Te Regalo ⇝ taekook

*Bölüm 2: "Yine düşmüşüm senin diyarına, yıldızlı bir geceye takılmışım."

Whatsapp Özel Sohbet

[ Bay Jeon & Bay Kim ]

Bay Kim:

Jeon, orada mısın?

Bay Jeon:

Evet, buyrun Bay Kim.

Bay Kim:

Sende fotoğraf sanatçısı birinin numarası vardı sanki, hatırlıyorum. Arkadaşım demiştin.

Adı neydi?

Jung Hoseok mu demiştin?

Bay Jeon:

Evet. Neden istiyorsunuz numarasını?

Kim Taehyung:

Bir ay sonrası için gün aldık.

Jisso'nun doğum gününde nikâhlanacağız.

Bunun için gerekli evrakları çıkartmaya başladık ve albüm bile aldık.

Şimdi albüme koymak için birkaç tane fotoğraf çektirmek istiyoruz. Hem vesikalık da gerekecek.

Görüldü.

(09:23)

Jeon, orada mısın?

-

Sevgili Jeon, bildirim panelinden düşen âşık olduğu adamın mesajlarını fark ettikten sonra, tuvalinin karşısındaki ahşap bar taburesinden kalkıp derin bir nefes çekti ciğerlerine ve o nefeste boğuldu. Her konuşmalarında heyecanlanırdı ve buna iki yıl gibi koca bir zaman boyunca komşu kalmalarının bile faydası olmamıştı.

Birkaç sorudan sonra dudaklarını dişleyerek cevabını korkuyla bekleyeceği bir soru yöneltti. Gözleri doluyordu. Kendisini buna hazır edeli çok olmuştu fakat yüreğinin odacıklarında ne derece bir yangın çıkacağını tahmin edemiyordu hiç.

İki yıllık komşusuydu fakat ilk okulda görüp de uzaktan uzaktan hoşlantı duyarak izini kaybettiği ve yıllar sonra kaderin yollarını birleştirdiği adamdı o ve o adam, adım adım evliliğe yürüyordu.

Onu görüp de tanıdığı ilk günden ve sevgilisi olduğunu öğrendiği günden bu yana hiç açılamamış, açılmayı fazla absürt ve acımsızca bulmuştu. Onun bir sevgilisi vardı, bir kızdı. Onun kendisi hakkında ne düşüneceğini dahi bilmezken bu absürt durumu kıyıya vurabilir miydi Tanrı aşkına?

Onu en çok kahreden şey de buydu. Hiçbir zaman onu istemeyecekti. Bilse akıl kârı değildi, aksine zarardı. Sadece onu görmekle yetiniyordu. Hoş, artık o da zorlaşmıştı ama...

Biraz sonra art arda mesajlar geldi. Gördükleri karşısında daha fazla tutunamayarak yere çöktü ve için için ağlamaya başladı. Sigara dumanı ağır ağır açık pencereden dışarı süzmekte, loş aydınlatma gözlerinin bulanıklığında kararmakta ve dev tablo gözüne gözüne onların aşkını haykırmaktaydı.