0.2

860 63 27
                                    

Alnımdan akan terlere rağmen hala hırsla koşuyordum. Karşımdaki eşsiz orman manzarası beni daha da hırslandırıyordu. Kulağımda çalan parça zaten en sevdiğimdi.
Little mix- little me.


She lives in the shadow of a lonely girl
Yalnız bir kızın gölgesinde yaşıyor,

Voice so quiet you don't hear a word,
Sesi çok kısık, tek kelime duymazsın.

Always talking but she can't be heard,
Her zaman konuşuyor ama duymuş olamazsın.

You can see it there if you catch her eye,
Eğer gözlerinin içine bakarsan, görebilirsin

I know she's brave but it's trapped inside,
Cesur olduğunu biliyorum ama içinden sarsılmış.

Scared to talk but she don't know why,
Konuşmaya korkuyor fakat nedenini bilmiyor.

Wish I knew back then,
Keşke önceden bilebilseydim;

What I know now,
Şimdi bildiklerimi

Wish I could somehow,
Keşke bir şekilde yapabilseydim.

Go back in time and maybe listen to my own advice,
Zamanda geri dön ve belki kendi tavsiyemi dinlerim...

I'd tell her to speak up, tell her to shout out,
Ona bağırmasını, haykırmasını söylerdim.

Ne zaman bu şarkıyı dinlesem geçmişime giderdim. Ne zaman geçmişime gitsem yine bu şarkıyı dinlerdim. Benim için çok değerli anlamlara sahip bir şarku çünkü.

Talk a bit louder, be a bit prouder,
Biraz yüksek sesle, biraz da gururla

Tell her she's beautiful, wonderful,
Ona güzel, mükemmel olduğunu;

Everything she doesn't see,
Göremediği her şey olduğunu söylerdim.

You gotta speak up, you gotta shout out,
Konuşmalısın, haykırmalısın.

And know that right here, right now,
Şimdi, burada biliyorum ki;

You can be beautiful, wonderful,
Güzel, mükemmel olabilirsin;

Kalbim ağızıma atmaya başladığı anda bir anda yanaklarımda hissettiğim sıcaklık oluştu. Ter olmasını diledim. Şayet ağlamak istemiyordum artık.

Anything you wanna be,
İstediğin her şey olabilirsin!

Little me
Küçük ben...

Kulağımdan çekilen kulaklık ile yan tarafına baktım. Hande bana kaşlarını çatarak bakıyordu. Koşu bandını yavaşlatarak durdurdum.
Bana uzattığı havluyu enseme yerleştirip yüzümdeki terleri silerek mutfağa adımladım. O da benim peşimden geliyordu.


"sana kaç kez söyleceğim şu koşu bandının üzerindeyken kulaklık takma diye. On dakikadır kapıyı çalıyorum. Aklıma bir ton şey geldi"

Ki SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin