15. Bölüm

1.3K 77 13
                                    

Jungkook's pov:

Sabah gözlerime vuran ışıkla uyandım. Baş ağrım ben ayıldıkça artıyordu ama gözlerimi açmamak için direniyordum. Dün gece içmiştim hemde fazlasıyla. Ama korktuğum şey kafama zank etti... Bebeğime bir şey yapmış mıydım?

Anında gözlerimi açtım ve kollarımda yatan bebeğimi ancak o zaman idrak edebildim. Kolları çıplak göğsüm ve kendi bedeni arasındaydı. Çıplak bedenim ve çıplak bebeğim?

Gözlerim büyüdü ve yavaşça üstümüzde ki örtüyü açtım. Tanrım biz dün gece sevişmiştik... Gözlerim hâlâ büyükken örtüyü tekrar üstümüze örttüm. Dünü hatırlamaya çalıştım. Yavaş yavaş yüklenmeye başladı zihnime. Eve sarhoş gelişim, bebeğimin yanına gidişim, ondan izin alıştım ve...

Gülümsedim ve bebeğimi daha sıkı sardım. Artık tamamen bir birimize aittik. Dün gece çok yüksek sesli inlemişti... Tanrım hayır bunu düşünmemeliyim!

Yazar pov:

Aklına gelen sesler ve görüntülerle tekrar erekte olmaya başlayan Jungkook dikkatini dağıtmak için farklı şeyler düşünmeye çalışır lakin hiç biri işe yaramaz. Bebeğine, güzel yüzüne bakar, dün gece ki zevk alan halini hatırlar. İç çeker ve bebeğinin uyanmasını beklemekten başka çaresi olmadığını hatırlar. Belki biraz daha uyuyabilirim düşüncesiyle gözlerini kapatır ve amacına ulaşır, tekrar uyur.

Gözlerini panikle açar çünkü bebeği ağlıyordur. Hemen yatakta doğrulur ve onu kolları arasına çekip cennet kokusunu içine çeker. "Her şey geçti güzel bebeğim. Bak ben yanındayım, benim kollarım altındasın. En güvenli yerindesin. Hadi şimdi rahatla. Derin derin nefesler al ve aşağıya kahvaltı yapmaya gidelim, hm?"

"A-ama ben yanlış bi-*hıck* bir şey yaptım babacığım *hıck*"

Soran gözlerle ama aynı zamanda şefkatle yüzüne bakar Jungkook, Taehyung'un. "Ne oldu bebeğim, ne yaptın? Her ne yaptıysan inan bana ağlamana, o tek bir göz yaşına değmez."

Dediğimde biraz sakinleşti ama hâlâ hıçkırıkları devam ediyordu. "Babacığım b-ben altımda bez olmadığı için..."

Jungkook's pov:

Dediğinde olayı anladım. Gece altına bez takmadığım için yatağa tuvaletini yapmıştı. Normaldi, hata bendeydi.

"Babacığım lütfen benden nefret etme." Diyerek kollarına boğazıma sardı ve kafasını da oraya sakladı. Belinde ki kollarımı daha da sıkılaştırdım ve kokusunu yarınlar yokmuş gibi içime çektim.

"Ahh bebeğim, merak etme. Ne senden nefret edeceğim ne de iğreneceğim. Hata bende, gece bez takmalıydım..."

Bana baktı ve dudağıma minik, masum bir öpücük kondurdu.

"Hadi şimdi üstüne bir şeyler bulalım, bezini takalım ve sen kahvaltını yaparken bende burayı temizleyelim tamam mı?"

Dediğimde kafasıyla onayladı ve kollarını daha sıkı sardı boynuma. O konuşmadan cevap verdim.

"Merak etme Taehyung, senden iğrenmeyeceğim bebeğim."

Dediğimde rahatladığını hissediyordum. Kendi dolabımdan bana küçük gelen ama ona büyük geleceğine emin olduğum bir sweat-shirt çıkarttım ve yatağa geri dönüp bebeğimi kucakladım. Bez değiştirme masasına yatırdım ve altını güzelce temizleyip bezini taktım. Üstüne de çıkarttığım t-shirt'ü giydirdim. Tanrım çok tatlıydı. Uzun, geniş ve bebek mavisi bir t-shirt'tü. Onu tekrar kucakladım ve dudaklarına bir öpücük kondurdum. Mutfağa ilerlerken konuşmaya başladım.

"Bugün kahvaltıdan sonra Seokjin hyung'la randevun var bebeğim. Telefondan halledebilirsiniz değil mi? Sen iyi olacak mısın?"

Dediğimde beni onayladı. Gülümsedim ve mutfağa girdim.

"Lisa sen yedireceksin bugün bebeğimin yemeğini. Dikkatli ol." dedim tehditkar bir sesle. Hemen kafasını hızlı hızlı salladı ve Taehyung'u kucağımdan aldı. Bende yatak odamıza yöneldim ve çarşafı kaldırdım. Zaten dün gece epey kirletmiştik. Bu da bahanemiz oldu.

Çarşafı, yastık kılıflarını ve üstümüze örttüğümüz pikeyi kirliye attım. Yenilerini serdim ve odadan çıkıp mutfağa indim. Bebeğim yemeğini yemiş Lisa'yla oyun oynuyorlardı. Gülümsedim. Dün gece sanki hiç olmamış gibiydi... Hatırlamadığımı düşünüyordu!

Sessizce kıkırdadım ve bunu çok kısa bir süreliğine devam ettirebileceğimi düşündüm.

Bebeğimin yanına gittim ve beni fark ettiği gibi kollarını bana uzattı. Yanımda minicik kalan bedenini sım sıkı sararak kucakladım ve salona ilerledim. Televizyonun karşısında ki siyah ve oldukça rahat koltuğa oturdum. Taehyung da kucağımdaydı. Sanırım artık bir şeyleri açığa vurma vakti.

Bebeğimin kulağına eğildim ve sessizce konuşmaya başladım. "Ahh bebeğim dün gece o kadar iyiydin ki o tatlılığından eser yoktu. Onun yerine zevkten dört köşe olmuş, benim için deliren biri vardı. O inlemelerin... Kutsanmışsın sen Jeon Taehyung."

Konuşmama başladığım an kas katı kesilen bedeni, konuşmam bitince yavaş yavaş bana döndü. "Hatırlıyorsun!" diye resmen bağırmıştı. Elleriyle yüzünü kapattı ve utancını saklamaya çalıştı. Kafasından tuttum ve nazikçe göğsüme çektim. Bir kolum belini bir kolum ise ensesinde ki saçlarla oynuyordu. Kesinlikle minik bir bebek, bir melekti. Onu çok seviyordum, her şeyden çok...

*****

Selaaamm👋👋
Immm biliyorum biraz geç oldu. Ve eski potansiyelimi kaybetmişim. Yazamıyorum 😭
Özür dilerim bunun için ama umarım seversiniz. Farklı bir fic hakkında düşünüyorum ve bazı sorularım var kendi içimde çözemediğim (hakkında düşündüğüm ficle alakalı) lütfen bana yardım edebilecek birisi varsa bana özelden yazsın çünkü bir konuda ikilemde kaldım ve acil bir yardıma ihtiyacım vaarr🙏🙏 (ve lütfen bu bölümde mantık aramayın. Annemgil yüzünden anca gecenin bir yarısı yazabiliyorum)

Neysee

Yanlışım varsa üzgünüümm

Sizi seviyoruumm💗

AGEPLAY > TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin