Laura Butterfly.
Çok hoşuma gidiyordu, kirpiklerinle okşamak. Çok hoşuma gidiyordu, saçlarını karıştırmak, çok hoşuma gidiyordu göremediğim yeşil gözlerinden öpmek. Paris'te geçirdiğimiz onca zamandan sonra, yanından asla ayrılmak istemediğimi fark ettim. Şimdi uyuyordu ama korkuyordum. Annemin gelip beni ondan alacak olmasından.
Ellerim kirpiklerinin üstünde bir kaç dakika daha gezindi. Bugün balo vardı. Ertesi günde mezuniyet. Yüzünde ki elimi bir anda kavramasıyla, gözlerini araladı. Bakışlarım şaşkınca bakarken, "Gün aymış?" diye sordu. Ne dediğini anlamadım.
Kafamı anlamadığım anlamda sallarken, "Pardon düzeltiyorum, günüm aymış?" diye tekrar sordu. Benden bahsediyordu bunu biraz geç anlamıştım. "Ormanına güneş doğdu." Kaşlarını anlamadığını ifade eden bir biçimde kaldırdı.
Ben hep bizi bir ormana benzetirdim. Göz renklerimiz dolasıyla. Onun yeşilleri bana ormanı andırırken, benim kahverengi gözlerim o ormanda ki ağaçların gövdesiydi. "Sen benim için derin bir ormansın. Gözlerinin içine baktığımda o ormanda kayboluyorum." Yüzüne düşen saçlarımı kulağımın arkasına ittirdi. "Öyle miyim?"
Yataktan kalkma girişiminde bulunduğumda, bileğimi kavradı. "Cevap alamadım." Saat öğleye geliyordu kalkmamız gerekiyordu. "Öylesin dedim ya."
Bileğimi kavradı ve tam damarımın olduğu noktayı okşamaya başladı. "Yapma,huylanıyorum..." Beni kendine çekmeyi başardığında, karnımdan gıdıklamaya devam etti. Katıla katıla gülmeye başladım. "Margow! Bırak beni," Bırakmadı.
Beni bıraktığında göğsünün üzerine düştüm. Belimi sıkca kavramaya devam ediyordu. Başımdan öpüp, "Seni o kadar çok sevdiğimi fark ettim ki, sevgimi nasıl gösterceğimi bilemiyorum." dedi.
"Beni heyecanladırmayı kesmelisin,"
"Çok mu heyecanlanıyorsun sen?"
Gözlerimin parladığını hissettim. "Bugün dansa kaldırmam gereken bir hanımefendi var." Dudağımın kenarında oluşan tebessümle parmağının ucunu öptüm. "Gözlerin, çok güzeller."
İtirafımla beraber, kalp atışlarının hızlandığını fark ettim. "Saçlarını çok seviyorum ben de." Göğsünden kalktığımda, saçımı burnuna götürüp kokladı. "Sadece saçlarını değil her şeyini çok seviyorum."
Bir eliyle yanağımı avuçladı. Dudağımın kenarını okşarken,çok anlık bir hareketle kısa mesafemizi kapatarak dudağını dudağıma bastırdım. İlk defa gözlerim açıktı ve onukilerin kapalı oldupunu fark ettim. Elleri, yüzümü avuçluyordu.
Bu öpüşme, bir çok öpüşmemizin arasında olacak bir anıydı. Anılar güzeldi ta ki bazı anlamsız anılar onları bozana kadar. Telefonun çalındığını duydum. Kimin ki çalıyordu, bilmiyordum. Ama açmamız konusunda ısrarcıydı. Ben geri çekilmeye çalışsam da Aaron beni hiç bırakmayı düşünmüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARKLI DÜNYALAR'IN İNSANLARI
Ficção AdolescenteMerin's evreninde bulunan tek büyük kraliyetin Prensesi olan Laura Butterfly, on yedinci yaş gününde eline aile mirası değneğini alır, değneği aldığı gün yaptığı büyük hatadan dolayı ailesi onu cezalandırır ve Dünya evrenine yollarlar. Dünya'da yoll...