1.7

835 80 62
                                    

Oturduğum sandalyede birleştirdiğim ellerime yasladım çenemi. Buraya nasıl geldik, ne kadar sürede geldik hiç bir şeyden emin değildim. Ama Seyiti kaç dakikadır o odada tutuyorlardı saniyesine kadar biliyordum. Vakit geçmek bilmiyordu. Vaktin geçmediği gibi bir allahın kulu da çıkıp ne olduğunu söylemiyordu. Öyle kötüymüş ki bu durum. Onu böyle o halde görmek kalbimi yaralamıştı. O benim gözümfe kahramanımdı, yıkılmazdı dik dururdu hep.

Kamera karşısındaki gibi de değildi hiç bir şey. Kimse gelip kestik demiyordu. Rol den çıkıp ayağa da kalkmıyordu Seyit.

Duyduğum ayak sesleri ile o tarafa baktığımda Hande'nin koşarak bana geldiğini gördüm. O kadar çok korkmuştum ki direk onu aradım.

"Hande, iyi ki geldin. Çok korktum. Ona bir şey olacak diye çok korktum."

Handeye sarıldığımda hemen arkasında Keremin geldiğini gördüm.

"o nasıl, durumu nasıl"

"biliyorum bir şey demdiler"

Kerem sinirle dolanıyordu. Bir kaç dakika sonra doktor çıktı içerden.

"Serdar"

"kerem"

Doktor ve keremin tanışık olmasına şaşırsam da sorgulamadım.

"abi siz bu adama neden alkol veriyorsunuz."

"nasıl ya, vermedik abi. Uzun zamandır içmiyor Seyit. Bıraktı biliyorsun"

Duyduklarım ile şaşkınlıkla bakıyorudm. Ne alkolu ne diyordu bunlar.

"nasıl bırakmak lan kan değerlerinde resmen alkol kaynıyor"

Kerem şaşkınlıkla bakarken düşünür gibiydi. Kafasını sallayıp duruyordu.

"en son bir kaç ay önce biraz içti. Ama çok azdı yemin ederim. Sonra yok içmemiş olması lazım"

"demek ki senin haberin yok kerem. Bu çocuğu takipte kalın. Zor iyileşti biliyorsun. Aylar sonra alkol aldığı için vücudu şoka girmiş. Tekrar o zor günleri yaşamak istemeyiz. Tekrar geçmiş olsın"

Doktor yanımzdan geçerken ben ağızım açık bir şekilde dinliyordum. Duyduklarımı anlamaya çalışırken keremin sert bakışları altında kalmıştım.

"bi dakika ben hiç bir şey anlamadım. Ne dedi bu doktor, neyden bahsetti"

"şaheserinden bahsetti burcu"

Keremin bir anda parlaması ile şaşırsamda bozuntuya vermedim. Zaten benim bir şeye dememe fırsat vermeden önüme durdu.

"sen kime dayılanıyorsun acaba kendine gel. Burcu mu dedi Seyite git iç diye"

Hande ile Kerem birbirlerine iki boğa gibi bakarken ben hala zihnimde dönenleri kabullenemiyordum. Seyit ben gittikten sonra o kadar çok mu savrulmuştu. Oysa ben varlığımı bile hissetmediğini düşünürdüm hep.

"ben, ben duyduklarıma inanamıyorum. Nasıl olur bunlar Hande. Ben benim Seyiti görmem gerekli lütfen"

Hande yüzümü ellerinin arasına alırken sakinleşmeme yardım ediyordu.

Onun elleirnin arasından kurtulup Kerem'in yanına gittim.

"onu görmem gerekli. Lütfen"

Kerem yüzüme donuk bir ifadeyle bakıyordu.

"evet belki birbirmize zararlar verdik. Ama biz birbirimize hem en iyi gelen hemde en çok zarar verenleriz. Aşk da böyle değil mi zaten. Yokluğu azab varlığı huzur."

Ki SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin