1.0

856 85 52
                                    

Elimdeki bardaktaki son yudumu da kafama dikip kaçıncısı olduğunu bilmediğim yeni içeceğimi istedim. Barmen yüzüme şaşkınlıkla bakıyordu.

Yavaş yavaş sarhoş olmaya başlayan zihnim uyuşmuştu. Ablamın dediklerini unutmaya çalışıyordum. Söylediğinden beri kafamda kurup duruyordum ve dayanılmazdı bu.

İçtiğim içek boğazımı yakıp geçerken içimdeki yangını söndürmesini istedim. Ama sanki daha çok harlıyordu. Kafamı yaslandığım bar tezgahına koyup açamadığım gözleirmi kapattım.
Bir kaç saniye sonra zaten uyumuştum sanırım.

"bana oradan bir bardak versene"

Tanıdık ses ile önce gözleirmi açtım, sonra da başımı kaldırıp baktım. Kerem yanımdaki bar sandalyesine oturmuş bana bakıyordu.

"hayırdır ne zamandır bensiz içiyorsun. Pardon daha doğrusu ne zaman tekrar içmeye başladın Seyit. Hani bıtakmıştık. Söz vermiştin içmeyecektin"

Son yudumu içtim ve ağızımı silerek yanımda oturan yeşil harelere diktim gözleirmi.
Konuşmak yerine sadece bakıyordum. O da içeceğinden bir yudum aldı ve bana baktı tekrar.

"o demi."

"ne"

Ona anlamayan bakışlarla baktım.

"Burcu, eski kırık aşk hikayenin baş kahramanı o. Burcu"

Önümdeki bardağı tekrar tek yudumda içtim yine.

"abi niye demiyorsun. O tanışma yemeğinde hissettim ama ben. Engel olurdum. Söyleseydin, yapmazdık. Neden yani."

Açamadığım gözlerim doldu ve ona baktım.

"o sahneyi çekmeyecekler demi. Engel olacaksın demi"

Hem ağlıyordum hem de çaresizce yalvarıyordum kereme.
O da ağlamıştı, evet evet bildiğin ağlamıştı.

"yalvarırım bir şey yap kerem. O sahne çekilmesin"

Kerem omuzuma dokunup sırtımı sıvazladı.

"tamam kardeşim ağlama, konuşurum hallederim bir şekilde"

Kafama giren ağrı yüzünden ellerimle başıma baskı yaptım sonra da saçlarımı dağıttım.
Yerimden kalkıp paytak adımlarla yürümeye başladım.
Kerem arkamdan seslense de umursamadım onu.
Şuan gitmek istediğim tek bir yer vardı. Onun yanı...

🥀

Gece saat bire gelirken kapı çalmıştı. Ama öyle sert bir şekilde çalıyordu ki oturduğum yerden sıçramıştım. Hande bu gece eve gelmeyecekti onun olmadığını biliyordum ama kimin geldiğini ve neden böyle sert kapı çaldığını merak etmiştim. Kapıya geldiğimde delikten baktım ama bir şey görünmüyordu. Çalan kişi kapıya yaslanmış gibiydi.

"Burcu, aç kapıyı yalvarırım"

Duyduğum ses ile olduğum yerde kalakaldım. Kapıya tekrar vurduğunda yine aynı şeyler söyledi. Yavaş hareketlerle kapıyı araladığımda aradan bana bakıyordu. Ayakta zor duyuyor gibiydi.

"senin ne işin var burada"

Seyit bir şey demek yerine yüzüme bakıyordu. Yanakları kıpkırmızı olmuş bana bakıyordu sadece.

Aralık olan kapıya elini koyup ittirdi ve içeri girdi. Kapıyı da kapttı. Bana doğru dönmedi bir müddet o şekilde sırtı dönük durdu.
Yavaş yavaş ağır ağır bana doğru döndü.
Yeşil hareleri kıpkırmızı olmuştu. Ağlamıştı. Ne zaman ağlasa böyle olurdu gözleri.

Ki SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin