"Senden nefret ediyorum Potter!"
"Bende senden Snape!"
Okul bahçesindelerdi. İki düşman birbirlerine asalarını çekmiş, eğer biri lanet atarsa karşılık vermek için hazır ol da bekliyorlardı.
Okulun ilk yılından beri düşmanlardı. Aralarında bir anlaşmazlık çıkmış, bu kavga giderek büyümüş ve düşmanlığa kadar gelmişti.
Etraflarında kalabalık bir çember oluşturmuş, her zaman ki gibi nefeslerini tutarak izliyorlardı. Çünkü Gryffindor ve Slytherin kavgaları en güzelleri oluyordu.
" Hadi James bitir şunun işini!" diye bir ses duyuldu kalabalıktan. Herkez sesin geldiği yere bakarken siyah , uzun saçlı genç sırıtıyordu. Elini saçlarının arasından geçirerek arkadaşına tezahürat etmeye devam etti.
Arkasında duran kumral saçlı çocuk göz devirerek siyah saçlı genci izliyordu. Bu hallerine alışıktı ama yinede kendini alı koyamıyordu.
Kalabalığın en önünda duran sarı saçlı çocuk kavgayı büyük bir heyecanla izliyordu. Her kavgada ilk önce o olurdu. Kimin, neyin , hangi binanın olması fark etmez bütün kavgaların başını çekerdi. Ve günün sonunda kendini müdür yardımcısı McGonagall'ın odasında bulurdu.
Kavga devam ederken ikisi hala birbirlerine asa çekmiş bir şekilde duruyorlardı. İkiside karşı tarafa bir büyü atmak istemiyordu ya da bir lanet. Ama yapmak zorundaydılar. Yoksa aralarındaki ilişki anlaşılırdı.
İlk hamleyi Slytherin'li çocuk yaptı. Küçük ama etkili bir lanet göndererek ilk asasını kullanan oldu. James laneti kolaylıkla savuşturdu. " Bu kadar mı Snape? Daha fazlasını yapamıyor musun?" diye karşı tarafı kışkırtmak istedi. Ve istediğinide başardı.
Severus sinirlenerek ard arda lanetler göndermeye başladı. Ama attığı lanetlere dikkat ediyordu. Biliyordu ki Gryffindor'lu onu sinir etmek istiyordu.
James bütün lanetleri kolaylıkla savuştururken rahattı. Severus lanet atmayı kestiğinde sıranın kendisinde olduğunu anladı.
O da ard arda lanet savururken Severus bir kalkan oluşturmuş , lanetler o kalkana çarpıp ışık saçarak dağılıyordu.
Kalabalık her zaman ki gibi ağzı açık izlerken içlerinden bir kaç tanesi bu durumu haber vermeye gitti. Biliyorlardı ki eğer müdahele edilmezse illaki birisi hastane kanadına Madam Pomfrey'i ziyarete gidecekti.
Uzaktan neredeyse koşarak gelen McGonagall'ın görüntüsüyle izleyenler korkuyla baktı ama ayrılmadılar.
McGonagall olay yerine ulaştığında bir kaç kişi hiç bir şey demeden hızla oradan ayrıldılar. Bazıları ise hala kavga devam eder diye izliyorlardı.
Yaşlı büyücü kızgın görünüyordu. " Siz ikiniz hala vazgeçmediniz mi? Bu kaçıncı, ceza almayada mı bıkmadınız!"
İki genç asasını indirerek hiç istemeden başladıkları kavgayı bitirdiler. Etraftakiler hala izliyorlardı.
" Sizde dağılın, sanki ayı oynuyor!" diye söylenerek etraftakileri dağıttı. Kalabalık üzülerek dağılırken sadece beş kişi kalmıştı. Severus Snape, James Potter, Sirius Black, Remus Lupin ve Peter Pettigrew.
Dört Gryffindor'lu arkadaş gülerek birbirlerine bakıyorken Severus sıkıntıyla ofladı. Kesin ceza alacaktı ve ödevleride yetişmeyecekti.
McGonagall onu takip etmelerini isterken teslim olmuş bir şekilde yürümeye başladılar.
Koridorlardan geçerek artık ezberledikleri odaya ulaştılar. Açılan kapıdan içeri girerken alacakları cezayı düşünüyorlardı.
Ama beklemedikleri biri daha vardı odada. Misafir koltuklarında oturuyordu. Bu Dumbledore' du. McGonagall masasının arkasına geçip sandalyesine oturdu.
Okul müdürü oturduğu koltuktan kalktı ve yanyana duran beş gencin önüne geçti. Onları biraz süzdükten sonra gülümseyerek konuşmaya başladı.
" Ah çocuklar, hoş geldiniz! Nasılsınız bakalım."
Beşli hiç bir şey anlamayarak bakarken Sirius en gevşekleri olarak " İyiyiz - sümsükus dışında - Bay Dumbledore, siz nasılsınız?" diyerek konuşmayı devam ettirdi.
Dumbledore tekrardan gülümseyerek " Ben iyiyim ama cezanızdan sonra pek iyi olacağınızı düşünmüyorum Bay Black."
Sirius kaşlarını çatsada gülümsemesini bozmadı. " Peki nedir efendim?" diye cevap verdi müdüre.
Dumbledore yüzündeki gülümsemeyi bozmayarak " Düşündüm ki hem aranızda ki sorunları çözmek ve en azından birbirinize dalmamanız için bir çözüm buldum. Hepiniz aynı odada kalacaksınız ne mükemmel değil mi? Hemen itiraz etmeyin. Buna dayanabilirseniz binalarınıza kişi başı 150 puan kazandıracaksınız." diyerek uzunca konuştu.
Severus tam itiraz edecekken Dumbledore tekrar konuştu. " Bay Snape siz ise tek başınıza 300 puan olacak." dediğinde itiraz etmekten vazageçti. Onun artısı vardı. Sevgilisiyle beraber aynı yerde kalacaktı. Hem binasına tek başına 300 puan kazandıracaktı. Ama eksisi ise Çapulcuların diğerleriyle aynı odada kalmaktı. Hele ki Sirius ile. Asla anlaşamazlardı. Oradan illaki birisi yada ikisi ölü çıkardı. Yada hepsi ölürdü.
Severus hala düşünürken o zamana kadar hiç sesini çıkarmamış olan Remus konuşmaya katıldı. " Ama bizim oradan sağ çıkmamız imkansız. Yani Snape'in. Snape asla oradan sağ çıkmaz." diyerek sözünü bitirdi.
Peter sessizdi ona fark etmezdi. Ha Snape ile kalmış ha kalmamış. Zaten sadece biraz bir süre kalacaklardı ve binalarına 600 puan kazandıracaklardı. Gayet karlı bir anlaşmaydı ona göre.
Sirius kızgındı. Nasıl onun gibi biriyle aynı odada kalabilirdi, tek başlarına kaldıklarında birbirlerini ölesiye saldıracaklarını bilmiyor muydu? Yoksa kör taklidi mi yapıyordu?
Remus her ne kadar bunu doğru bulmasada galiba zorundalardı. Yoksa zaten onlara daha kötü başka bir ceza bulacaklardı. Bu yüzden kabul etmek zorundalardı ona göre ama tabikide o da buna şiddetle karşıydı.
James için havalar hoştu. Sevgilisiyle aynı odada şanslıysa yan yana bile olabilirdi. Ama arkadaşları varken bunu ne kadar yapabilirdi bilmiyordu. Hala arkadaşlarına söylememişti sevgili olduklarını ama yakında söylemeyi düşünüyordu. Daha fazla saklayamazdı.
♤♤♤
Merhaba uzun zamandır bir şey yazmıyordum ve dedim ki neden bunu yazmıyorum okuyan pek yok ama olsun kendi kendime çalar oynarım mükişimmel dimi?
Okuyan olursa diye not: pek fazla sıklıkla bölüm gelemeyecek ilham perilerinden dolayı
♤♤♤