıma oturmuşlardı.

"Elimden kaydı."

"Tamam sorun değil. Toplarız şimdi."

"Deniz, cam koymuyordu yanıma."

Karan çatık kaşları ile bana çevirdi bakışlarını.

"Niye?"

"Bir keresinde.."

Dudaklarımı yaladıktan sonra konuşmaya devam ettim.

"...kriz geçirirken kendime zarar vermeye çalıştım da. Kırılma sesini duyamazsa diye cam koymuyordu."

Abim beni kendine çekip sıkıca sarıldıktan sonra saçlarımın arasına belli belirsiz bir öpücük kondurdu. Benden ayrıldıktan sonra yerdeki büyük cam parçalarını eline aldı.

"Ben şimdi bunları atacağım. Ve sana yeni bardak getireceğim."

Odadan çıkarken Özgür ayaklandı.

"Hemen geliyorum."

Özgür odadan çıktıktan sonra dediği gibi hemen gelmişti. Elindeki haki rengi tişörtü bana uzattı.

"Ne bu?"

"Deniz verdi bana bunu. Uyuyamazsan diye. "

Tişörtü ondan alırken burnuma yaklaştırıp kokladım. Deniz gibi kokuyordu. Odaya doğru yaklaşan adım seslerini duyunca tişörtü yastığın altına sakladım. 

"Küçük parçaları sabah hallederler. Yataktan inerken diğer tarafı kullanırsın."

Abim beni yerden kaldırıp yatağa oturttu.

"Deniz hiç gelmeyecek mi?"

Sert çıkan sesiyle "Gelmeyecek," dediğinde derin bir nefes aldım.

"Hastaneye gittiğimde de mi yanıma gelmeyecek?"

"Özellikle gelmesin diye korumayla gideceksin."

"Ama.."

"Aması yok Kerem. Irz düşmanı herifle seni bir daha bir saniye bile olsa yan yana getirmem."

Karan'ın yükselen sesiyle ona kaşlarımı çatarak baktım.

"Karan, Deniz ne dedi sen ne yapıyorsun?"

"Anmasana şunun adını Özgür. Yok öyle biri artık."

Hızla oturduğum yerden kalktım ve karşısına dikildim.

"Birincisi Deniz ırz düşmanı değil. Burada bir ırz düşmanı varsa o da sensin. İkincisi Deniz olmasaydı şimdi mezarımın başında ağlıyor olurdun. Bu yüzden onun hakkında kötü tek bir kelime dahi etme."

"Zorlamadan seni benim yanıma yollayan adamı mı savunuyorsun?"

Dediği şeyden sonra bir şey diyemedim. Arkamdaki yatağa geçip uzandım ve onlara arkamı dönerek yorganı kafama kadar çektim.

"Çıkarken ışığı kapatın."

Bir süre sonra hem ışık hem de odamın kapısı kapanmıştı. Elimi yastığımın altına atıp tişörtü çıkardım. 

Bir yandan Deniz'in kokusunu içime çekerken bir yandan da ağlıyordum.

Deniz beni bırakmazdı. Her ihtiyacım olduğunda tam zamanında yanımda olurdu. 

O güne kadar yanımda olurdu, evet..

Bir dahaki bölümde görüşmek üzere minik kaplumbağalarım 🤍🐢

Deniz&Kerem//bxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin