Bölüm 10 - Düşmanımın düşmanı

181 5 0
                                    

Damla Berra:

REPKON merkez üssünde ( Rize eğitim ve araştırma hastanesinde ) yeni bir gündü. Kuşluk vaktiydi. Gün yeni doğuyordu. Yatağımdan yavaşça kalktım ve derinden bir esneme ile birlikte bulunduğum yerden kalktım. Odamda kuzeye bakan bir pencere vardı. Ben küçükken, yani iç savaşlardan önce şirketin kurulu olduğu bu yer, Eğitim ve Araştırma Hastanesiydi. Oh Tanrım... Burda kaldığım günlerde pencereden boş kalınca denizi izlerdim. Şimdi ise izleyecek bir deniz yoktu. Derinden bir iç geçirdim ve pencereden eski Rize Şehir stadına doğru baktım. Yaklaşık 5-6 yıl önce deniz tarafındaki tribün çöküntüye uğramıştı. Şimdi ise Engindere Silahlı Birlikleri tarafından kontrol ediliyordu. Pijamalarım halâ üzerimdeydi. Pencereden bakarken dalmışım. Tam o sırada odamın kapısı birkaç kez tıklandı.

* tık tık tıkkk *

- " Evet? "

- " Benim, Seda... Başkan Wesker ve Bay Mumcu tüm bilim adamlarını ve ajanları 1 saat içinde toplantı salonunda bulunmasını istedi. "

- " Peki, orda olacağım. " dedim. Gardolabımın kapağını açtım ve içinden siyah üniformamı alıp yatağımın üzerine attım. Banyoya yöneldim, elimi kapı koluna uzattım ve kapıyı açıp içeriye girdim. Banyo dolabımı açıp ****** marka parfümümü aldım. Tekrar odama dönüp üniformamı giydim ve parfümümden birkaç fıst sıktım. Artık hazırdım.

∆ 45 DAKİKA SONRA ∆

-3. kattaki toplantı salonuna gidiyordum. Önümde Ece ve Seda vardı. Toplantı salonunun kapısına geldik. Kapıda iki gaz maskeli asker dikiliyordu. Hepsinin üniformasının sol üst göğsünde bir sekizgen kırmızı beyaz logo vardı. Kapıdan içeriye girecekken asker yavaşca önümüze geçti ve bizi durdurdu.

Asker: Efendim, kimlikleriniz?

Ben: Bekleyin *5 saniye sonra* işte burda. Alın.

Benden sonra Ece ve Seda'da kimliklerini çıkarıp görevliye verdiler. Kontrolün ardından kimliklerimizi geri aldık. Asker sağ elini gaz maskesinin üzerinde (sağ kulağının bulunduğu alanda) bulunan telsize attı ve birşeyler söyledi ardından asker bize kapıyı açıp içeriye aldı. İçeride uzun bir masa ve masanın etrafına simetrik bir şekilde dizilmiş koltuklar vardı. Üçümüzde yan yana gelecek bir şekilde oturduk, ve biraz bekledikden sonra davetliler tek tek gelmeye başladı. En son ise Başkan Wesker ve Bay Mumcu gelmişti. Başkan Wesker masanın başındaki koltuğa, Bay Mumcu ise hemen yanına oturmuştu.

Bşkn Wesker: Hoş geldiniz sayın üyeler ve saha ajanları. Bu gün buraya Saklı Orman tesisini geri kazanma politikasını görüşmek üzere toplanmış bulunmaktayız. Öncelikle bölge hakkında bilgi toplamak için gönderilen fakat bir süredir kayıp olan ajanlarımız hakkında konuşacağız... Bay Mumcu, devam edin.

Caner Mumcu: Bildiğiniz gibi yaklaşık olarak altı ay önce Saklı Orman'daki tesisimizi kaybettik. Bölgeye 3 saha ajanı gönderdik. Derepazarı Merkez'e Zeynep Kaboğlu'nu, Alipaşa Sahili'ne Hüseyin Çoruh'u, Saklı Orman'a ise Şansel Çoban'ı gönderdik. Fakat sorun şu ki Saklı Ormandaki ajanımızdan iki gündür haber alamıyoruz ve bu böyle devam ederse Saklı Orman Tesisini geri alma politikasından vaz geçmek zorunda kalacağız. Bu da bizim Rize'nin batısında büyük güç kaybetmemize neden olacaktır.

Doktor Kahrıman elini kaldırıp söz istedi

Bşkn Wesker: Devam et, Şevval.

Dr.Kahrıman: Efendim, saha ajanlarımız bu topladıkları coğrafi bilgileri bize ne yolu ile aktarıyorlar?

Bay Mumcu cevapladı

Caner Mumcu: Her saha ajanımızın üzerinde gizli bir aksiyon kamerası var. Bu da bize başından geçen her olayı görme ve öğrenme olanağı sağlıyor.

Ece Yılmaz: Fiilen neler yapılabilir? Oturup konuşmak yerine kalkıp müdahele etmeliyiz.

Bşkn Wesker: Saklı Ormandaki tesisimizide senin gibi aceleci ve atik davranan yöneticiler yüzünden kaybettik Bayan Yılmaz. Oturup sakinleşmeni, düşünmeni ve öyle cevap vermeni öneririm.

Odadakiler homurdandı ve bu homurdanmalar yerini ufak sırıtmalara bıraktı, ardından salon tekrar sessizliğe büründü.

Ben: Fiili müdahele yapmadan, Saklı Orman bölgesindeki ajana ulaşmanın bir yolu yok mu, Bay Mumcu?

Caner Mumcu: Korkarım hayır Berra. Evet herneyse. Başkan Wesker toplantıdan önce tüm planları yaptı. Sizleri buraya toplamamızdaki amaç şirkete bağlılığınızı ve zaafiyetleriniz öğrenmekti. Ece Yılmaz eksi puan ile başladı... Başkan Wesker?

Bşkn Wesker: Baylar ve Bayanlar, Saklı Orman bölgesine araştırma ve iz sürmeye gönderilecek bir öncü birliğe ihtiyacımız var. Bunu normal ajanların yapması yerine, üst düzey yöneticilerden birilerinin yapması planımızın daha güvenli ve gizli kalması bakımından olumlu gözüküyor. Aranızdan gönüllülere ihtiyacım var, gönüllü sayısı çıkmaz veya yetersiz kalırsa aranızdan rastgele seçeceğiz.

Odaya sessizlik hakimdi. Kimse elini kaldırmadı. Başkan Wesker sorusunu tekrarladı. Ben, Ece ve Seda birbirimize bakıyorduk. Ece birşeyler fısıldadı;

- " Hadi ama!!!... Bizi oraya ölüme gönderiyor. Baksana şirkete çalışanlar umrunda değil! Tek umursadığı o tesis! " diye tamamladı Ece. Seda tam o sırada konuşmaya girdi.

- " Eğer Saklı Orman geri alınamazsa, Batıdan gelen Yabani ve Mutant akını önce Spartadaki T.C.A. birliklerini, Rize Merkezde kalan grupları, en son ise bizi ve Engindere savunma hattını yok eder. " dedi Seda. Biraz düşündüm ve elimi havaya kaldırdım. Odadakiler bana baktı, tek eli havada olan bendim. Başkan Wesker'ın dikkati birden benim üzerime döndü " Yalnızca sen mi? " diye sordu ve hemen ardından Ece ve Seda'da elini havaya kaldırdı. Başkan Wesker döner koltuğuyla birlikte sağ tarafa döndü ve Bay Mumcu'ya " Sence de uygun mu? " diye sordu. Bay Mumcu, Seda'ya bakarak gülümsedi ve tekrar Başkan Wesker'a dönüp başını evet manasında salladı.

Caner Mumcu: İsimleriniz?

Ben: Berra

Ece Y.: Ece

Seda D.: Seda

Başkan Wesker, Bay Caner isimlerimizi yazdıkdan sonra ayağa kalktı ve parmağını şaklattı " TOPLANTI BİTMİŞTİR. " dedi ve davetliler yavaş yavaş salonu terk etti. Bizde bir üst kattaki depoya gittik...

∆ 15 DAKİKA SONRA ∆

Siyah suitlerimizi giydikden sonra hepimiz birer gaz maskesi aldık ve Ece " Bu şeyi takmaktan nefret ediyorum. " dedi. Biraz kahkaha attık ve hepimiz gaz maskeleri taktık. O sırada Bay Mumcu geldi. Seda, demir dolabı açıp içerisinden kısa hafif makineli bir tüfek aldı. Hepimiz birer ufak sırt çantası aldık ve içlerine gerekli olabilecek şeyleri koyduk. Bay Mumcu tam biz kapıdan çıkacakken, bizi durdurdu ve hepimizin gaz maskesinin üst kısmına birer kamera yerleştirdi. Ardından bize bölge haritasını ve gerekli dökümanları verdikden sonra Şirket binasını terk ettik.

Ölüm ve Ötesi : 2043 (#Wattys2015)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin