Set bir türlü bitmemişti ama ben güç olarak bittiğimi hissediyorum.
Kerem ile sokakta dolaşıp sohbet ediyorduk. Şuanlık setim yoktu, Burcu'nun ev çekimi yapılıyordu.
"kerem ne zaman bitecek abi bu set. Öldüm lan"
"eee Seyit bey oyunculuğun zorluğu. Şaka mak biter birazdan. Burcu'nun çekiminden sonra senin küçük bie sahnen var sonra bitiyor gideriz biz"
"umarım kısa sürer. Vallai ruhum emildi. Bunlar nasıl dayanıyor buna."
"gel hadi yönetmenin yanına gidelim. Boş olduğun anlarda yönetmenin yanuna sık sık git"
Birlikte çekip alanına girdiğimizde çekim ekibi dışardaydı. Gördüğüm ve anladığım kadarıyla Burcu evin camın önünde duruyordu ve dışardan kamera ile çekim yapılıyordu.
Yönetmenin yanına oturunca gülerek karşıladı beni.
"gel Seyit gel, şuna baksana bu kız hem çok güzel hem çok yetenekli."
Çekimin olduğu moderator ekrandan Burcuyu görünce istemsiz yutkunmuştum. Evet çok güzeldi ve evet çokta yetenekliydi. O kadar ki ben ilk sahnemiz çekerken ne kadar zorlandıysam o aksine o kadar profesyoneldi.
Ekranda Burcunun yüzünü çekiyorlardı. Masanın başında deftere bir şeyler yazıyordu. Arada başını kaldırıp dışarı bakıyordu. Ben onun yüzünü seyre dalmışken bir anda yönetmen kestik diye bağırmıştı. Sonra telsizle Burcu ya konuştu.
"burcucun harikaydın tatlım. Teşekkür ederiz. Seni şimdi arka plandaki iç sesin için kayıt odasına alalım"
Burcu yerinden kalkıp odadan çıkıyordu. Bende gözleirmi kapıya çevirdin. Evden çıktığında beni gördüğünde gülümsemesi hafif düşer gibi oldu.
Eskiden o gülüşü görebilmek için neler yapardım şimdi gülüşünü solduran benim.
Huzursuzca yerimden kıpırdandım."evet herkese acele etsin 4.sahne için sokak setini hazırlayın arkadaşlar"
"Seyitcim set hazırlanana kadar karavanında dinlenebilirisn"
Yönetmenin sözleri ile yerimden kalkıp karavana doğru adımlamaya başladım. Burcu olacak diye karavana da girememiştim tüm gün. Şuan kayıt yerinde olması ile hemen gidip soluklanmak istedim. Karavana girdiğim ilk burnuma gelen tanıdık koku ile gözlerim dolmuştu. Yine onun kokusu her yeri kaplamıştı. Eskiden evimizin her yeri böyle kokardı. Karavana iyice girdiğimde Kerem'in koltukta oturduğunu gördüm.
"oo Seyit bey siz buraya teşrif eder miydiniz. Tüm gün öyle dışarda dolandın. İnsanlar sana dinlenmemn için karavan ayarlamışlar sen gelip oturmuyorsun sonra çok yoruldum diyorsun"
Kerem'in yanına oturmadan evvel kahve makimasına kahve koydum ve oturdum.
"ben da sana onu diyecektim. Şu karavan işini kesin hallet kerem. Kendime ait olsun lütfen"
"tamam abi halleceğim. Zaten halledilmesi gereken bir durum da değil. Sadece bu günlük böyle olmuş"
Kahve bardağa dolunca kalkıp aldım ve tekrar oturdum. Kahve içmeye bayılırdım hele böyle yorgunken harika bir duyguydu.
"yalnız bu Burcu Coşkun'un menejeri ne itici bir kadın. Dır dır dır sabah görsen varya"
Hande den bahsettiğinde istemsiz tebessüm etmiştim. Eskiden de hep öyleydi. Haksızlık gördü mü çenesi düşerdi. İnsan sırf o sussun diye kabul ederdi her şeyi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ki Sen
ChickLitOnlar Seyit ve Burcu, onlar aşık ama bir o kadar da kırık kalplerin sahipleri.