•21•

480 51 23
                                    

Bölüm şarkısı: Conan Gray - Heather

Bölüme başlamadan önce İs'in yaşını 20 den 22'ye çektim, haberiniz olsun. İyi okumalar. Bir de lütfen alttaki yıldıza basmayı unutmayın, okunmaya göre çok az kalıyor.

Ayrıca aklım Jimin de. Meleğimiz hem ameliyat oldu hem de covid pozitif çıktı. Hemencecik düzelir umarım.🥺

➰➰➰

Eve geleli iki gün oluyordu, bugün Taehyung'un son dikişleri de alınmıştı. Daha iyiydi, verdiği kiloları geri almaya başlıyordu fakat onu ilk gördüğüm zamanki gibi sert değildi. Daha sakin, ılımlı ve bakışları ilk zamankine göre çok çok yumuşaktı. Bunun yorulduğu için olduğunu düşünüyordum, bir çok şey ile ilgileniyordu, beni korumaya çalışıyordu, diğerlerini sürekli izliyor ve onlara yardımcı olmaya çalışıyordu. Artık bu kadar yükü onun omuzlarına bırakmayacaktım, beraber sırtlanacaktık.

Şu an sofrada akşam yemeği yiyorduk fakat ben Tae'nin etlerini rahat yiyebilsin kesiyordum. Kolumu dürtüp "Jin kollarımı kaybetmedim bıraksana herkes bize bakıyor." diye sızlandı sessizce.

Kafamı yana döndürüp gözlerine umursamadığımı belirtir şekilde baktım. "Pek umrumda gibi gözükmüyor, başka bir şey var mı?" Elini koluma atıp tırnaklarını geçirdi. İçindeki kaplanı çıkartmaya mı çalışıyordu? Eğilip hala kolumu sıkan parmağına öpücük kondurdum ve suratıma doğru gelen küçük su taneleri ile geri çekildim.

Hangi itfaiye musluğu olan kişi su püskürtüyordu? Masadan peçete alıp yüzümü sildim ve alttan alttan suçlulukla bakan Jungkook'a döndüm. "Yarın hortum olarak işe başlamak ister misin? Güzel su püskürtüyorsun."

"Bıraksak sevişeceksiniz, masadasınız lan." diye ayaklandı. Önümüzdeki yemekleri gösterdi. "Yemek var yemek çarpılacaksınız."

Masanın altından bacağına bir tane geçirdim ve acıyla inlemesine neden oldum. "En azından değer biliyorum." dedim. Herkes neyden bahsettiğimi biliyordu ve bu dediklerim tüm masanın susmasına neden olmuştu. Kabul, biraz ağır olmuştu ama bunları yüzüne vurmadan asla adım atacağını düşünmüyordum. Fakat niye bir anda böyle çıkıştığımı bilmiyordum.

"Haklısın." diye fısıldadı başını yere eğip. Gözleri Jimin'in ellerindeydi.

Sonra Lisa konuyu değiştirdi. "İs bize kendinden bahseder misin biraz?" dedi. İyi ki değiştirmişti konuyu.

İs ağızındaki yemeği yutup heyecanla konuşmaya başladı. "Ben İs, gerçek adım Park Younha ama İs ile seslenmenizi tercih ederim. Alanım kalkan ve görevim SeokJin'e koruma olmak. Buraya gelmeden önce başka bir evrendeydim, buraya geldikten on yıl sonra bu görevi kabul ettim. Evren değiştirme nedenim arkadaşlarımla toplu olarak başka yerler görmekti ama bu çok zorlayıcıydı." Soluklanıp bir bardak su içti. O kadar tatlıydı ki kilo alınca açığa çıkan tombul yanaklarını sıkasım vardı.

"Hazır herkes buradayken Jin'in melek olarak görevini açıklamak istiyorum. Seni kaçırdıkları kalede gizli bir mahzen var ve orada bir taş bulunuyor. Tüm ölü ruhları bu taş ile yönetip güç veriyorlar, görevin bu taşı parçalamak."

Onu dikkatle dinlerken sadece gördüklerim kadarından bile oranın ne kadar üst düzeyde korunduğunu tahmin edebiliyordum. Her oda başına iki asker düşüyordu ve eminim ki gördüklerim hiçbir şeydi, daha fazlasıydılar. Bu yüzden tüm hamlelerimizi sıraya koyup kusursuz şekilde gerçekleştirmeliydik. "Ben oradayken her oda başına iki asker dikmişlerdi, gördüklerimin iki katı kadar olduklarından eminim. Jisoo o mekanı patlatmalıyız, baş adamları ölmezse durumumuz daha da zorlaşır."

PHILTRUM |TaejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin