Bölüm 11 - Heykele giden yol

132 8 0
                                    

Rafet Can Saat:

Feyzullah'tan ayrılalı tam 3 saat olmuştu. Bitmek bilmeyen bu tünel adeta bir labirente benziyordu. Dönüp dolaşıp aynı yerlerde daire çiziyormuşum gibi bir hisse kapıldım.
Gaz maskem ve üniformam beni boğuyordu, pis de olsa bu tünellerde dizime kadar su vardı. Az da olsa beni ferahlatıyordu. Birkaç km daha yürüdükden sonra kendimi bir an kaybettim ve olduğu gibi suya düştüm. Gaz maskemin deliklerinden içeriye kirli su girdi. Ardı ardına öksürerek ayağa kalktım. Can havliyle tüfeğimi sırtımdan aldım ve etrafa baktım. Hemen arkamdan sanki birşey hızla geçmiş gibi hissettim. Gaz maskesinin siyah cam gözleri hala ıslak olduğu için net göremiyordum. Birkaç saniye ayakta afalladıkdan sonra kendime geldim. Etrafımı tekrar kolaçan edip yola devam ettim. Tüneldeki temiz hava ilerlediğim her 1 km de daha da artıyordu. Yol beni bir açıklığa getirdi. Bulunduğum yer kanalizasyonun ağzıydı sanırım. Çukura bağlanan farklı yönlerden gelen tünelcikler vardı. Sanırım burası eski lağım tünellerinin boşaldığı yerdi. Etrafıma bakındım, solumda hemen aşağıya inen bir merdiven vardı. Yavaşca merdivene doğru yürüdüm, ilk adımımı, demir basamakları kontrol için yavaşça attım.

Ağırlığım demir basamaklara basınç yapsada basamaklar kopup düşmedi. Bende yavaş yavaş aşağıya indim. İndikden sonra tekrar geldiğim tünele baktım, ardından tam karşısındaki tünele baktım, heykel muhtemelen o yöndeydi. Yoluma devam etmek için bir şekilde oraya çıkmam gerekiyordu. Bulunduğum katın ortalarına doğru yürüdüm. Tam o sırada geldiğim yoldan birisi yanıma doğru sessizce yanaştı. Silahının namlusunu enseme dayayıncaya kadar hiçbişey hissetmedim. Dönüp saldırsam mı diye düşünmekten içim içini yedi, ama görünen o ki yanıma kadar bu kadar basit sokulabilen bir kişi ben daha müdahale etmeden beni öldürebilirdi. Birkaç saniye sonra sessizliği bozdu ;

" Burda ne işin var? Sparta da olman gerekiyor "

Sesini duydukdan sonra rahat bir nefes aldım;

" Gül Aslan, sizi tekrar gördüğüme sevindim efendim "

- " Bende öyle * Yavaşca silahını indirdi ve yüzümü ona döndüm * Neden buradasın? Sparta'ya, Gamze ve T.C.A. birliklerinin yanına gitmeliydin. "

Tam o sırada bizden 8 metre yukarıdaki doğu, batı, güney kanallarından birer silahlı, siyah üniformalı ve gaz maskeli kızlar geldi (R.E.P.K.O.N. AJANLARI BERRA, ECE, SEDA ). Gül Aslan ve ben başımızı kaldırdık ve onlara baktık. Onlarda hafif makineli tüfekleriyle bize nişan aldılar. Tüfeklerin ikisinin lazeri Gül Aslanın sağ eline ve sağ bacağıma nişan almıştı, diğeri ise tam yüzümdeydi. Burdan bir anlam çıkarmak gerekirse, sanırım Gül Aslanın rütbesi benden yüksek ve lider konumunda olduğu için onu canlı yakalamak istemeleriydi. Aralarından biri sessizliği bozdu;

BERRA: Bayan Aslan, teslim olun! Size bir zarar gelmeyecek!

Diğer iki kız sesini çıkarmadı, hemen ardından Gül Aslan cevapladı;

GÜL ASLAN: Teslim olursak bize bir zarar gelmeyeceğine dair bir güvence verebilir misiniz?

O sırada Gül Aslan bana gözleriyle hemen önümüzde duran tüneli işaret etti.

BERRA: Size bir zarar gelmeyeceğine dair sizi temin ederim, ama aynı şeyi askeriniz için söyleyemem

Gül Aslan yavaşca elini tekrar belindeki silahına attı " O halde canınız cehenneme! " dedi ve silahını çeker çekmez yukarıya doğru ateş açtı. Ajanlar eğilerek siper aldı o fırsattan yararlanıp kendimizi önümüzdeki tünele attık ve koşmaya başladık. Tünel tek yöne gidiyordu. Yanlış hatırlamıyorsam doğrudan eski valiliğe, yani şimdi ki G.D.I. üssününün karşısındaki kayıkhaneye. Koşarken Gül Aslan ile diyalog halindeydik;

GÜL ASLAN: Gelirken seni kimsenin takip etmediğine emin misin Raf?!

RAFET CAN: Sanırım hayır ! * karşılarına iki yol ayrımı çıkar, Gül Aslan sağdan devam eder ve Rafette peşinden gider * bunlar da kim?!

GÜL ASLAN: R.E.P.K.O.N. Ajanları! O konuşan sana tanıdık gelmedi mi?!

RAFET CAN: Yoo hayır!

GÜL ASLAN: Damla Berra, hatırladın mı?! * Gül Aslan birden soldaki girişten içeri sapar *

RAFET CAN: * Rafet hemen peşinden sola döner * Gerçekten mi?! Bizi neden yakalamaya çalıştılar?!

GÜL ASLAN: Bilemiyorum, acilen Spartadakilere ulaşmalıyız!

Birkaç saniye sonra tünelin sonundaki ışığı farkettik ve kendimizi dışarıya attık.

RAFET CAN: Tünelde ne işin vardı?

GÜL ASLAN: Kubilayı ve Seni öldürecekler. Sizi uyarmaya geliyordum. Bu arada, Kubilay nerede?

RAFET CAN: Saklı ormandaki kartal yuvasında ayrıldık. Gölgeler peşimizdeydi.

GÜL ASLAN: Gölgeler mi? Onlar durduk yere kimseye musallat olmazlar, ne yaptınız?

RAFET CAN: Hiçbişey, yalnızca ayinin ortasına dalıp bir kızı kurtardık ve gölgelerden iki üç tanesini öldürdüm.

GÜL ASLAN: Hey hey bir saniye, bana o kurtardığınız kızdan bahsetmedin. Üzerinde herhangibir üniforma veya işaret varmıydı?

Biraz düşündükten sonra cevapladım

RAFET CAN: Üzerinde siyah bir üniforma vardı, kısa bir badi giyiyordu. Kollarından birinde... Tanrım! Çok aptalım kolunda kaplan dövmesi ve altında REPKON harfleri vardı.

GÜL ASLAN: Aptal! Belkide bu hatan yüzünden onu öldürecekler!

Gül Aslan birden tünele hareketlendi, bende peşinden gittim ve onu kolundan yakaladım.

RAFET CAN: Efendim! Efendim! Yol tehlikeli, ajanlar orda. Artık çok geç!

Gül Aslan yavaş yavaş dizlerinin üzerine çöktü ve ağlamaya başladı. Onu olduğu gibi kendi haline bıraktım. Belimdeki işaret fişeğini çektim ve havaya ateşledim. Altın sarısı bir fişek gökyüzüne doğru süzüldü.

RAFET CAN: Yardım birazdan burda olur, efendim. Artık kendinizi üzmeyin. Kubilayın onlara yakalanmayacağına eminim.

GÜL ASLAN: * Gözlerini sildikden sonra sol ayağını yere basıp elini dizine attı ve destek alıp ayağa kalktı * Bende öyle umuyorum. Peki, şimdi nereye gideceksin Rafet?

RAFET CAN: Heykel. Sefer ve diğerleri oradaymış.

Gül Aslan bir an şaşırmış gibi oldu ve cevapladı.

GÜL ASLAN: Sefer ve diğerleri mi? Bunu nereden biliyorsun?

RAFET CAN: Feyzullah. Hem o olmasaydı muhtemelen bir iblisin boynuzu beni sırtımdan delip geçecekti.

Tam o sırada Eski üst geçitten G.D.I. askerleri gelmeye başladı. Gül Aslan gülümsedi.

GÜL ASLAN: Eski dostlarımın yaşadığını duymak güzel. Dikkatli ol Raf!

Cevap vermeden hızlıca geçitin altından koşarak sahil yoluna çıktım.

Ölüm ve Ötesi : 2043 (#Wattys2015)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin