0.5

826 64 18
                                    

Hazırlanmış bir yere gidiyor gibisin
Benim her yerde elim kolum var
Bilmez misin yüzüm düşmüş, kaç gündür düşünüyorum?

Tenhalaştı kahvaltılarımız
Bomboş bakıyoruz artık
Bi' bildiğin var da susuyor gibisin

Ki sen benim gözyaşlarımı da gördün
Sen benim ilk aldığım güldün

Heyecanını kaybetmişsin
Yok inancını kaybetmişsin
Doya doya sarmamışım
Bize çok günah etmişsin

Heyecanını kaybetmişsin
Yok inancını kaybetmişsin
Doya doya sarmamışım
Bize çok günah etmişsin


Dinlediğim şarkı ile gözlerim dolmuştu. Onun sesini ne kadar çok özlediğimi fark ettim.
Şarkının klibini çok merak etmiştim ama izlemeye cesaretim yoktu nedensizce. Zaten açık olan bilgisayarı kapatmak yerine ellerim titreyerek klibine tıkladım.
Açılan klibi kalp sesimin yankılanması ile dikkatlice izliyordum. Klibin kurgusu dikkatimi çekti. İlk başta inanamadım. Gerçek olamaz dedim ama öyleydi. Seyit bu klipte bizim tanışma hikayemizi mi yapmıştı.

Genç bir kız, biri tarafından köşeye sıkıştırılıp iğrenç şeylere maruz kalacağı sırada o geliyor. Seyit gelip o kızı kurtarıyor. Gözlerimi yumdum. Neden bunu klibine konu yapmıştı ki.

Klibi izlerken gözyaşlarım ardı ardına akıyordu çünkü istemsiz o anılar canlandı zihnimde. Benim unutmaya çalıştığım anıları hatırlatan klipten nefret ettim.

🔙🔙

Yetimhaneye dönerken adımlarımı hızlı hızlı atıyordum. Özel bir okulun bursluluk sınavından dönüyordum. Lisede son senem olduğu için bu büyük bir avantajdı benim için.

Girdiğim sınavın çıkışından bu yana beni takip eden birisi vardı sanki. Korkum artsa da belli etmeden hızlı hızlı yürüyüp bir an önce Yetimhaneye gitmek istiyordum. Saptığım son sokakta arkama son kez baktım ve peşimdekinin olmadığını görünce derin bir nefes almıştım. Önüme döndüğümde hemen önümde birinin olması ile çığlık atmıştım. Ama ağızımı kapayan el ile daha çok korktum. Gözlerim sanki yuvalarından çıkacaktı. Kaçmaya çalıştıkça o beni saha sıkı tutup arkamdaki duvara bastırdı.

"nihayet seninle karşılaşabildik Burcu"

Ağızımı kapattığı için çığlık atıp yardım dilenebiyordum. Sadece gücüm yettiği kadar çırpınıyordum.

"seni ne kadar çok istediğimi bilemezsin"

Gözyaşlarım hızlı hızlı düşerken korkudan kalbim delirmişti. İlk defa gördüğüm bu adam sonum olacaktı sanırım. Kafasını boynuma yaklşatırdığında artık sonum gelmiş gibiydi. Nefes alamadığımı hissettiğim o anda birden tüm ağırlığını bana vermiş pisliğin tüm ağırlığı kalkmıştı. Gözlerimi açmaktan korkuyordum ama kemik kırılma sesleri ve başka birinin bağırma sesleri.

"hayvan herif seni. Şerefsiz seni doğduğuna pişman etmez miyim ben"

"gücün kıza mı yetiyor şerfesiz vicdansız"

O kadar çok korkmuştum ki sanki transa girmiş gibi hissediyordum kendimi. Gözlerimi açmaktan korkuyordum. Titreyen vücuduma değen rüzgar ile hafifçe gözleirmi açtım. Ama karşıya değil üstümü başıma baktım. Giydiğim gömleğin düğmeleri kopmuş içimdeki yarım atlet ortaya çıkmıştı. Bu halimi görünce daha çok ağlamaya başladım. Neden böyle şeyler oluyordu dünyada. Ya o adam gelmeseydi ya kurtarmasaydı beni. Düşünmesi bile korkunçtu.
Korkak bakışlarım ile karşıya baktığımda. Arkadan sırtını gördüğüm adam o şerefsizin üstüne oturtmuş yumruk atıyordu. Durduğunda bana doğru bakmaya yetlenti. Hemen bakışlarımı çevirdim. Dizlerimi kendime çektiğim için başımı oraya gömdüm. Adamın kalkıp yanıma yavaşca geldiğini duydum. Omuzlarıma değen ağır ve yumuşak şey ile kafamı hafif kaldırdım.

Ki SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin