Evet, sınav haftasından hello. Çok stresli olduğum için kafamdakileri buraya dökmeye geldim. Burası beni rahatlatıyor. En son 500 olalım diyordum bir baktım 800 olmuşuz. Okunma sayımız gittikçe artsa da maalesef bölümlere oy veren sayısı çok az. Lütfen bu bölüm biraz daha hassasiyet gösterip oylamaları ve okunmaları arttırırsak çok sevinirim. Çünkü ben ciddi anlamda yazıyorum. Eee o zaman sekizinci bölüm, iyi okumalar...
🎧 Ariana Grande&Justin Bieber- Stuck With U
"sen beni senle , ben seni benle tanıştırayım. Aramızda ki bağ karşı konulamaz olsun."
Bazen ellerin, gözlerin, kulakların, dilin ve burnun hissettiği şeyleri kalbin ve aklın farklı hisseder.
Kalp ve Akıl.
İkisi de dört harf, biri tek hece, diğeri iki hece. Okunuşları gibi aklımızla iki kere düşünürken ikinciye inanıyoruz ama kalple tek düşünce tek inanış.
Rüyamda gördüğüm şeye inanıp inanmak arasında mekik dokuyordum. Bir çıkmaza girmiştim. Ne geri dönebiliyor ne ileri gidebiliyordum. Kalbim ve aklım arasında kalan vicdanım herkesi bir şekilde kandırmıştı.
Oyun oynamak istemiyordum, yalan söylemek istemiyordum. Bazı şeyleri istemesem de dünya zordu ve benimde dağıttığı kartlara uymam gerekiyordu.
Yataktan kalkıp, aynaya bakmak için banyoya yürüdüm. Klasik işlerimi halledip, üzerimi değiştirmek için dolaba yürüdüm. Saçlarımı taramıştım ama kirli gibilerdi sanırım şu şeyin nasıl çalıştığını öğrenirsem yıkardım.
Saate baktığım da yediye gelmek üzereydi. O saçma alarm birazdan net çalardı.
Dolabımı karıştırıp, o gün Margow ile aldığımız tuluma baktım bunun içine bir şey daha giymem gerekiyordu. Kendi bluzlarımdan giyemeyeceğim için kazakları karıştırdım ilk bulduğumun rengi hoşuma gitti.
Kendimi aynada inceledim. Sanki Merin's Prensesi değil de New Yorklu bir kız olmuştum. Ayakkabı olarak da dün ki botlarımı giysem olurdu bence. Üzerime ceket gibi bir şey almak için dolabımı karıştırırken alarm çaldı. Ayrıca Margow arıyordu. Yana kaydırıp aramayı açtıktan sonra telefonu kulağıma dayadım. "Günaydın." Sesi bir kulağımdan girip bir kulağımdan çıkıyordu. Garip hissetmiştim.
"Gün-aydın." Kekeledim mi ben? Ne oluyordu? "Laura, hazır mısın?" Kafamı salladım sanki görüyormuş gibi. "Hazırım, birazdan aşağı inerim."
"Şey, ben almayacağım seni." Odanın içinde turladığımı fark ettim. "Neden?" Arkadan sesler geliyordu, araba sesleri gibi. "Bir işim var, Jess'e söyledim o gelecek. Hatta numarası atıyım, seni arayan numara o olacak."
"Margow, ben dünyalı mıyım? Nasıl becereceğim?" Derin nefes aldığını duydum.
"Becerirsin, beceremezsen bile sadece attığım numaraya bak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARKLI DÜNYALAR'IN İNSANLARI
Teen FictionMerin's evreninde bulunan tek büyük kraliyetin Prensesi olan Laura Butterfly, on yedinci yaş gününde eline aile mirası değneğini alır, değneği aldığı gün yaptığı büyük hatadan dolayı ailesi onu cezalandırır ve Dünya evrenine yollarlar. Dünya'da yoll...