Bölüm şarkısı: The Night We Met
➰➰➰
Saat gece yarısı olmuştu. Soja'nın yanından geleli neredeyse üç saat oluyordu. Elinde büyüylede olsa Taehyung'un kafasının olduğunu düşünmek çıldırmama neden olmuştu. İçimdeki sinir köpürerek taşmıştı, kocaman masayı tek elimle kaldırdığım gibi yüzüne indirmiştim. O cansızca salonun ortasına yığılırken, içeri giren bir ordu adam beni bayıltıp tekrar buraya getirmişti. Şu an ne durumdaydı bilmiyordum, sadece ölmediğine emindim. Ama o masayı çoktan haketmişti, yaptığı son sınırımdı.
"Sung nasıl yapacağım mühürle iletişimi? Anlamayacaklar mı?" dedim ay ışığının az az aydınlattığı ormanı izlerken. Elim çenemin altındaydı ve ondan gelecek cevabı bekliyordum.
"Camdan uzaklaş ve ortaya gel."
Dediğine uyup ortaya geldim ve oturup kendimi duvara yasladım.
"Gözlerini kapat, Taehyung'un zihnine eriştiğini düşün ama bu diğer yaptığın gibi olmayacak. Mühür olduğu için sen Taehyung'a görüneceksin. Ona bir kez dokunabilirsin, sadece bir dakika. Bol şans."
Harfi harfine her dediğini yaptım. Bekledim, başım döndü, etrafım karanlıktan aydınlığa geçiş yaptı. Bedenim bir tüy gibi yere kondu. Loş ışıklı bir odadaydım, burası dağ eviydi. Onun hemen arkasındaydım, camdan dışarıyı izliyordu.
"Taehyung..." diye fısıldadım. Dönmedi, yerinden bile kıpırdamadı. Sesimin gitmediğini düşünerek tekrar seslendim. "Taehyung, ben geldim."
Dışarıya bakan dalmış gözleri irkilerek açıldı ve hızla arkasını bana döndü. Gözleri simsiyahtı, beyaz yoktu. Sadece siyahtı. Beni görünce hızla üzerime yürümeye çalıştı ama geri adım atarak durmasını sağladım. "Burada değilim, mühür ile görüşebiliyoruz. Bana dokunma sadece bir kez temas edebiliriz."
Siyahın hakimiyet kurduğu gözleri hüzünle gözlerime tutundu. Dudakları araladı, sonra kapandı. Elleri çaresizce yanına düştü ve "İyi misin?" dedi. Kendi bile sesini zor duyardı, o kadar sessizdi.
"Evet, beni merak etme iyiyim. Takas için kaçırmışlar bir şey yapmıyorlar. Yarın yine geleceğim." Daha yakınına yaklaşıp tam karşısında durdum.
"Bir gün yanımda yoktun sadece. Bu kadar özleyeceğimi bu kadar delireceğimi düşünmezdim, Jin." Dayanamadı ve kollarını boynuma doladı. Ellerimle ince belini tuttuğum gibi kucağıma aldım ve bacaklarını belime sarmasını sağladım."Seni alacağım ve bir daha benden gitmene izin vermeyeceğim."
Bir dakikamız başlamıştı.
Tik tak.
Tik tak.
Tik tak.Başımı boynuna yaslayıp ardı ardına öpücükler kondurdum. "Seni özledim."
Tik tak.
Tik tak.
Tik tak.Başını kaldırdı, ışığın aydınlatıp yansımamı gördüğüm gözleriyle yine derinlerime kadar baktı. Gözlerinden bir el uzanıp kalbimi paramparça edip, tozlarıyla tekrardan beni var ediyordu. Büyük eliyle yüzümü okşayıp ince dudaklarını dolgun dudaklarımın arasına bıraktı. Yavaşça, sessizce, tüm benliğimizle öpüştük. Bedenim onunla birlikte havalandı ve belimde olan ayakları çözüldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PHILTRUM |Taejin
Fanfiction"Bir çok dengeyi değiştirdin Jin." Sıcak eli yanağımı okşamaya başladı. "Benim dengelerimi de değiştirdin." Gözlerini gözlerime mühürlendi. "Ve ben bundan hiç şikayetçi değilim." _________ 25.01.2020 23.03.2022