2.b.

20.4K 953 22
                                    

....

"çıkın !"

Bıçak gibi keskin ve ifadesiz sesimle ikili bana dönerken gözlerimi yerden çekmedim.

"Ali-"

"Çıkın dedim."

Soğuk sesim Ömer'i gererken Azer ifadesizce bana bakıp arkasına yaslandı.

"Buradan seni almadan çıkmayacağımı anlamalısın."

Kendinden emin cümlesiyle alayla kıvrıldı dudağım.

"Öyle mi 23 yıl sonra çıkıp bir kağıt ile kendinizde benim üzerimde hakimiyet kurma hakkını bulacaksınız ve ben öylece sizinle geleceğim öyle mi ? Hemde yokluğunuzda ki 23 yılda yaşadıklarımı bilerek..komiksiniz. Çıkın şimdi."

Son derece sakin halim Ömer'i her geçen saniye tedirgin ederken Azerin dudakları içtenlikle kıvrıldı.

"Emin ol 23 yılda varlığından haberim sorumluluğumda  olmadığın durumlarda ne yaşadığını bilmiyorum ama bu bana engel olacak bir neden değil. Şimdi zorluk çıkarmadan gel."

Bakışlarında ki anlamsız ve yoğun tuhaf hisse gözümü kırpmadan baktım.

Gözlerinde ki bakışın tam tarifi yoktu bende ama uğursuz bir his uyandırdığı da bir gerçekti .

"Sizden zerre olumlu bir enerji almazken neden güvenip geleyim sizinle ?"

"Ölmek için sayılı günü kalmış  Alin için ."

Bir tokat misali verdiği cevapla  anlık durdum sonra  kaşlarım havalandı  başımı olumsuzca sallayarak ve alayla güldüm.

"Ölüm herkes için haktır ve ne zaman geleceğini kimse bilmez .Bu Allah'ın takdirinde olan bir durum Alin hanımın benden önce öleceğinin benim ondan çok yaşayacağımın garantisi yok bunu siz veya bir başkasıda bilemez. yaratılışında bir emeği olmayan insanların tahmini sözleri ise benim nazarımda boş ! Bu bahaneniz beni ikna etmedi.

Şimdi lütfen ben çizgimden çıkmadan edebinizle gidin. Zira başkaları için kendimden yeterince taviz verdim. Daha fazla vermeye niyetim yok. Benim yokluğunuzda kurduğum iyi kötü bir düzenim ve hayatım var fazlasında gözüm yok ha gelip görmek istiyene anlayış gösterebilirim ama fazlasını değil."

"Ali -"

"Ömer ."

Ömer'in uzlaştırmaya çalışan sesini o çok korktuğu nadir öfke nöbetlerime yaklaştığımı belli eden bir sakinlikle kesince Ömer endişeyle gözlerimin içine baktı.

Benim için saf endişeyle.

Gözlerimiz üç saniye birbirine kenetlenince Ömer beni ikna edemeyeceğiini anlayarak bıkkınlıkla  nefesini verdi ve ayağa kalkıp Azere kapıyı gösterdi.

"Ben sizi uğurlayayım Azer bey şu anda bu konuyu konuşmak için hiç iyi bir zaman değil inanın bana  ."

Azer yerinden kımıldamadan sakince cevap verdi.

"İnanın benimde zerre umrumda değil zaman falan filan. Alin istedi ve Ali de gelecek ."

O kadar sakin ve sıradan bir şey gibi dile getirdiği şey benim nöbetimi tetiklerken elim yumruk oldu .Tırnaklarımdan sızan kan yere damlarkan ellerimi açmaya çalışan Ömer'i zerre umursamadan Azer Hazerşaha kilitlendim öylece. İçimde ki şeytanı serbest bıraktığım anda ortalığın cehennem yerine dönmesi an meselesiydi.

~Aksak Ali ~ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin