*Bölüm 22: "Yalnızlıksa konuyu bilen benim, sorgusuzca yine seven benim."

182 28 28
                                    

İyi okumalar diliyorum.

Pera, Sensiz Ben 🎶

***

Jungkook elindeki bavuluyla kendi kendisine, "İşte başlıyoruz." diye mırıldandığında Yugyeom da bavulunu sürüyerek arkadaşının yanında belirmişti. Yarım gün kadar süren bir uçak yolculuğunun sonunda hava alanından ayrılıp otoyola çıktıklarında güneş neredeyse tepelerindeydi:

"Yeni bir hayata atılmak için güzel bir gün, ne dersin Jeon?"

Yugyeom'un sorusu kulaklarına iliştiği esnada kaşlarını havalandırmasına neden olacak bir hareketlilik oldu. Sırtlarına vuran kundura takırtısının o ince tınısı yakınlaştıkça büyürken, beraberinde yükselen tok erkek sesiyle ikisi de arkalarına döndüler:

"Los Angeles'a hoş geldiniz çocuklar."

Yugyeom'un ifadesi durağanlığını bırakıp karşısındaki yüzle tanışıklık ederek coşarken, yılların eskitemeyeceği o büyükçe dostluğun ve kardeşliğin ihtirası, elini bavulundan çektiği gibi hızlı adımlarını adama doğru sıralamasına vesile oldu:

"Hyung!"

İnce ve pak elleri genç adamın geniş omuzlarını önce sarstılar, ardından bedenine çekip sarmasına yardımcı oldular; hasret dolu sesi usul usul, "Seni öyle özledim ki..." şeklinde kulaklarına ulaştığında gözlerini sıkıca kapatıp onu yeniden görebilmenin sevincini doruklarına değin yaşattı.

Ayrıldıkları vakit genç adamın bakışları önce kuzenine ve ardından genç ressama ulaştı. Gül kurusu dolgun dudakları, doğu ve batıya meydan okurcasına itilip o sahayı tebessüme bürüdüklerinde genç ressama hoş geldin senfonisi çalıyor gibiydiler. İri taneli gözleri yeniden kuzeninin irisleriyle buluştuğunda dudakları büzülüp kuzeninin yanağına bir buse kondurdular:

"Ben de seni, Yeom. Öyle büyümüş ve serpilmişsin ki... Seni en son gördüğümde liseye gidiyordun sanırım?"

Gülümseyip kuzeninin sırtına pat patladıktan sonra bedeni Jeon'a döndü:

"Arkadaşın... Jeongguk, değil mi?"

Gözlerini ayırmadan Jungkook'a bakıyordu. Yugyeom'un olumlu mırıldanmasıyla birkaç adım atarak Jungkook'un önüne kadar gelip elini uzattı:

"Jin, ben. Memnun oldum genç ressam."

Deniz gözlü oğlan, mahçup bir tebessümle uzatılan eli hafifçe sıktı:

"Jungkook, bayım. Ben de öyle." Ardından, "Bizi evinizde misafir edeceğiniz için... Bizi evinizde ağırlayacağınız için size minnettarım. Aksi hâlde bir süre burada sıkıntı yaşayacaktık." diye ekledi.

Jin, hafiff alaylı sesiyle Yeom'a döndü ve minik bir kıkırdamayla, "Arkadaşın hep böyle saygılı mıdır?" diye sordu. Yeom gülerek başını hafifçe salladı ve sorusunu olumlu yanıtladı:

"Öyledir Jeon. Fakat sanıyorum sana alıştığında samimi hitaplar kurabilecektir."

Jungkook Yeom'u dinledikten sonra ona hak vermişti. Jin'in gözlerini üzerinde hissettiğinde ise aynı mahçubiyetle, "Tabii o şekilde hitap etmem sizin de hoşunuza gidecek olursa..." diye konuştu; Jin bir adımla yanına yaklaşarak kısa süreliğine samimiyetle sarıldı:

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 09 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Te Regalo ⇝ taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin