°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
,¤°´✿.。.:* YOU WİLL BE FİNE *:.。.✿´°¤,
Kafamı kaldırdım. Sınıfta kimse yoktu. Saat 6 olmus NE SAAT 6 MI!
çantamı alıp hızla sınıftan çıktım okul 6.15 de kitleniyordu ve "canım arkadaşlarım" beni uyandırmaya bile tenezzül etmeden çıkıp gitmişti. Okul kapısına geldiğimde seslice ofladım. Bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu.Yağmurun durmasını beklemekten başka seçeneğim yoktu. Zaman geçmeye devam ederken hademe gelip okulu kilitledi bende okul çatısının altında yağmur değmeyecek şekilde oturmuş bekliyordum. Canım sıkılmıştı ayaklarıma bakıyordum.
"Ayaklarım ne kadar yamuk.""Evet gerçekten öyleler."
Kafamı kaldırıp siyah şemsiyenin altındaki Oikawa'ya baktım.
"Sensin yamuk!"
"Kabul etmiyorum ama neyse."
Tekrar kafamı ayaklarıma çevirdim. Hala karşımda bekliyordu.
"Gitmeyecek misin, ne duruyorsun başımda?"
"Peki sen, sen ne kadar oturmaya devam edeceksin?"
"Şemsiyem yok, yağmurun dinmesini bekliyorum."
Eliyle şemsiyeyi etti.
"Bende var."
"Yani"
"Yanii seni bırakabilirim."Git işine be diye bağırabilirdim. Ama burda götüm donarak oturmaktansa bana buruşuk diyen çocuğun yardımını kabul etmek daha cazip geldi.
"İyi." Ayağa kalktım.
Bana bakıyordu.
"Gelsene buraya oraya gelirsem ıslanırım."
Elini ensesine götürdü.
"Pardon."
Yanıma gelip şemsiyeyi ortamıza gelecek şekilde ayarladı.
"Otobüs durağına bıraksan yeter ordan servise binicem."
Kafasını salladı.Yanyana yürümeye başladık
Şemsiye ikimizide kapatcak kadar büyük değildi. Bu yüzden fazla yakın duruyorduk. Ona baktım. Kafasındaki yara bandına. Vicdan azabı beni ele geçirirken sormadan edemedim.
"Acıyor mu?"
"Ne?"
"Kafan."
"Acıyor dersem öpecek misin?"
Sinir ve utançla onu hafifçe ittim. Oikawa'nın omzu açıkta kalmıştı ve ıslanıyordu. Zaten fazla yakındık birde öpmek falan diyor.
Yüzüm kızarırken hafifçe kıkırdadı.
"Sana soranda kabahat!"Yürümeye devam ettik. Garip bir sessizlik oldu birde özür dileyecektim kafasına attığım için iyi olmuş sana.
Sessizliği o bozdu
"Bu saatte okulda napıyorsun ki?"
"Uyuyakalmışım. Peki sen?"
"Antrenman."
Bu çocuk hep antrenmandaydı. Nerden baksan kendine fazla yüklendiği apaçıktı.
"Zaten hergün 2 saat antrenman yok mu? Neden ekstradan saatlerce antrenman yapıyorsun?"
"Haftaya shiratorizawa ile antrenman maçı var. Normalde bu kadar fazla antrenman yapmam ama bu sefer, bu sefer onları yeneceğiz en azından bir set."Shiratorizawa, Aoba johsai'n tek yenemediği takım. Oikawa onları yenmeyi fazla kafaya takmış gözüküyordu. Peki neden?
"Neden onları yenmeye bu kadar taktın ki?"
Önce bir süre sessiz kaldı.
Sonra durdu. Onunla bende durdum.
"Çünkü hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum. Kimseyi. Herkes benden bir şeyler bekliyor ve ben onları hayal kırıklığına uğratmamalıyım.""Zorunda değilsin."
Anlamazca bana baktı
Devam ettim.
"Eğer elinden geleni yapıyorsan zaten herkes yeterince memnun olacaktır. Kendini bu kadar yıpratmana gerek yok. Farkında değil misin Oikawa sen en iyisisin. Her zaman kazanmana gerek yok çünkü zaten elinden geleni yapıyorsun ve biz seninle gurur duyuyoruz.
Sen Aoba johsai'n gururusun."Anlamazca bakan gözleri yavaşça hüzünle yer değiştirdi. Bir kaç damla yaş döküldü gözlerinden. Donmuş gibiydi. Ne yapacağımı bilemedim. Onu ağlarken gördüğüme şok olmuştum böyle bir tepki vermesini beklemiyordum. O da insan diye geçirdim içimden. Demek ki gülümseyen suratının altında hep bu baskıyı hissediyormuş. Elimi beline doladım ve ona sarıldım. Elimden en fazla bu gelirdi.
Oikawa sessizliğini bozdu ve mırıldandı.
"Garipsin. Herkes kazanmam gerektiğini söylerken sen kaybedersem sorun yok diyorsun. Peki gerçekten sorun yok mu? Kaybetmemde yani? Peki ya tekrar kaybedersem ve beni destekleyenler artık beni desteklemekten vazgeçerse."
"Ben seni desteklerim." Diye mırıldandım.
Şu an bunları iyi hissetsin diye söylüyordum ama kalbim neden bu kadar hızlı atıyordu. Kollarımı ondan ayırdım. Ve yüzüne baktım.
"Ben seni desteklerim!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐘𝐎𝐔 𝐖𝐈𝐋𝐋 𝐁𝐄 𝐅𝐈𝐍𝐄 ᵒⁱᵏᵃʷᵃ ᵗᵒᵒʳᵘ
Fanfiction𝚃𝚎𝚔 𝚘𝚛𝚝𝚊𝚔 𝚢𝚘̈𝚗𝚞̈𝚖𝚞̈𝚣 𝚊𝚌ェ𝚕𝚊𝚛ェ𝚖ェ𝚣ェ 𝚐𝚞̈𝚕𝚞̈𝚖𝚜𝚎𝚖𝚎𝚖𝚒𝚣𝚒𝚗 𝚊𝚕𝚝ェ𝚗𝚊 𝚜𝚊𝚔𝚕𝚊𝚖𝚊𝚖ェ𝚣𝚍ェ𝚛 𝚋𝚎𝚕𝚔𝚒 [𝐎𝐈𝐊𝐀𝐖𝐀 𝐓𝐎𝐎𝐑𝐔 𝐗 𝐑𝐄𝐀𝐃𝐄𝐑] 🅣︎🅐︎🅜︎🅐︎🅜︎🅛︎🅐︎🅝︎🅓︎🅘︎