*Bölüm 13: "Kaybediyor olduğum her yerde anne diyorum, bunun bir sonu yok mu?"

602 69 24
                                    

Hoş geldiniz.

5k için teşekkürler.

Keyifli okumalar ♡

***

(Düzenlenmiştir)

Kapı açıldığı gibi endişeyle kendisine bakan Yugyeom'un sarılmasını engellemek için göğsüne sol avucunu bastırıp onu durdurdu ve sağ el işaret ile baş parmağı arasına sıkıştırdığı sigarasını göstererek konuştu Jungkook:

''Bu üflediğim duman, sana haber mi veriyor Yugyeom?''

Kapıyı açtığı gibi sigarasının dibini görmüş olduğundan onu duvara bastırıp söndürdü ve izmaritini de karşısında öylece dikilmiş olan Yugyeom'un ak gömleğinin sol cebine attı. O an Yugyeom Jungkook'un yaptığına aldırmadan onu bileğinden tutup kendisine çekti ve bir daha göremeyecekmiş gibi hasret ve özlemle sarıldı. Jungkook'un tüm kokusu Yugyeom'un üzerine sinmişti; şimdi o da vanilya tütsüsü ile harman olmuş, vişne aromalı tütünlerden kokuyordu.

''Ağlama.''

Jungkook, Yugyeom'un sesiyle irkilerek geri çekildiğinde gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı; dudaklarını yalayarak bitik hâline rağmen gülümseyip gözlerini elinin tersi ile sildi. Yugyeom'a baktı ve, ''Muzlu süt?'' diye kendisiyle alay eder gibi konuştu.

Yugyeom da gözleri dolu haldeyken burukça gülümseyerek Jungkook'un omzuna hafifçe vurarak içeriye girdi ve botlarını çıkarmaya başladı. Jungkook içeriye geçerken ise onun sol cebine bıraktığı izmariti alarak kotunun arka cebine koydu. Onun dudaklarının değdiği yer hâlâ sıcak ve ıslaktı, acizliğine acıyınca, birden bire yüzü düştü.

''Pijamalarını giyin hadi.'' diye konuştu içeriye varınca. Jungkook ise birkaç tane devirdiği boş şişenin yanına, koltuğun yanındaki koliden dolu olanı seçtiği bir şişe alkol daha çıkararak masaya koyup, ''Ne pijaması Yugi be?'' dedi. Çayırkeyifti. Yugyeom'un kaşları havalanmış, bakışlarını önce şişelere daha sonraysa Jungkook'un ağlayan fakat gülmeye çabalayan suratına çekmişti.

''Jungkook... Sigarayı bıraktım diye yalan söylediğin yetmiyor bir de iyiyim diye yalan söylüyorsun bana. Ben senin yakın arkadaşın değil miydim?''

Jungkook histeri bir gülüş takınarak:

''Arkadaş...'' diye kendi kendine mırıldandı. ''Doğru, öylesin.''

Yugyeom, "Ne ima ediyorsun?" dediğinde Jungkook, "Bir şey ima ettiğimi nereden çıkardın?" diye sordu bekletmeden. Garip bir hava vardı bugün onlar arasında. O esnada kapı zili çalınmış ve Jungkook kapıyı işaret ederek, "Bakıp geleceğim." demişti. Yugyeom, Jungkook salondan ayrılınca Jungkook'un oturduğu koltuğun karşısındaki koltuğa kendisini bıraktı ve dizlerine dirseklerini dayayarak düşünceli bir ifadeyle dış kapıya baktı.

Jungkook kapıyı ağırca açarken bir yandan da Yugyeom'un olduğu yere bakıp gülümsüyordu. Kapının karşısında iki kat üstünde oturan aşçı Min Yoongi'yi görmüş ve, "Ah merhaba hyung." deyip bakışlarını adama çevirerek yalandan gülümsemişti. "Bu elindekiler de ne?"

"Merhaba Jeon. Kirayı biraz geciktirdiğimiz için üzgünüm; bu ay lokantanın hâli kötüye gitti de biraz, elim sıkıştı paraya ve zor toparladık ama hesabına yatırdım az evvel. İşten döner dönmez yemek yapmıştım, sen seversin diye sana da getirmek istedim." deyip utançla tebessüm etti ve kibar sesiyle sözlerini sürdürdü:

Te Regalo ⇝ taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin