İyi okumalar💜💜💜
Taehyung'un ağzından;
Delta bütün gece uyumuştu. Bense sandalyede sabahlamıştım. Her yerim ağrır iken yerimde gerindim. Kalkıp kahvaltı hazırlasam iyi olacaktı. İlk önce sobanın üstündeki çaydanlığa çay demledim. O demlenirken
Ufak tezgahıma geçip kahvaltı için salatalık, domates, peynir ve zeytin çıkardım. Hepsini tabaklara güzelce hazırlayıp deltanınkini tepsiye koydum. Dün sabah kendim yaptığım ekmeklerden üç dilim kesip tepsiye koydum.
Çayı kontrol ettim. Demlenmişti. Bardağa çay doldurup tepsiye koydum. Kahvaltı hazırdı. Arkamı dönüp deltaya baktım. Uyanmıştı ve yine göz göze gelmiştik.
"Günaydın." dedi kalın sesi ile.
Başımı sallayıp gülümsedim bende. Tepsiyi elime alıp yanına gidecek iken konuştu.
"Şey Taehyung benim tuvalate gitmem gerekte bana yardım edebilir misin?" dediğinde kıpkırmızı kesildim. Yine de yardım etmek zorundaydım. Bu yüzden tepsiyi tezgaha bırakıp yanına adımladım. Üstünde sadece boxerı vardı ona kıyafet versem iyi olacaktı.
Divanda oturur hale geldiğinde biraz eğilip bir elimi beline sardım. O da elini omzuma atıp benden destek aldığında yavaş adımlarla banyoya girdik.
"B-ben ç-çıkıyorum. S-seslenirsin."diyip hızlı adımlarla çıktım ve kapıyı kapattım.
O tuvalatte iken ona kıyafet bulmak için sandığımı açtım. Üstte benim birkaç kıyafetim vardı. Altta ise dedemin kıyafetleri vardı. Bir de büyükannemin. Dedemin çizgili pijamlarını çıkardım. Mecbur bunu giyecekti.
"Taehyung gelebilir misin?" seslendiğinde ayağa kalkıp kıyafetleri sandığın üstüne bırakıp banyoya gittim. İşini halletmişti, elini yüzünü yıkamıştı ki yüzü ve elleri ıslaktı. Tekrar beline elimi sarıp benden destek almasını sağlarken içeri girdik ve divana oturdu.
Ona pijamaları uzattım.
"G-giymen i-için."
"Teşekkürler." diyip gülümsediğinde bende gülümsedim.
"Şey ama omzum acıyor ve kolum da zorlanıyorum sen giydirebilir misin?"
Sanırım tanrı bu deltayı beni sınamak için yollamıştı. Bebek gibiydi ya!
Yine de ona yardım ettim. İlk üstünü giydirip düğmelerini ilikledim. Ardından divana uzandığından altını dikkatle bacaklarından geçirdim. Gerş kısmını kendisi halletti. Üstünü tekrar battaniye ile örttüm. Sırtını dikleştirip otururken tepsiyi önüne getirdim.
"Teşekkür ederim."
Gülümseyip başımı salladım. Konuşmak istiyordum onunla ancak bir süre sonra 'yeter, sus artık, bıktım!' diye bağırmasından korkuyordum. Bu yüzden sessizdim. Hep olduğu gibi.
Kendim için hazırladığım tabağı da alıp sandalyeye oturdum ve masada yemeğimi yedim. İçerisi soğumaya başlamıştı. Sobadaki odunlar azalmış olmalıydı. Gece kovaları bitirmiştim çünkü.
Şimdi gidip odun kırmam gerekiyordu. Yerimden kalkıp tabağımı tezgaha koydum ve deltaya döndüm.
"H-hemen g-geleceğim." diyip kabanımı giydim ve evden çıktım.
Odun kırmak en zoruydu ancak benden başka kim kıracaktı ki? Odunlarla dolu olan kulübeme gidip kapısını açtım. Baltayı ve biraz odunu aldım. İlk odunu koyup baltayı geçirdim. İlk seferde kırmak zordu. Odunlar kalındı ve bende çok güçlü değildim. Deltaya hemen geleceğim desemde uzun bir süre odun kırdım. Kırdıklarımı kovaya koyup kalanları kulübeye yerleştirip kapısını kilitledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wrong Love -Kooktae-
FanfictionYüzyılda bir gelen iki tür. Delta ve Vita. Nesillerce bu ikisinin sadece birbirleri ile eş olduğu başka başka türlerle eş olamayacakları söylendi ve öğretildi. Ancak Jeon Jungkook ve Kim Taehyung bu kanıyı yok edecekti. Sadece aşık olarak. (Semekook...