Merin's evreninde bulunan tek büyük kraliyetin Prensesi olan Laura Butterfly, on yedinci yaş gününde eline aile mirası değneğini alır, değneği aldığı gün yaptığı büyük hatadan dolayı ailesi onu cezalandırır ve Dünya evrenine yollarlar. Dünya'da yoll...
Merhabalar! Gününüz aydın, neşeniz daim olsun okuyanlar. B.fly mutlu çünkü bir buçuk bin okunma olmuşuz!! Ama ona rağmen oylama sayımız düşük oluyor neden oluyor bana bir anlatın. Sınır koymuyorum, çünkü amacım burada sizi heyecanlandırıp zorla yıldız verdirtmek değil. Bu kurgu basılsın ve sizin gibi bir sürü kişi okusun istiyorum umarım bir gün olur diyelim, bölüme geçelimm ama yorumlarını ve yıldızlarını lütfen bırakınn.
🎧Ariana Grande- Into You.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
" happy birthday to you..."
Yazar.
Orta yaşlarda ki Pèrez Cadısı, ayaklarını sürte sürte girdiği, şatodan çıkamayacağını düşünüyordu. Kraliçeden korkmuyordu, korkusu canından birinin burada olduğunu bilmesiydi. En alt bodrum da ki mahbesin yerine gidiyordu. Daha önce gelmişti, ama gelip buraları yakmıştı. Şimdi yakmayacak anlaşmayı tesir edecekti.
Dört mumun aydınlattığı mahbes loş bir ortam sergiliyordu. Onu aradı, iş ortağını. Şair, sahte şair cadıyı görür görmez ayağa kalkıp parmaklıklara dokundu. Etrafında ki pisliğinden olsa gerek, parmakları toz içerisindeydi.
"Planda, benim buralara düşmem yoktu!"
Sinirleri tepesinde ama bir o kadar bitap düşmüş haliyle cadıya karşılık vermeye çalışıyordu. Cadı uzun ve sivri bir şekilde törpülenmiş olan tırnaklarını sahte şairin, parmaklıkları tutan ellerine batırdı. "Kes sesini! Plan benimdi ve senin buraya düşmen de dahildi." Cadının mahbesin uzun koridorunun bir ucuna diktiği simsiyah gözleri, mumların oluşturduğu alev dolasıyla parlak bir şekilde amber rengine dönüyordu.
"Katherina!"
Sahte şair cesur tavrını neye borçluydu da bu kadar pervasız davranabiliyordu? "Seni buradan çıkartmayacağım, artık bir işime yaramazsın zaten!" Cadı işini görmüştü, şairi kullanmıştı. "Ben olmasam, fikir akıllarına düşmezdi!"
Şair bu konuda kesinlikle haklı değildi. Bu fikri, bu hissi zaten akıllarının ucunda bir yerlerde büyütüyorlardı. Şairin yaptığı tek şey bu hissi tetiklemekti ve başarmıştı. "Amacın onu buraya getirmek değil miydi? O hala gitmedi hâlâ yukarıda!"
Margow hala yukarıda prenses ile birlikteydi. Ama cadının amacı oğluyla karşılaşmak değildi. "Amacım onu görüp, af dilemek değil seni aptal! Bu aptallığınla hiç bir işi becerememen gayet normal. O şiire, Tanrı'ya şükür kanmadılar, nasıl uyduruk bir şeydi o?"
"Bu planın içindeyim ama bildiğim tek noktası, yukarıda ki Dünyalı çocuğun oğlun olması. Amacın ne cadı?"
İçinden söylediği, şairin anlamadığı sözcükler sonunda cadı mahbesin kilidini açtı. Şair gözünü açıp kapattığında Katherina gözden kaybolmuştu. Katherina, akıllı, büyülerini hakkıyla yapan bir Pérez Cadısıydı. Onun amacı oğlunun iyiliğini halledip, sonra oğlunun kalbini geri kazanmaktı.
