~5~

1.9K 158 16
                                    

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

,¤°´✿.。.:* YOU WİLL BE FİNE *:.。.✿´°¤,

Sadece öylesine verilmiş bir söz. Böyle geçirdim tekrar içimden. Ama asla derse odaklanamıyordum. Sabah okula geldiğimde Oikawa'nın herkesin içinde bana y/n'chan diye avazı çıktı kadar bağırması yeterince utanç vericiydi. Zaten  göze batan ben şimdi tüm kızlar tarafından nefret ediliyordum. Bu pek umrumda değildi gerçi ama dikkat çekmeyi sevmiyordum.

Zilin çalmasıyla herkes ayaklandı. Sınıftaki kızlar bana yan yan bakıyordu. Oflayarak kafamı sırama koydum.
Kapı sertçe açıldı.
"Y/n'chan!!!"
Kafamı kaldırıp Oikawa'ya baktım.
Gülümseyerek önümdeki sıraya oturdu.
Herkes şaşkınca bize bakıyordu. Bende şaşkınca Oikawa'ya bakıyordum. Sınıfa gelmesini beklemiyordum.
"Y/n'chan kahvaltı yaptın mı?"
"Hayır." Diye mırıldandım.
Tüm gözlerin üstümüzde olması rahatsız ediciydi.
"Bende. Hadi birlikte yapalım." Dedi gülümseyerek.
Gerçekten garip hissediyordum. Dünden sonra birden bana çok samimi davranmaya başlamıştı, hatta ilk adımla bile sesleniyordu.
Bense insanların bana samimi davranmasına alışık değildim.
Tamam anlamında usulca başımı salladım.

Birlikte kantine inerken insanlar bizim birlikte yürümemize şaşırmışa benziyordu. Bir idolle dolaşıyormuş gibi hissediyordum.
Kantine indiğimizde Oikawa bir masayı işaret etti ve beklememi söyledi. Oturup onu beklerken parmaklarımla oynuyordum.
"Duydun mu Oikawa ile 3/A dan s/n takılmaya başlamış."
"Yoksa sevgililer mi?"
"Emin değilim. Sanırım."
"Aaaaaa olamaz!"
Kızın dik bakışlarını üstümde hissediyordum. Sadece görmezden geldim.

Elindeki yiyecekleri masaya koydu.
"Tatlı ekmek ve meyve suyu."
Bana uzattı.
"Teşekkürler."
Sessizce aldıklarını yiyordum.
"Okul çıkışı antrenman var izlemek ister misin?"
"Neden ki?"
"Şey, voleybolu sevdiğini düşünmüştüm. Önceki antrenmanı izlerken eğleniyor gibiydin."
"Evet, isterim. Teşekkürler Oikawa."
Kıkırdadı.
"Y/n bu arada sende bana ilk adımla seslenmeye ne dersin?"
"İlk adınla mı?"
"Evet ben sana sesleniyorum sende bana öyle seslen. Gerçi sana sormadan ilk adınla sesleniyorum ama-"
"Sorun değil, yani seslenebilirsin."
"O zaman sende bana tooru de."
"To-ru"
"Hayır şöyle tooru"
"Tooru." Yanaklarım kızarmıştı.
"Evet aynen böyle."

Beni sınıfın önüne kadar bıraktı ve kendi sınıfına girdi.
Derse odaklanamıyordum ve hala düşündükçe kızarıyordum. Birine ilk adıyla seslenmeyeli uzun zaman olmuştu.
Şimdi bu beni hem  heycanlandırıyor hem de utandırıyordu.
.......................................

Son ders zili çaldığında yerimden hızla kalktım ve antrenmanı izlemek için spor salonuna ilerledim. Aslında voleybol izlemeyi oldum olası sevmişimdir ve Oikawa'nın beni davet etmesi beni gerçekten mutlu etmişti. Gerçi voleybolu sevdiğimi nerden anlamış olabilirdi. Anıma yavaşça vurdum. Antrenmanı nasıl izlemişsem artık.

Spor salonunun kapısını açtım.
Oikawa beni fark edip topu yere bıraktı. el sallayarak bağırdı.
"Y/n chaa- aww!!"
Kafasına gelen topla sözü yarıda kesilmişti. Acıyla kafasını tutarken gülmeden duramadım.
"Üzgünüm Oikawa senpai ."
Tooru arkasına dönüp antrenman yapan çocuğa ters ters bakarak bağırdı
"Sorun değil, yutaro!"
Yüzü ile sözleri uyuşmuyordu.

Bende ona el salladım ve seyirci koltuklarından birine oturdum.
İki takıma ayrıldılar ve kendi aralarında maç yapmaya başladılar. Hepsi çok sıkı çalışıyordu. Havada uçan topu heyecanla izlerken göz göze geldik.
Tooru gözlerini benden çekip yerde yuvarlanan topa baktı.
"Önüne baksana Oikawa!"
Tooru ensesine yediği tokatla bağırdı.
"Üzgünüm, iwa-chaaan!!!"

𝐘𝐎𝐔 𝐖𝐈𝐋𝐋 𝐁𝐄 𝐅𝐈𝐍𝐄 ᵒⁱᵏᵃʷᵃ ᵗᵒᵒʳᵘHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin