°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°,¤°´✿.。.:* YOU WİLL BE FİNE *:.。.✿´°¤,
Spor salonundan çıkıp birlikte yürüdük.
"Seni eve bırakabilir miyim?"
"Tabi neden olmasın."
Gülümsedi.
Sessizce bir süre yürüdük.
"Garip." Diye mırıldandı.
Anlamazca ona baktım
Yere bakarak konuşuyordu.
"Normalde şu an kendimi kaybedip deli gibi antrenman yapardım. Berbat hissederdim ama şu an şey gibi hissediyorum, mutlu."
Gülümsedi.
Bu sefer gerçekten içten hissettiriyordu.Bende mutlu hissediyordum. Onu mutlu hissetirebildiğim için.
Gülümseyerek ona baktım.
Birden bana döndü ve durdu.
"Teşekkürler. Karşıma çıktığın için."
Gözlerim hafiften dolmaya başlamıştı. Ağlamak istemiyordum. Omzuna vurdum.
"Hava kararmaya başladı, eğer geç kalırsam annem endişelenir. Eğer beni eve bırakmak istiyorsan biraz daha hızlı olman gerek."
Arkamda onu bırakıp koşmaya başladım.
Biraz koştuktan sonra durup arkama döndüm.
"Hadi ama nesin sen kaplumabağa mı hahahhaha!"
Koşmaya devam ettim
Gülerek bağırdı.
"Hey! Beni beklee."Kapının önüne vardığımızda nefes nefese durduk.
"Düşündüğümden daha hızlıymışsın." Dedi nefes nefese.
"Hayır sen fazla yavaşsın." Dedim kıkırdayarak.
Annemin kapıyı açmasıyla gülmem yarıda kesildi ve ona döndüm.
"Merhaba!" Dedi bize bakarak.
"Merhaba efendim." Dedi Tooru saygıyla eğilerek.
Eve girip ayakkabılarımı çıkardım.
"Ben artık gideyim." Dedi bana dönerek.
"Bekle." Dedi annem. "Akşam yemeğine kalmaz mısın?"
Tooru sorarcasına bana baktı.
"Bencede neden kalmıyorsun."
Tooru gülerek içeri girdi.
"Bu iki güzel bayanın teklifini reddetmek aptalca olur."Annem gülümsedi ve ona salonu işaret etti. Tooru salona ilerlerken Annem kapıyı kapattı ve koluyla omzumu dürttü.
"Ne tatlı çocuk."
"Hmm,hmm" annem gülümseyerek salona girerken ben hala güzel lafında kalmış, donmuş bir şekilde duruyordum. O bana güzel mi dedi? Ama buruşuk demişti? Yoksa buruşukları güzel mi buluyor? Anneme de güzel dedi gerçi, yani o buruşukları güzel buluyor olmalı.
Kendimden emin bir şekilde kafamı salladım. Ne garip zevki var diye içimden geçirirken salona girdim.Tooru ellerini kucağında birleştirmiş tekli koltukta uslu bir misafir çocuğu gibi oturuyordu. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
Annem Tooru'yu iyice baştan aşağı süzdü.
"Ben seni tanıyorum." Dedi annem.
Anneme dikkatlice baktı.
"Kusura bakmayın ben hatırlayamadım."
"Yok,yok ben seni televizyonda gördüm. Hani şu pasör çocuk. Sen osun değil mi?"
"Evet efendim." Dedi gülümseyerek.
"Waaaaww bir kaç servisin falan çıkmıştı. Gerçekten çok yeteneklisin."
Utançla elini ensesine götürdü.
"Teşekkürler."Tooru'yu sorgulamayı bitiren annem bana döndü.
"Nerden tanışıyorsunuz."
"Okuldan."
Annem güldü.
"Tabi doğru ya. Sizin okulda pasör değil mi? Ne çok arkadaşın var, işte benim kızım. Küçükkende böyleydi, hep çok sevilir. Çok tatlı bana çekmiş. Ah bir de dağınık olmasa. Bu huylarıda aynı babası.
Tooru ne diyeceğini bilemeden sadece gülerek bakıyordu.
"Evet efendim."
İçinde olduğu duruma gülmemek için zor duruyordum gerçekten.Annem yemek için mutfağa geçince tekli koltuktan kalkıp yanıma oturdu.
"Bilmiyor mu?" Diye mırıldandı sessizce.
Hayır anlamında başımı salladım.
Okulda dışlandığımı anneme söylememiştim. Üzülsün istemiyordum. Babam zaten benimle pek ilgilenmezdi. Benden daha çok derslerim onu daha çok alakadar ediyordu. Hem ben zaten yalnızken de gayet iyiydim. Gerçi şimdi Tooru vardı."Masa hazır!"
Annemin bağırmasıyla kalkıp mutfağa geçtik.
"Afiyet olsun!."
Yemeğe başlayacağımız sırada babam geldi. Mutfağa girerken Tooru'yu görünce duraksadı.
"Takım kaptanımız da buradaymış."
Tooru oturduğu yerde hafifçe saygıyla eğildi.
"Merhaba efendim."
Babam masadaki boş sandalyeye oturdu.
"Afiyet olsun!"
Yemeğe başladık. Çorbadan bir kaç kaşık almıştım ki babam kaşığını kenara bırakarak bana döndü. "Duyduğuma göre derslerine son zamanlarda hiç odaklanmıyormuşsun."
Sessizce ona baktım. Şu an bunu konuşmak için ne yeri ne de zamanıydı.
O ise konuyu kapatacak gibi değildi.
"Bu konu hakkında daha önce seni uyardığımı sanıyordum."
Yan gözle Tooru'ya baktım. O da bu garip ortamdan rahatsız olmuş bir şekilde yemeğiyle oynuyordu.
Cevap vermemem üzerine iyice sinirlendi.
"Bir şey diyorum burda, dinlesene!"
"Neden?" Diye mırıldandım. "Sen beni hiç dinliyor musun ki? Ne istediğimi zaten başından beri biliyordun."
"O voleybol konusunu kapattık sanıyordum."
Gözlerim dolmuş bir şekilde masadan kalktım.
"Yemek için teşekkürler. Ben doydum."Evin dış kapısını açtım ve dışarıya çıkıp sertçe kapattım.
Gözümden bir damla yaş süzüldü.
Tooru'da arkamdan kapıyı açıp çıktı ve usulca kapattı.
Ağladığımı görünce bana yaklaştı ve kafamı tuttu. Ben ne yaptığını anlamaya çalışırken, O yaklaştı ve alnımı öptü. Göz yaşımı sildi ve gözlerimin içine baktı. Neler olduğunu anlamlandırmaya çalışıyor gibiydi.
"Anlatmak ister misin?" Dedi usulca.
Evet anlamında kafamı salladım.
Evin önündeki merdivene oturduk.İç çektim
"Ben aslında Aoba Johsai'e voleybol sayesinde girmiştim ama babam voleybol oynamama izin vermedi bu yüzden lisede hiç oynayamadım. Babam gözümün önünde ol diye okulda değiştirtmedi. Öyle işte.
Ağlamamak için zor duruyordum.
Tooru kollarını açıp bana sarıldı. Ağlamaya başladım. Dakikalarca sadece ağladım. Uzun zaman sonra ilk defa bu kadar huzurlu hissediyordum.
Burnumu çektim ve sessizce fısıldadım.
"Teşekkürler. Karşıma çıktığın için."
Bunu duyan Tooru beni daha sıkı sardı. Bende ona sarıldım. Bir süre böyle durduk.
Kollarımı ondan ayırıp ona baktım."Artık gitsen iyi olur. Evde durumlar gördüğün üzere karışık."
Kafasını sallayıp ayağa kalktı.
Bende ayağa kalkıp içeriden çantasını aldım. Annemle babam mutfakta kavga ediyordu. Duymazdan gelerek dışarı Tooru'nun yanına çıktım.
Çantayı ona uzattım.
"Yarın görüşürüz Tooru."
Çantasını taktı ve kafamı okşadı.
"Görüşürüz y/n"
Diyerek uzaklaştı.
Bende doğruca odama gidip pijamalarımı giydim ve yorganın altına girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐘𝐎𝐔 𝐖𝐈𝐋𝐋 𝐁𝐄 𝐅𝐈𝐍𝐄 ᵒⁱᵏᵃʷᵃ ᵗᵒᵒʳᵘ
Fanfiction𝚃𝚎𝚔 𝚘𝚛𝚝𝚊𝚔 𝚢𝚘̈𝚗𝚞̈𝚖𝚞̈𝚣 𝚊𝚌ェ𝚕𝚊𝚛ェ𝚖ェ𝚣ェ 𝚐𝚞̈𝚕𝚞̈𝚖𝚜𝚎𝚖𝚎𝚖𝚒𝚣𝚒𝚗 𝚊𝚕𝚝ェ𝚗𝚊 𝚜𝚊𝚔𝚕𝚊𝚖𝚊𝚖ェ𝚣𝚍ェ𝚛 𝚋𝚎𝚕𝚔𝚒 [𝐎𝐈𝐊𝐀𝐖𝐀 𝐓𝐎𝐎𝐑𝐔 𝐗 𝐑𝐄𝐀𝐃𝐄𝐑] 🅣︎🅐︎🅜︎🅐︎🅜︎🅛︎🅐︎🅝︎🅓︎🅘︎