0.7

430 42 0
                                    

James gergindi.

Sevgilisini bulamıyordu. Bakmadığı yer kalmamıştı. Bahçeyi aramış, okulun neredeyse her bir karışını gezmiş, hatta öğretmenlerin odasına dahi girmişti.

Nerdeyse hava kararmak üzereydi. Bir profesör'e haber vermesi gerekiyordu ama başlarını yakacak bir olay varsa diye bir şey de söyleyemiyordu.

James, sıkıntıdan bahçeyi 537372. kere tavaf ederken arkasında kalan Yasak Orman'dan gelen çıtırtılarla refleksle arkasını döndü. Yakınında olduğu için duymuştu sesi.

Döndüğünde sabahtan beri aradığı sevgilisini görünce küçük bir şokun ardından koşarak ona sarıldı desek yanlış olur çünkü direkt koşarak üstüne atladı ve dengelerini sağlayamayıp birlikte yere devrildiler.

Severus, James'in altında ezilirken sesini çıkaramıyordu çünkü cidden eziliyordu. James'i üstünden attıktan sonra hala yerdelerken bu sefer siyah saçlı oğlan diğerine sarıldı. Bu sefer daha düzgün bir sarılma yaşarken Severus, kollarını James'i boynuna, James ise kollarını onun beline sarmıştı.

Biraz öyle durduktan sonra James, geri çekilerek sevgilisini şöyle bi süzdü bir yerinde bişey var mı diye. Ama onda fark ettiği şey yüzünün sadece biraz daha beyazladığıydı. Bunun normal olabileceğini düşünürken siyah saçlı oğlanla konuşacağını aklının bir köşesine yazdı. Severus ise olası bir sorguya karşı yalan düşünüyordu. Yalan söylemeyi sevmezdi ama mecburdu. 'Ben vampir olacağım ama emin değilim,manyağın teki de olabilir' diye direkt söyleyemezdi ya.

Hasret giderdikten sonra James, " Neredeydin, Severus? Koca gün okulun içinde seni aradım! " diye söze sitem ederek başladı. " Bahçede dolanıyordum sonra ise iksir stoğum da eksiklerim olduğu aklıma geldi. Onları toplamak için Yasak Orman'a gittim ama zamanın nasıl geçtiğini fark etmemişim, seni endişelendirdiğim için özür dilerim. " diyerek peşpeşe sıraladı cümlelerini Severus.

James her ne kadar ikna olmasada yine de inandı ve oradan kalkıp okula doğru yürümeye başladılar.

***
Odanın içindekiler gergindi. Çünkü baş düşmanlar aynı odanın içindeydi.

Evet. Aynı odanın.

Sirius her ne kadar sataşmak istesede kendine engel oluyor, geceyi çekilmez yapmak istemiyordu.

Remus'un zaten onunla pek bir sıkıntısı yoktu ama yinede ortada belli bir gerginliğin olduğunu görebiliyordu.

Peter ise birinin bir şey söylemesini bekliyor, sataşmak için yer arıyordu. Zaten bu kadar sessiz durması normal değildi.

James, bi sevgilisine ve ardından bi de arkadaşlarına bakıyordu. Olası her hangi bir kavga da ne bok yiyeceğini düşünüyordu. Çünkü bu odada kaçılabilecek bir yer olduğunu düşünmüyordu.

Bu grupta en gerginleri ise şüphesiz ki Severus'tu. Yıllarca kavga ettiği insanlarla aynı odada duruyordu ve hatta herkes birazdan uyuyacaktı. Yine o 'şaka'ların kurbanı olmamak için uyumamaya razıydı. Ama fazla dayanamayacağını kendi de biliyordu. Her an yattığı yerde uyuyakalması an meselesiydi.

Ve tahmin ettiği gibi de oldu. Zaten pek sakin bir gün geçirmemişti. Aslında ilk önce kütüphaneye uğraması gerekiyordu ama bunu yarına erteleyecek kadar yorgundu.

Ve böylece ilk uykuya kollarını açan kişi Severus oldu.

Severus uyuduktan sonra ayakta kalan dörtlü birbirlerine baktılar. Şuan çok iyi bir zamandı bir şaka için. Ama cezalarının daha da fazla uzayacağı düşüncesiyle vazgeçtiler. Yani, James vazgeçirdi desek daha doğru olurdu.

Bu gece sabahlamaya karar vererek James ve Sirius'u mutfağa bir şeyler almaları için gönderdiler. Sadece yanlarına Çapulcu Haritasını aldılar ama pelerini unuttular. Eğer bir öğretmene yakalanacak olurlarsa büyük ihtimalle çok yaratıcı bir ceza alacaklardı.

Mutfağa şaşıralacak şekilde sorunsuz vardılar. Akşam yemeğinden kalanları tabaklara doldurdular ve öğretmenler için ayrılan kaymak biralarından dört tanesini alarak oradan çıktılar.

James ve Sirius, odaya geri döndüklerinde Remus'u kendi yataklarının etrafında gezinirken gördüler. Asasını hafifçe sallayıp bir şeyler mırıldanıyordu. Büyü yaptığını anlayarak sessizce kendi yataklarına geçtiler. Remus'ta işini bitirip gelince onlar için gece daha yeni başlıyordu.

•••

Severus uykusundan susamışlık hissiyle uyandı. Kolunu yatağın dışına uzatarak komidinin üzerine koyduğu şu şişesini aramaya başladı. Bir kaç denemeden sonra eline gelen şişeyi aldı.

Şimdi ise gözleri kapalı yatakta oturmuş bir şekilde su şişesini açmaya çalışıyordu. Açamayınca gözlerini hafif aralayarak şişeye baktı. Bu sefer açmayı başarıp suyun tümünü içti ve şişeyi geri tekrar yerine koydu.

Gözlerini ovalayarak yataktan kalkıp odanın kapısını açtı. Dışarı çıkıp kapıyı da arkasından kapattı ve lavobonun yolunu tuttu.

Odada kalan diğer dörtlü ise bu sahneyi şaşkınlıkla izlediler. Halbuki azar yiyeceklerine emindiler. Eh, sonuçta uyku sersemliği insanı cidden bambaşka bir boyuta sürüklüyordu.

Dörtlü Severus gelmeden hızlıca etraftaki malzemeleri toplayıp, yatağın altına tıktılar. Her zaman yaptıkları şeydi. Hava aydınlanmaya yakınlaştığında bu sefer Peter ve Remus götürürdü getirdiklerini mutfağa. Yani iki, üç saat daha uyanık kalmaları gerekiyordu.

Onlar sohbet ettiler, birbirleriyle uğraştılar, yeni planlar yaptılar, aldıklarını geri mutfağa götürdüler ve hatta harita üstünde bile çalıştılar. Ama o gece Severus odaya geri gelmedi. Onu görecekleri yer Gryffindor ve Slytherin'nin ortak iksir dersi olacaktı.

⚡︎⚡︎⚡︎

Evet yüzyıllar sonra bir bölüm daha heralde ben bu kitabı artık bi beş yıla bitiririm diye düşünüyorum

⚡︎⚡︎⚡︎

fake enemy °•°snames°•°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin