23.BÖLÜM: "Kaza" Part2

1.2K 53 36
                                    

Bölüm Şarkısı Murat Boz/Geri Dönüş Olsa

"Sadece derin sevgisi olanlar,derin acıları hissedebilirler.."
-Lev Tolstoy

1 Hafta Sonra:

Ceylin ve Ilgazın kaza yapmasının üzerinden tam bir hafta geçmişti ve Ceylin hâlâ uyuyordu,Ilgaz ise ruh gibiydi çökmüştü bu bir haftada,eve gitmiş zor da olsa duş alıp gelmişti,Ceylinin başından ayrılırsa ona tekrar birşey olmasından korkuyordu ne kadar emin ellerde olsa da,aşık olduğu kadını böyle görmek içini paramparça ediyordu,kalbini yangın yerine çeviriyordu,hayat bazen o kadar imkansız bir hale geliyordu ki insana yaşamak,aldığı nefes,attığı adım ona ağır geliyordu.

Ilgaz da tam bu haldeydi,Ceylinsiz aldığı her nefes ona daha beter nefessizlik olarak geri dönüyordu,attığı her adım Ceylinsiz onu çokk kötü hissettiriyordu,Ceylin ile olan her dakika,hergün,her saniye Ilgaz için rüya gibiydi,büyük aşk yaşamak için onun zorlukların katlanmak gerekiyordu bu imkansız bile olsa...

Eren de bir yandan Ceyline üzülsede Ilgaza belli etmemeye çalışıyordu,hem Ilgaz için üzülüyor hemde kraliçesi uyanması için dua ediyor bir yandan da zor da olsa işinin başında sormaya çalışıyordu, oysa Ilgaz geleceklerini hiç böyle hayal etmemişti,daha Ceyline karşı olan hislerini özgürce ifade edememişti. Hayat çok garip ki,bir saniye bile kimsenin garantisi yok,o yüzden yaşadığımız her dakika,her saniyenin kıymetini bilmemiz lazım,gidebileceğimiz başka bir evren veya dünya yok.

Ilgaz her zaman olduğu gibi bugünde Ceylinin yanına girmişti yani yoğun bakıma,bu sefer elinde bir hafta önce Ceylinı düşünerek çizdiği kitap yani Kürk Mantolu Madonna vardı,Ceylinin yanına oturup alnına bir öpücük kondurup,elini tutmuş ve kitaptan rastgele bir sayfa açıp okumaya başlamıştı.

"Bir müddet, kısa bir müddet, o kadın beni her zaman­ki âciz, miskin halimden kurtarmış, bana erkek, daha doğ­rusu insan olduğumu, benim de içimde, yaşamaya müstait taraflar bulunduğunu, dünyanın zannedildiği kadar mana­sız olamayabileceğini öğretmişti. Fakat ben onun tesirinden kurtulur kurtulmaz, tekrar eski halime dönmüştüm. Ona ne kadar muhtaç olduğumu şimdi anlıyordum. Ben hayatta yalnız başına yürüyebilecek bir insan değildim . Daima onun gibi bir desteğe muhtaçtım. Bundan mahrum olarak yaşamam mümkün olamazdı. Buna rağmen yaşadım... Ama, işte ne­tice meydanda... Eğer buna yaşamak demek caizse, yaşa­dım..."

"Aşk hiç de sizin söylediğiniz basit sempati veya bazan derin olabilen sevgi değildir. O büsbütün başka, bizim tahlil edemediğimiz öyle bir histir ki, nereden geldiğini bilmediğimiz gibi, günün birinde nereye kaçıp gittiğini de bilemeyiz. Halbuki arkadaşlık devamlıdır ve anlaşmaya bağlıdır. Nasıl başladığını gösterebilir ve bozulursa bunun sebeplerini tahlil edebiliriz. Aşka girmeyen şey ise tahlildir. Sonra düşünün, dünyada hepimizin hoşlandığımız birçok kimseler, mesela benim hakikaten sevdiğim birçok dostlarım vardır. Şimdi ben bütün bu insanlara aşık mıyım?"

"Yollarımız bir kere karşılaştı. Fakat ona dair hiçbir şey bilmiyorum."

"Hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hâlâ kabul edemiyor musunuz? Bütün yakınlaşmalar, bütün birleşmeler yalancıdır. İnsanlar ancak muayyen bir hadde kadar birbirlerine sokulabilirler, üst tarafını uydururlar ve günün birinde hatalarını anlayınca, yeislerinden her şeyi bırakıp kaçarlar. Halbuki mümkün olanla kanaat etseler, hayallerindekini hakikat zannetmekten vazgeçseler, bu böyle olmaz. Herkes tabii olanı kabul eder, ortada ne hayal sukutu, ne inkisar kalır..."

"Ama şimdi inanıyorum. Sen beni inandırdın. Seni seviyorum... Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum"

"Ve bir gün her şey bitti. O kadar basit, o kadar kati bir şekilde bitti ki, ilk anda işin azametini anlamak benim için mümkün olmadı. Yalnız biraz şaşırdım, bir hayli üzüldüm; fakat bu hadisenin hayatım üzerinde bu kadar büyük, bu kadar değişmez bir tesiri olacağını asla düşünmedim."

●ILCEY● ONE SHOTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin