Uzun süreden sonra okula dönmüştük. Ortaokulun bitmesine 6 ay falan vardı. Ben ise 6 ayda özgünlüğü kontrol edebilecek miyim diye düşünüyordum.
Evet hızlı gelişme gösteriyor gibi gözükebilirim ama bu tamamen yanlış. Ne kadar çok hızlı gelişme gösteriyorsam o kadar tökezliyorum. Sırf kontrol edemeyeceğim için stres yaptığımdan aceleye getiriyorum ve bu da daha çok kontrolden çıkmama neden oluyor.
Bu kadar çok stres olmamın sebebi zaman azalıyor ve ya UA'ye giremezsem diye düşünüyorum. Eskiden özgünlüğüm olmadığı için kokuyordum ama şimdi bir özgünlüğüm olduğu için %100 girmek zorundaymışım gibi hissediyordum.
Ve sonuçta çocukluğundan beridir çalışan insanlar var. Onlara kıyasla ben bir hiç sayılırım.
Işte böyle böyle stres oluyordum. Çok çalışıyordum ama çalışmayı da abarttığımı biliyordum.
Sadece insanların üstümdeki emeğini boşa çıkarmaktan korkuyordum.
Bu şekilde düşüncelere dalmışken hocanın dik dik bana baktığını fark edince ayılıp dersi dinlemeye başladım.
Dikkatimi toplamaya çalıştım. Fakat zamanla Garipti ki sanki hocanın sesi kısık geliyordu... Ya da uzak gibi? Garip bir histi. Sanki etraf bulanıklaşıyordu... Boşlukta gibiydim.
Gözümü her kapatıp açtığımda sanki çan sesi gibi bir ses duyuyordum.
Ding... Ding... Ding!
Gözümü açtığımda hiç ses yoktu. Sıralarda kimse yoktu, hoca yoktu. Sadece ben vardım.
Gözümü kapattım ve açtım.
Ding.
Herkes yerinde oturuyordu. Hiç ses yoktu. Kimse hareket etmiyordu. Bende.
Yanıma baktığımda karşılaştığım şey ile nefesim kesildi.
Ölüydü. Kesinlikle bir ölüye benziyordu. Herkes ölüydü! Endişe ile kendime baktım. Ellerim kan kaplıydı. Aynı o gün ki gibi burnuma kan kokusu geliyordu. Başım dönüyordu, midem bulanıyordu, sanki bir rüyadaymışım gibi hissediyordum. Bu gerçek değildi değil mi? Bu gerçek olamazdı. Ben şu anda rüya görüyor olmalıydım.
Uyanmalıyım. Şimdi hemen uyanmalıyım.
Gözümü kapattım. Açtım.
Ding.
Her şey normaldi. Nefes nefeseydim. Neden... Nasıl...? Kendi kendime mi görmüştüm? Ama gerçek gibiydi?
Gerçek olup olmaması önemli değil neden durup dururken böyle bir şey göreyim ki?
"Psst."
Arka çaprazımda oturan shinso bana seseniyordu.
Shinso: "iyi misin?" -fısıldayarak-
Kafamı onaylayan şekilde salladım. Bana endişeli bir şekilde bakıyordu.
Dersin bitmesini beklemekten başka şansım yoktu. Denki ve Shinso ile konuşur, belki bir çözüm bulabilirdim.
Gerçi ne diyecektim ki? Çan sesi duymaya başladım ve bir anda cesetler mi gördüm diyecektim?
Yine de söylemem gerekiyordu.
Neler olduğunu düşünerek dersin sonuna kadar bekledim. Zil çaldığı anda yerimden sıçramıştım. Denki ve Shinso çantasını topluyordu.
İzuku: "Bir şey konuşmamız lazım."
Denki: "Ne hakkında?'
İzuku: "Şey-..."
Harbi ne hakkındaydı? Az önce bir şey olmuştu sanırım ama şu an hiç bir şey hatırlamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ÇATI KATI~
FanfictionArkasını döndü kollarını açtı ve kendisini arkaya bıraktı. Birkaç saniye onun için biraz uzun gelmişti. Ama bir saniyede 14 yıllık hayatı işte böyle son bulmuştu. Etrafa kan yayılıyordu. Onu gören insanlar polisi, ambulansı aramaya başladı. Ama aram...